4. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2327 Karar No: 2020/3439 Karar Tarihi: 18.02.2020
Şantaj - hırsızlık - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/2327 Esas 2020/3439 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin şantaj ve hırsızlık suçlarından mahkum olduğunu karara bağlamıştır. Ancak, daha sonra yürürlüğe giren bir kanun sebebiyle hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı görülerek sanığın hukuki durumu yeniden değerlendirilmelidir. Ayrıca, temel ceza belirlenirken yasal düzenlemeler ve deliller birlikte değerlendirilmeli, ancak bu dosyada tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık için hapis cezasının gerekçesi belirtilmeden tercih edilmesi hatalıdır. Sanığın pişmanlığı ve sosyal durumu da dikkate alınarak hüküm açıklama yöntemi uygulanması konusunda da çelişki bulunmaktadır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin bir iptal kararının da uygulanması gerekmektedir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/2. ve 254. maddeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. ve 144. maddeleri, 4616 sayılı Kanun'un erteleme hükümleri, Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi ve 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik Anayasa Mahkemesi iptal kararları.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile CMK"nin 253. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile“ ibaresi madde metninden çıkarılmış olması sebebiyle CMK"nın 253/2. fıkrası gereğince TCK"nın 144. maddesinin uygulandığı hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca, "suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanun"un 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanun"un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 2-TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında sayılan hususlar TCK"nın 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" biçimindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve deliller birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, ilgili yasa maddesinde hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde; cezalardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi ve bundan sonra da alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının uygulanması gerekirken, tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık hakkında, gerekçesi gösterilmeksizin hapis cezasının tercih edilmesi ve TCK"nın 61/1. maddesinde belirtilen yasal ibarelerin sanığın fiiliyle ilişkilendirilmeden tekrarlanması suretiyle ve hukuki dayanaktan yoksun soyut gerekçelerle temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi, 3-Adli sicil kaydına göre daha önceki cezası 4616 sayılı Kanun uyarınca ertelenen sanığın, sosyal ve ekonomik durumu ile yargılama aşamasında gösterdiği pişmanlık dikkate alınarak ileride tekrar suç işlemeyeceği kanaatiyle hapis cezası TCK"nın 51. maddesi uyarınca ertelenen sanık hakkında, bu defa "sanığın geçmişteki hali, suçun işlemesindeki özellikler ve mahkemece edinilen kanaat" gerekçesiyle CMK"nın 231. maddesinde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması suretiyle çelişki neden olunması, 4-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... Doğar"ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.