17. Hukuk Dairesi 2016/6065 E. , 2019/3194 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiş, davacı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.03.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 26.02.2013 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu araç ile davalıya trafik sigortalı aracın çarpıştığını ve davacının yaralandığını, davalının yolcu olan davacının zararından müteselsilen sorumlu olduğunu, belirsiz alacak davası olarak davacının sürekli işgöremezlik ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle oluşan zararlarına yönelik olarak şimdilik 200,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini 66.428,89 TL"ye artırmıştır.
Davalı vekili, kusura itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın ıslah da dikkate alınarak kabulü ile 66.628,89 TL tazminatın 07.01.2014 dava tarihinden itibaren değişen avans faizi oranları üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ... Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin ... Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece alınan Ankara Üni. Tıp Fak. ... ABD Başkanlığı"nın raporunda davacı ..."in yaralanması nedeniyle genel beden gücünden %17,2 oranında kaybettiği belirlenmiş ve mahkemece hükme esas alınmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporu kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlenmiştir. Kaza, 26.02.2013 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Davacının trafik kazası nedeniyle iş gücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği"ne göre rapor alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır.
3-Davacının, kaza nedeniyle oluşan ve geleceğe yönelik kalıcı iş göremezlikten kaynaklanan zararının hesabında, kaza tarihi itibariyle elde ettiği gelirin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam
süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira Asgari Geçim İndirimi (AGİ) ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda pasif dönem zararı hesaplanırken esas alınan ücrete asgari geçim indirimi dahil edilerek hesaplama yapılmıştır. Buna göre mahkemece pasif dönem hesabında Asgari Geçim İndirimsiz asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.