Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/3510
Karar No: 2022/1032
Karar Tarihi: 28.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/3510 Esas 2022/1032 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3510 E.  ,  2022/1032 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/3510
    Karar No : 2022/1032

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
    VEKİLİ : I.Huk.Müş.Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul ili, … ilçesi, … Camii uzman imam hatibi olarak görev yapan davacının, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 25. maddesinde belirtilen siyaset yasağını ihlal ettiğinden bahisle görevine son verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ve işlem nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlar karşılığı 15.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminatın görevine son verildiği tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... dare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
    Davacının siyasi propaganda yaptığına kanıt olarak gösterilen tanık ifadelerinin somut ibareler içermediği, başkasından duyulan bilgilerin paylaşılması üzerine belirtilen ifadelerin olduğu, müezzin F.G.'nin anılan tarihlerde ülke dışında olduğu ve siyasi propaganda yapıldığına bizzat şahit olmadığı, A.G.'nin ifadesinde belirttiği olayın ise davacının arkadaşıyla yaptığı konuşmanın kamu hizmeti dışında yapıldığı anlaşıldığından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, İ.A.'nın ifadesinde belirttiği broşür dağıtma fiilinin sadece adı geçen tanığın arkadaşından duyduğu, bunun dışında soruşturma raporunda broşür dağıtmaya dair bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, bu durumda "dağıtmak" gibi yaygın bir fiilin sadece bir tanığın arkadaşı vasıtasıyla duyduğunu belirtmesi ve başka tanıklardan buna dair bir ifade verilmediği de göz önüne alındığında gerçekleşmediği, zira bu soruşturma öncesinde davacı hakkında söz konusu iddiayı da içeren soruşturma sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda da davacının bir siyasi parti lehine veya aleyhine faaliyette bulunmadığı ve bu iddiaların sübuta ermediğinin belirtildiği hususu da dikkate alındığında üzerine atılı bulunan siyasi propaganda yapmak fiilinin sübut bulmadığı anlaşıldığından davacının 633 sayılı Kanun'un 25. maddesi uyarınca görevine son verilmesine dair dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
    Davacının 15.000,00-TL maddi tazminat istemi yönünden;
    Dava konusu işlem nedeniyle alamadığı maaşlarına ilişkin uğradığı zararın tespitine ilişkin olarak Mahkemelerinin 13/11/2015 tarihli ara kararı üzerine davalı idarece gönderilen cevabi yazı ve eki bilgi ve belgelerden davacıya toplam 11.987,00-TL'nin dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği, lojman için ihtiyarı olarak davacının kendi istemi ile yaptığı harcamaları içeren maddi tazminat talebinin ise reddi gerektiği,
    Davacının 10.000,00-TL manevi tazminat istemi yönünden;
    Manevi zararın, kişinin fizik yapısını zedeleyen, yaşama gücünü azaltan olaylar nedeniyle duyulan acıyı, ıstırabı veya kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle şeref ve haysiyetin rencide edilmesini ifade ettiği gibi, günlük yaşamı zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı da kapsadığı,
    Her elem ve ızdırabın da manevi tazminat ödenmesini gerektirmediği, manevi tazminatın ödenebilmesi için ağır hizmet kusuru sonucu ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması ve şeref ve haysiyetin rencide edilmiş bulunmasının gerektiği,
    Tüm bu veriler ışığında, idarenin tesis ettiği anlaşılan işlemi nedeniyle davacının hukuken korunması gerekli ölçüde şeref ve haysiyetinin ihlale uğradığından veya manevi tazminat yoluyla tatmin olması gerekli acı ve üzüntüye düştüğünden, bir başka ifade ile idareyi tazminle yükümlü kılacak bir ağırlıkta bir kusurun varlığından söz etmeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının maddi tazminat talebinin 11.987,00-TL'lik kısmının kabulü ile davalı idarece dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebi ile 10.000,00-TL manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 11/11/2020 tarih ve E:2016/51120, K:2020/5045 sayılı kararıyla;
    Dava konusu işlemin dayanağı soruşturma raporu incelendiğinde, internet üzerinden şikayet dilekçesi veren M.Y.'nin ifadesinde; … İlçe Müftülüğüne bağlı … Caminin sürekli cemaatinden olduğunu, caminin eski imam hatibi olan davacının 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde bir günde "Ak parti'ye oy vermeyin, CHP'ye verin" dediğini, bunu kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup cami cemaatine ve cami avlusunda söylediğini, tanıklardan A.K.'nin söz konusu iddiayı doğrulayarak, caminin imam odasında davacının "sen hırsızların yaptıklarını gördün mü? Şu ayakkabı kutularından bizde de olsa" dediğine şahit olduğunu, yine tanıklardan İ.A 'nın da, hükümet aleyhine birtakım yazılar ihtiva eden broşürün esnafa kendisi tarafından dağıtılıp dağıtılmadığını davacıya sorduğunu ve davacının ise kabul ettiğini beyan ettiği,
    Anılan ifadelerin değerlendirilmesinden, davacının bir siyasi parti aleyhine, diğer siyasi parti lehine siyasi faaliyette bulunduğunun sabit olduğu ve bu suretle 633 sayılı Kanun'un 25. maddesinde düzenlenen dini görevi içinde veya dışında her ne suretle olursa olsun siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övme ve yerme yasağını ve 657 sayılı Kanun'un 7. maddesinde düzenlenen tarafsızlık koşulunu ihlal ettiği, bu nedenle anılan fiili nedeniyle davacının görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine olanak bulunmadığı,
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali ve 15.000,00 TL maddi tazminat talebinin işlem nedeniyle uğradığı maddi kayıplarının kısmen kabulü ile 11.987,00 TL maddi tazminat tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali ve maddi tazminat isteminin kısmen kabulü yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, soruşturma kapsamında elde edilen delillerden davacının eyleminin sabit olduğu, davacının 30 Mart 2014 seçimleri öncesi siyasi propaganda yaptığı, siyaseten tarafsızlığını koruyamadığı ve bu eylemleri sebebiyle din hizmeti yürütmesine imkan bulunmadığı, yerel mahkeme kararının uygulanarak davacının göreve döndürülmesinin kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından sakınca oluşturduğu, nitekim yerel mahkemenin tanık beyanlarının sadece bir duyumdan ibaret olduğu yönündeki tespitlerinin yersiz olduğu, birden fazla tanığın davacının siyasi parti lehine eylemlerde bulunduğunu açıkça belirttiği, bu nedenle işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY :
    İstanbul ili, … ilçesi, … Camii uzman imam hatibi olarak görev yapan davacı hakkında 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde siyasi propaganda yaptığı iddiasına yönelik olarak M.Y tarafından BİMER aracılığı ile verilen şikayet dilekçesi neticesinde disiplin soruşturması yürütülmüştür.
    Soruşturma sonucunda davacının, mahalle sakinlerine seçimle ilgili iktidar partisi aleyhine, bir başka parti lehine telkinlerde bulunduğunun tanık ifadeleri ile tespit edilmesi sonucu Devlet memurlarının siyaset yapma yasağını ihlal etmiş olması sebebiyle disiplin yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(o) maddesi uyarınca bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması, idari yönden ise 633 sayılı Kanun'un "Siyasetle İlgilenme" başlıklı 25. maddesi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesi teklifi getirilmiştir.
    Söz konusu teklifin Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Kurulunda görüşülmesi sonucu davacının siyasi eylemleriyle anılan mevzuat ile getirilen yasağı ihlal ettiği gerekçesiyle tesis edilen … tarih ve … sayılı karar ile Diyanet İşleri Başkanlığındaki işine son verilmesine karar verilmiş ve bu karar Diyanet İşleri Başkanlığınca onaylanarak … tarih ve … sayılı işlemi ile davacının görevine son verilmiştir.
    Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    Anayasa'nın "Diyanet İşleri Başkanlığı" başlıklı 136. maddesinde, "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." kuralına yer verilmiştir.
    657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık" başlıklı 7. maddesinde, "Devlet memurları siyasi partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar; görevlerini yerine getirilirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunmazlar ve bu eylemlere katılamazlar. Devlet memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler." hükmüne yer verilmiştir.
    633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Siyasetle ilgilenme" başlıklı 25. maddesinde, "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluşunun her derecesinde görev alan personel, Memurin Kanununun hizmetliler için yasak ettiği siyasi faaliyetten başka, dini görevi içinde veya bu görevin dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övemez ve yeremez. Bu gibi hareketleri tahkikatla sabit olanların, ilgili ve yetkili mercilerce işine son verilir." kuralına yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlıkta, davalı idarece 633 sayılı Kanun'un 25. maddesi kapsamında değerlendirilen davacının eylemlerinin, tanık beyanları vasıtası ile sübut bulup bulmadığı hususunun irdelenmesi gerekmektedir.
    Soruşturma raporu ve eklerinin incelenmesinden; internet üzerinden verilen şikayet dilekçesi üzerine davacı hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma kapsamında müşteki ile birlikte altı tanığın ifadesine yer verildiği, müşteki M.Y.'nin ifadesinde, … İlçe Müftülüğüne bağlı … Cami'nin sürekli cemaatinden olduğunu, caminin eski imam hatibi olan davacının 30 Mart 2014 seçimleri öncesinde bir günde "Ak Partiye oy vermeyin, CHP'ye verin" dediğini, bunu kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup cami cemaatine ve cami avlusunda söylediğini, tanıklardan A.K.'nin söz konusu iddiayı doğrulayarak caminin imam odasında davacının "Sen hırsızların yaptıklarını gördün mü? Şu ayakkabı kutularından bizde de olsa" dediğine şahit olduğunu, yine tanıklardan İ.A.'nın, hükümet aleyhine birtakım yazılar ihtiva eden broşürün esnafa kendisi tarafından dağıtılıp dağıtılmadığını davacıya sorduğunu ve davacının ise kabul ettiğini, diğer tanıkların ise davacının siyasi propaganda yaptığını görmediklerini ve işitmediklerini ancak "Oyunuzu Ak Partiye vermeyin CHP'ye verin" şeklinde telkinlerde bulunduğunun cami cemaati arasında konuşulduğunu beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
    Anılan bu ifadelerin değerlendirilmesi sonucunda tanıkların tamamının beyanlarının yalnızca duyumdan ibaret olmadığı, altı tanık ifadesinden üçünün görgüye dayalı ifadeler olduğu ve ifadelerde somut bilgilere yer verildiği, diğer üç tanık ifadesinin ise bu ifadeleri destekler mahiyette duyuma dayalı olduğu, dolayısıyla davacının eylemlerinin tüm bu tanık ifadeleri ile sabit olduğu anlaşıldığından davacı hakkında 633 sayılı Kanun'un 25. maddesinde düzenlenen dini görevi içinde veya dışında, her ne suretle olursa olsun, siyasi partilerden herhangi birini veya onların tutum ve davranışını övme ve yerme yasağını ve 657 sayılı Kanun'un 7.maddesinde düzenlenen tarafsızlık koşulunu ihlal ettiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının bu işlem nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararın tazmini isteminin de reddi gerekmektedir.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali ve maddi tazminat isteminin kısmen kabulü yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ve maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu …tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine,
    4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY
    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; … İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ve ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi