14. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/2610 Karar No: 2019/4560 Karar Tarihi: 20.05.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/2610 Esas 2019/4560 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı tüketici, davalı şirketten satın aldığı dairenin tapuda devrini gerçekleştirmemesi nedeniyle dava açmıştır. Mahkeme, davacının lehine karar vermiş, ancak davalı Müflis adına iflas idare memuru temyiz etmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında olan konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de, bu kanun kapsamına alınmıştır. Davacı tüketici olduğu için, çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği ve mahkemenin görevsiz olduğuna karar verilmiştir. Hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesinin (k) ve (l) bendleri ve 73. maddesi detaylı açıklayıcı bir şekilde belirtilmiştir.
14. Hukuk Dairesi 2017/2610 E. , 2019/4560 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.07.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Müflis adına iflas idare memuru vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı şirketin 195 Ada 7 nolu parselde kayıtlı bulunan A1 blok 15 nolu bağımsız bölümü 85.000,00TL karşılığında müvekkile sattığını, dairenin satış bedelinin tamamının ödendiğini, davalı şirketin daireyi 2011 yılında bitirerek müvekkile teslim ettiğini, ancak dairenin tapuda devrini gerçekleştirmediğini, dava konusu taşınmaza ait tapu üzerinde bir çok haciz bulunduğunu, bu haciz alacaklılarına müvekkilin her hangi bir borcunun bulunmadığını ve dava konusu taşınmazın 2011 yılında müvekkile satılmış olması nedeniyle hacizlerden temizlenmiş olarak tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı müflis adına iflas idare memuru Av. ... temyiz etmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazların da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır. Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir. Somut olayda da; davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken görevli olmayan asliye hukuk mahkemesince çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.