15. Hukuk Dairesi 2014/2681 E. , 2015/1102 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir.
Mahkemece davaya konu edilen kuyuların inşasına ilişkin olarak davacının edimini tam ifa etmediği bu nedenle davacı idarenin edimini tam olarak ifa ettikten sonra devir alma çağrısında bulunabileceği ve iş bedelinin talep edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Yanlar arasında tarihsiz adi yazılı “ön sözleşme” yapılmıştır. Bu sözleşme, özel hukuk hükümlerine göre kurulmuştur (BK.md.119). Davalı, bu sözleşme ile yeraltı suyundan sulama suyu temini maksadıyla projeleri hazırlanarak sondaj kuyuları inşaası, motopomplarla techizi, motopomp barakaları, sulama ve elektrik tesislerinin inşaası işlerinin yapımını yüklenmiştir. Yanlar arasındaki sözleşme, Borçlar Kanunu"nun 355. maddesinde tanımlandığı üzere; niteliğince bir “eser” sözleşmesidir. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir.
Sözleşmenin 3. maddesinde; iş-eser bedeli yaklaşık olarak (331.404,75 TL) kararlaştırılmış; ancak, tesislerin ikmâlini müteakip yapılacak kat"i hesaplara göre tespit edilecek olan kat"i bedellerin geri ödemeye esas olacağı açıklanmıştır. Sözleşmenin 4. maddesi, "Kooperatif, iaderece inşası yapılan yeraltı suyu pompaj tesislerini sonradan tanzim edilecek “Devir Sözleşmesi” esasları dahilinde devralmayı, bu tesisleri “167 Sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun”, “Yeraltı Suları Tüzüğü”, “Yeraltı Suları Teknik Talimatnamesi” ile ekteki “Yeraltı Suyundan Sulama Tesislerine Ait İşletme, Bakım ve Onarım Talimatı” hüküm ve esaslarına göre işletmeyi peşinen kabul eder." hükmünü içermektedir. Sözleşmenin bu hükmü gereğince, taraflar, yapılan tesislerin davacıya devri için ayrıca bir “devir sözleşmesi” yapılmasını yüklenmişlerdir. Devir sözleşmesininde, yapılması yüklenilen eserin, tamamlanmış olmasıyla birlikte yapılacağı kuşkusuzdur. Borçlar Kanunu"nun 22. maddesi gereğince, taraflardan herbiri ön sözleşme ile diğer taraftan asıl sözleşmenin yapılmasını sözleşmenin yapılmasını istemek hakkını elde eder. Taraflardan biri, ön sözleşme ile yüklendiği edimi yerine getirmediği takdirde diğer taraf, Borçlar Kanunu"nun 106. maddesinde belirtilen seçimlik haklardan birini kullanmak durumundadırlar.
Yanlar arasındaki uyuşmazlık, esasen ön sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmaktadır. Davacı, iddiasında geri ödenmesi gereken iş bedelinin, 2010 yılı maliyet tablosuna göre hesaplanan miktar olması ve devir sözleşmesinin bu miktar esas alınarak yapılması; davalı taraf ise, savunmasında kuyuların eksiksiz olarak tamamlanmadığını bu nedenle idarenin edimini ifa etmeden teslime zorlayamayacağını savunmuştur.
Mahkemece alınan 13.06.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 58022 ve 58021 numaralı sondaj kuyularında sorun olmadığı, 58023 numaralı sondaj kuyusu pompasının değiştirilmesi, test vanası akması imalatının yapılması gerektiği, sondaj kuyularının elektrik imalatlarının projesine uygun olarak yapıldığı belirtilmiştir. O halde, sözleşme konusu iş-eser, kabulü reddedilemeyecek derecede tamamlanmış olarak yüklenici tarafından eser sahibine teslim edildiğinden teslim tarihi itibarıyla iş bedelinin saptanması gerekir. Bir eserin tamamlanmış olması, eserin objektif ölçüler içinde amaca uygun olarak kullanılabilir durumda olduğunun saptanmasıyla mümkündür.
Sözleşmede, iş bedelinin belirlenmesi yöntemini belirleyen bir hüküm veya sözleşmenin yollama yaptığı bir düzenleme bulunmadığına göre iş bedeli, Borçlar Kanunu"nun 366. maddesinde öngörülen yasal yönteme göre belirlenmelidir. Anılan Yasa hükmüne göre, yanlarca önceden kararlaştırılmamış veya yaklaşık olarak kararlaştırılmış olan eser bedeli yapıldığı somut olayda ikmâl edilip teslim edildiği zamandaki serbest piyasa fiyatlarına göre, bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla yapılacak inceleme sonucu mahkemece belirlenir.
Tüm bu sebeplerle, mahkemece yapılacak iş; 6100 sayılı HMK"nın 266 ve devamı maddelerine uygun seçilecek uzman bilirkişiler aracılığı ile yerinde keşif yapılarak, 13/06/2012 tarihli uzman bilirkişi kurulunun hazırladığı rapor doğrultusunda teslim gereken tarihe göre ve Borçlar Kanunu"nun 366. maddesindeki yasal yönteme uygun şekilde davalının hakettiği iş bedeli tespit edilerek davanın karara bağlanmasından ibaret olmalıdır.
Mahkemece, yanlış değerlendirme ve nitelendirme sonucu yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme istemindebulunulabileceğine 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.