(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/29815 E. , 2020/2351 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iş sözleşmesine haksız olarak son verildiğini belirterek 500,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL yıllık izin ücreti, 400,00 TL fazla mesai ücreti, 50,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 100,00 TL hafta tatili ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesirde davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yarıgılamada toplanan delillere, ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Davacı ayrı ayrı miktar belirtmek sureti ile bir kısım işçilik alacağı talebinde bulunmuştur. İşçilik alacaklarına ilişkin davalarda, davacının her bir alacağa ilişkin talebi ayrı ayrı talepler olup bu nedenle hüküm tesis edilirken de tüm alacak taleplerinin ayrı ayrı hüküm yerinde belirtilmesi gerekmektedir. Açıklananlar ışığında mahkeme kararı değerlendirildiğinde; davacının hangi alacağının hangi miktarda hüküm altına alındığı belirtilmeden davacının dava dilekçesinde belirttiği tüm alacaklar toplamı olan 1.250,00 TL nin davalıdan tahsiline şeklinde hüküm tesisi hatalı olup, bozma sebebidir.
2-Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık davacının bir kısım alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususuna ilişkindir.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, davacı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davacının talep ettiği alacaklardan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları talep edildiği tarih itibari ile sözleşmenin feshi tarihinden itibaren 10 yıllık zaman aşımına tabidir. Yıllık izin ücreti talebide yine sözleşmenin son bulmasından itibaren 5 yıllık zaman aşımına tabi iken fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ise talep tarihinden geriye doğru 5 yıllık zaman aşımına tabi olacaktır. Zaman aşımı itirazı değerlendirilken belirtilen süreler her alacak için ayrı ayrı dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.
Tüm açıklananlar kapsamında mahkeme gerekçesi değerlendirildiğinde, her ne kadar davacının ıslah talebinin yapıldığı tarih itibari ile dava dilekçesinde saklı tutup ıslah dilekçesi ile talep ettiği alacak miktarlarının zaman aşımına uğradığı belirtilmiş ise de yukarıda izah edildiği üzere davacının tüm alacak talepleri için zaman aşımı ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden davacının ıslah dilekçesinde talep ettiği alacak miktarlarının yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.