Esas No: 2022/3702
Karar No: 2022/6728
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3702 Esas 2022/6728 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kısa özet: Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemiyle açılan davada, mahkeme davalı Kurumun istinaf istemini reddetti. Ancak davalı Kurum temyiz yoluyla kararı bozdurdu. Çıraklık sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, çalışmaların meslek ve sanat öğrenimine mi yoksa üretime mi yönelik olduğu araştırılmalıdır. Davacının 14 yaşındayken işe başladığı ve çıraklık ibaresinin işe giriş bildirgesinde yer almadığı belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: Uyuşmazlığın çözümü için 506 sayılı Kanun'un 2 ve 3. maddeleri, 2089 sayılı Çırak Kalfa ve Ustalık Yasası'nın 4, 5, 16 ve 20. maddeleri göz önünde bulundurulmalıdır. 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanun’un 79 ve 108’inci maddeleri de davanın yasal dayanağıdır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: ... 18. İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı 10.01.1988 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, açılan davanın kabulü ile, davacının 5232573209 sicil numaralı iş yerinde 20/05/1988 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurumun istinaf isteminin esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davacının vekili olmamasına rağmen kararın 4. Maddesinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, sigorta sicil numarasının 1988 yılına ait serilerden olup olmadığının araştırılmadığını, 1989/1-2-3. dönem bordroları olan tanıkların ifadelerinin kabul edilemeyeceğini, tanıkların davacının talep ettiği 20.05.1988 sigorta başlangıç tarihini doğrulamadığını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanun’un 79 ve 108’inci maddeleri olup, tespiti istenen dönemde 05.07.1977 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Kanunu yürürlükte olduğundan uyuşmazlığın bu Kanun hükümleri ile 506 sayılı Kanunun 2 ve 3’üncü maddelerine göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanun’un 2’nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6’ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. 506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan ve 05.07.1977 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2089 sayılı Çırak Kalfa ve Ustalık Yasasının 4’üncü maddesi çırağı, “Bu Kanuna tabi bir sanatı, o sanat için düzenlenen teorik ve pratik öğrenim programına göre o iş yerinde öğrenmek amacı ile bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimse...” olarak tanımlamıştır. Kanunun 5’inci maddesine göre çırak olabilmek için 12 yaşından küçük, 18 yaşından büyük olmamak gerekir. Kanun'un 16. maddesinde ise, işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmağa başlamadan önce velisi veya Kanuni mümessili ile üç örnek yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecbur olduğu, 20 maddesinde, sözleşmenin bir örneğinin Mahalli Çıraklık Eğitim Komitesine, derneğe kayıtlı ise ilgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak sözleşmeye yazmak zorunda olduğu öngörülmüştür.
Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel Kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Temyize konu davada, davacının, sigortalılık başlangıç tarihinin 10.01.1988 tarihi olduğunun tespitini talep ettiği, davacı hakkında ... adına kayıtlı işyerinden 20.05.1988 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesi verilmiş olup; işe giriş bildirgesinin verildiği tarihte, davacının 14 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinde çırak ibaresinin yer almadığı, dinlenen tanıkların davacının montaj işi yaptığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; öncelikle davacının öğrenim durumu araştırılmalı, talep konusu dönemde 14 yaşında olan davacının ve yaptığı işin niteliği hususunda, dinlenilmeyen bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıkları saptanmak suretiyle davacının çalışmasının meslek ve sanat öğrenimine yönelik mi yoksa üretime yönelik mi olduğu tespit edilerek, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
Kabule göre, talep başlangıcı itibariyle 14 yaşında olan davacı yönünden 506 sayılı Yasanın 60/ G maddesinin gözetilmemesi ve davacı taraf vekille temsil edilmediği halde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli bulunmamıştır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.