16. Hukuk Dairesi 2016/15380 E. , 2019/6854 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 134 ada 15 parsel sayılı 612,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın murisi, eşi ...’a ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında sehven davalı ... adına tespit gördüğünü belirterek miras yoluyla gelen hakka, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama devam ederken dahili davalılar ..., ..., ... ve ... davaya muvafakat etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; çekişme konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacılar adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın kadastro tespiti, ceddinden intikalen ve taksimen gelme malı olduğu belirtilerek davalı ... adına yapılmıştır. Davacı taraf taşınmazın müşterek muris ...’dan intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmesi sonucunda eşi ... "a verildiğini ettiğini iddia etmiş; davalı taraf ise çekişmeli taşınmaz bölümünün müşterek muristen intikal ettiği, ancak dava dışı kardeşleri ..."e ait olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi ..."den intikal ettiği ve ... terekesinin mirasçıları arasında taksim edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazın taksim neticesinde kime düştüğü ve kimin kullanımında olduğu noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ..."dan kaldığı, kardeşler arasında bu zamana kadar gelen bir kullanım tarzı olduğu, bu kullanım tarzına göre davalı ve dava dışı ..."in köyde kendilerine ait ev ve önünde arsası olan taşınmazlarının bulunduğu, bu şekilde taraflar arasında yapılmış fiili bir taksimin olduğu, çekişme konusu taşınmazın ise yapılan taksim sonucunda davacı murisi ... "un payına isabet ettiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; mahkemece bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmamış, beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden ve yerel bilirkişi ve bir kısım davacı taraf tanıklarının taksim olgusuna ilişkin soyut nitelikteki beyanları ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, tarafların ortak murisi ..."ın vukuatlı nüfus kayıt örneği getirtilerek ölüm tarihi belirlenmeli, bundan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı ve tarafsız ve yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler ile fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tarafların delil listesinde ismi yazılı tüm tanıkları ayrı ayrı dinlenerek bu şahıslardan, taksimin tarihi taşınmazın hangi tarafa isabet ettiği, taşınmazın taksim tarihinden itibaren kim ya da kimler tarafından ne suretle kullanıldığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bu hususta HMK: 31 maddesi kapsamında kadastro tutanağında imzası olan bilirkişiler de tanık sıfatı ile dinlenilmeli, tanıkların beyanları arasında çelişki olduğunda gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, davacının murisi ... "a ait olduğu beyan edilen 134 ada 16 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtları da getirtilmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de HMK"nın 297/2. maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde bir hüküm kurularak iptal ve ... mirasçıları adına tescil edilecek pay oranı ile miras bırakana ait veraset ilamının hüküm yerinde belirtilmesi gerekirken, bu gereğe riayet edilmemiş olması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.