Esas No: 2020/5361
Karar No: 2022/1662
Karar Tarihi: 29.03.2022
Danıştay 10. Daire 2020/5361 Esas 2022/1662 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/5361 E. , 2022/1662 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5361
Karar No : 2022/1662
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 10/03/2020 tarih ve E:2017/2835, K:2020/1105 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, çocukları …'ın hükümlü bulunduğu …Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 17/12/2004 tarihinde intihar ederek yaşamını yitirmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara karşılık olarak anne …için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi; baba …için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesince; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 11/02/2015 tarih ve E:2013/1614, K:2015/339 sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların çocuğu …'ın hükümlü olarak bulunduğu …Tipi Kapalı Cezaevi'nde intihar ederek yaşamını yitirmesi olayında, idarenin gözetim ve denetim görevlerini gereği gibi yerine getirmediği, dolayısıyla hizmet kusurunun bulunduğunun sabit olduğu gerekçesiyle davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararının tespiti için Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ve hükme esas alınabilecek nitelikte görülen rapor doğrultusunda baba …için 38.060,35 TL, anne …için ise 33.470,31 TL'nin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak ise, bakılmakta olan davaya ilişkin yargılama devam ederken, davacılar tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine, oğullarının ölümünden idarenin sorumlu olduğu ve olaya yönelik olarak yerel soruşturmanın yetersizliği ve etkili olmaması bağlamında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2., 3., 6. ve 13. maddelerinin ihlal edildiği savıyla yapılan başvuru üzerine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Dairesinin …tarihli ve Başvuru No:…sayılı kararı ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2. maddesinin usul ve esas yönünden ihlal edildiği gerekçesiyle başvuru sahiplerine müştereken 45.000,00 Euro (Kırkbeş Bin Avro) manevi tazminat ödenmesine karar verildiği görüldüğünden, bu davada ikinci kez manevi tazminat ödenmesine imkan bulunmadığı gerekçesiyle davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine, yargı harçlarından muaf olduğu gerekçesiyle haklılık oranına göre tespit edilen yargılama giderlerinin ilgili kısmının davalı Adalet Bakanlığından tahsil edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu kararın manevi tazminatın ve maddi tazminatın reddine ilişkin kısımlarının onanmasına, maddi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararında hükmedilen manevi tazminatın Anayasa'nın 125. maddesinde ifade edilen tazminat ile eşdeğer tutularak manevi tazminat istemlerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, zira söz konusu kararda "olaya ilişkin etkin soruşturma yürütülmemesi" nedeniyle manevi tazminata hükmedildiği, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazları reddedilirken, davalı idarenin İdare Mahkemesi kararının maddi tazminatın kabulüne ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazlarının kabul edilmesinin cezalandırma mahiyetinde olduğu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ihlale ilişkin kararının dikkate alınması gerektiği, bilirkişi tarafından maddi zararın rasyonel şekilde hesaplanmadığı, hesap yönteminin hatalı olduğu, hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken idareye başvuru tarihi itibarıyla faiz uygulanmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Daire kararı kaldırılarak, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 10/03/2020 tarih ve E:2017/2835, K:2020/1105 sayılı kararı kaldırılarak tarafların temyiz istemleri yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıların çocuğu …, hükümlü olarak bulunduğu …Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda intihar etmesi sonucunda 17/12/2004 tarihinde vefat etmiştir.
Davacılar tarafından, meydana gelen ölüm olayında, davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu; 56. maddesinde, Devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağılığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlü olduğu; 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, aynı maddenin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu; 129. maddesinin 5. fıkrasında da, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şartlara uygun olarak idare aleyhine açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinde, herkesin yaşam hakkının yasanın korunması altında olduğu belirtilmekle, yaşam hakkının korunması devletlere bir yükümlülük olarak öngörülmüştür.
İdare kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir. İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya eksiklik şeklinde tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesi Kararının, Manevi Tazminat İstemlerinin Reddine İlişkin Kısmına Yönelik Davacıların Temyiz İstemlerinin İncelenmesi:
Davacılar tarafından, anılan Mahkeme kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu Mahkeme kararının, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davacıların bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
İdare Mahkemesi Kararının, Maddi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmına Yönelik Tarafların Temyiz İstemlerinin İncelenmesi:
Olayda, davacıların yakınının ölümü nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma zararının hesaplanması amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, maddi tazminat hesabı yapılırken anılan şahsın cezaevinde hükümlü bulunması nedeniyle şartlı tahliye olacağı 24/10/2007 tarihi dikkate alınarak hesaplama yapılmışsa da, maddi tazminat hesabı yapılırken şartlı tahliye tarihinin değil, bihakkın tahliyenin gerçekleşeceği tarih dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, yerleşik yargı uygulamalarında, destek yaşasaydı evleninceye kadar gelirinden anne ve babanın her birine %25, evlendikten sonra %16, ilk çocuk olduktan sonra %14, ikinci çocuk olduktan sonra %12,5 oranında pay ayıracağı kabul edilmiş olup, destek payları yerleşik içtihatlara uygun olarak yeniden hesaplanmalıdır.
Öte yandan; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, müteveffa ile davacıların muhtemel ömürleri, dolayısıyla destek süreleri PMF-1931 yaşam tablosuna göre belirlenmişse de, anılan sürelerin belirlenmesi için TRH-2010 yaşam tablosunun kullanılması gerekmektedir.
Bu durumda, yukarıda ifade edilen hususların karşılanması amacıyla bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle maddi tazminat tutarının güncel verilere göre yeniden hesaplanması gerekirken, eksik incelemeye dayalı temyize konu kararın maddi tazminatın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, İdare Mahkemesince, davacıların adli yardım istemlerinin kabulüne, davalı idarenin ise yargı harçlarından muaf olduğu gerekçesiyle nispi karar harcının ve davalı idareye yükletilen yargılama giderlerinin tahsiline yer olmadığına dair karar verilmişse de; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde; yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı hükmünün yer alması nedeniyle Mahkemece bozma üzerine verilecek kararda yargılama giderlerinin (tazminat istemlerinin kısmen ya da tamamen kabul edilmesi halinde kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan nispi harç davalı idareye yükletilmek kaydıyla) haklılık durumuna göre taraflardan tahsiline karar verileceği de açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin temyize konu …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.