8. Hukuk Dairesi 2010/196 E. , 2010/1988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
..., asli müdahil davacılar ...ve müşterekleri ile Hazine, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Taşlı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının reddine dair Siverek Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.06.2009 gün ve 499/348 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi asli müdahil davacılar vekili, duruşmasız olarak incelenmesi ise davacı ... vekili taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.04.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan 200 dönümlük bir parça taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hükümleri uyarınca vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davaya katılan ...ve müşterekleri vekili ise; dava konusu taşınmazın vekil edenlerine ait 213-214-215 parsel sayılı taşınmazların kapsamında kalan bir yer olduğunu, 213-214-215 parsellerin dışında kalsa bile, bu yerin 50 yılı aşkın süreden beri vekil edenlerinin tasarrufu altında bulunduğunu, davacının hiç bir hakkı olmadığını ileri sürerek davacı tarafından açılan davanın reddi ile taşınmazın vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalı ... adına davaya cevap verilmemiştir.
Davalı ... vekili ise; böyle bir davada kendilerine husumet düşmeyeceğini ileri sürerek bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ... tarafından Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle; diğer davalılara yönelik davanın ise senetsizden davacı adına kayıtlı yerin 100 dönümden fazla olduğunun belirlendiği görüşünden hareketle esastan reddine; asli müdahiller tarafından açılan davanın ise ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davaya katılanlar vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, tescil isteğine konu taşınmazın davaya katılanlara ait olduğu ileri sürülen 213-214-215 parsel sayılı taşınmazların kapsamında kalmadığı fen bilirkişiler ..., ... ve ... tarafından düzenlenen 30.5.2003, .. tarafından düzenlenen 24.6.2008 günlü krokili raporlarda açıklandığına, davaya katılanların dava konusu taşınmaz üzerinde hiç zilyetliklerinin bulunmadığı yerinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişilerce ifade edildiğine göre; davaya katılan ...ve müştereklerinin davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;davacı görülmekte olan dava ile kendisi tarafından yapılan imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde bulunmuştur.Yerinde yapılan 23.5.2003 günlü ve 19.6.2008 günlü keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tamamen taşlık bir yer olduğu için tespit dışı bırakıldığını,30-40 yıl önce davacının babası ... tarafından taşınmaz üzerindeki taşların işçi tutularak elle ve traktörle temizlenerek tarım arazisi haline getirilmesinden sonra ...’ın bu yeri tarla olarak ölüm tarihi olan 1987 yılına kadar koşullarına uygun şekilde kullandığını ve ...’ın ölümünden beri de, dava konusu taşınmazın davacının tasarrufu altında bulunduğunu bildirmişler, taşınmazın miras bırakan ...’tan davacıya nasıl kaldığını açıklamamışlar ve herhangi bir paylaşımdan da söz etmemişlerdir. Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre; davacının miras bırakanı ... Dusak 21.6.1987 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olup, davacıdan başka mirasçıları da bulunmaktadır. TMK.nun 701.maddesindeki düzenlemeye göre; elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı kanunun 702.maddesinde ise; topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birinin veya birkaçının üçüncü kişilere karşı dava açarak taşınmazın adına tapuya tescilini istemesi mümkün değildir. TMK.nun 701 ve 702. maddeleri karşısında, kendi adına tescil isteyen davacının böyle bir davayı açma sıfatı bulunmamaktadır. Bu şekilde açılmış bulunan bir davaya diğer mirasçıların katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci atanması yoluyla taraf teşkilinin sağlanması da mümkün değildir.Davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; hüküm redde ilişkin olup sonucu itibariyle doğru olmaktadır.
Davaya katılan ...ve müşterekleri vekili ile davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle reddi ile kısmen usul ve yasaya uygun kısmen de sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davaya katılan ... ve müştereklerinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı Hazineye verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nın temyiz eden davacı ile müdahil davacılardan ayrı ayrı alınmasına 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.