Esas No: 2019/5083
Karar No: 2022/1941
Karar Tarihi: 29.03.2022
Danıştay 4. Daire 2019/5083 Esas 2022/1941 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/5083 E. , 2022/1941 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/5083
Karar No : 2022/1941
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 6736 sayılı Kanun kapsamında 2011-2015 yıllarına ilişkin olarak matrah artırımında bulunmasından sonra düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi beyan tablosunun ve devreden katma değer vergisi tutarının değişmesi nedeniyle, 2015 yılına ilişkin dönemler için 6736 sayılı Kanun kapsamında hazırlanan ödeme tablosunun bu tutarlar dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 6736 sayılı Kanun ve ilgili Genel Tebliğ hükümlerine göre doğru beyan edilmeyen veya vergi hataları nedeniyle eksik veya fazla beyan edilen matrah ve vergi artırımlarının sonradan inceleme ile tespit edilmesi durumunda arttırımın fiili tespitlere göre yeniden belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüşse de 6736 sayılı Kanun'da böyle bir düzenlemeye yer verilmediği, dolayısıyla Kanun'un yayımlandığı tarihten önce verilmiş olan beyannameler ve kesinleşen tarhiyatların esas alınacağı, Kanun'un yayımlandığı tarihten itibaren verilen düzeltme beyannameleri ile Kanun'un 4. maddesi kapsamında verilen beyannamelerin matrah ve vergi artırımının hesabında dikkate alınmayacağı, anılan Kanun'da buna ilişkin bir hüküm bulunmadığı, ayrıca tarhiyat önerilemeyeceği açıkça Kanun'da belirtilen dönemler için vergi matrahının azaltılmasının da mümkün bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; taraflarca istinaf istemi üzerine; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine, davalı istinaf isteminin kabulü ile kararın 1.090,00 TL hükmedilen vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 1.210,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hesap ve işlemlerinin, idarece sonraki döneme devreden KDV yönünden vergi incelemesi yapılarak vergi inceleme raporu düzenlendiği, haklarında inceleme devam etmekte iken 19/08/2016 tarihli ve 29806 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6736 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği, ve bu kapsamda matrah artırımından faydalandıkları, ancak sözü edilen raporda ödeme tablosunun yapılmadığı ve bunun eksiklik olduğu, anılan Kanun'un 5. maddesinin 3. fıkrasında matrah artırımı yaparak vergiyi ödeyen mükellefler hakkında ilgili döneme ilişkin olarak inceleme yapılamayacağı, matrah artırımında da mükellefin beyanı değil, ilgili yıl için fiili ve gerçek tutarın esas alınacağının belirtildiği, dolayısıyla kanun öncesinde verilen ve kabul edilmiş olan düzeltme beyanlarının ve kesinleşen tarhiyatların dikkate alınacağının açık olduğu, verginin yanlış veya eksik beyan edildiğinin ileride tespiti halinde, eksik tutar varsa bu tutarın ilk takside ekleneceğinin dolayısıyla idarenin yanlış veya eksik vergiyi ileride düzeltmesinin her daim mümkün olduğunun düzenlendiği, diğer taraftan vergi hukukunda vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu, mükelleflerin vergisini fiilen tespit edilen tutar üzerinden ödemesinin kanuni hakkı olup, davacı hakkında incelemenin söz konusu Kanun'un yürürlüğünden önce başlayıp Kanun'un yürürlük tarihi olan 19/08/2016 tarihine kadar tamamlanarak alacakları kesinleşmiş olsaydı davacının artırım planı yeniden düzenlenebilecekken idarece inceleme tamamlanıp alacaklarının kesinleştirilmemesi nedeniyle faydalandırılmamasının ilgili kanuna aykırı olacağı ve Anayasanın eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.