
Esas No: 2017/8556
Karar No: 2020/524
Karar Tarihi: 23.01.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/8556 Esas 2020/524 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı banka vekili, davalının müvekkili bankadan kullandığı tüketici kredisi borcunu ödememesi nedeniyle davalıya ihtarname gönderildiğini, borcun tamamen muaccel hale gelmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı hakkında Isparta 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/808 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile Isparta 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/808 Esas sayılı icra takibinin 10.230,81 TL asıl alacak, 479,50 TL işlemiş faiz ve 23,98 işlemiş faizin vergisi olmak üzere toplam 10.734,38 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermiştir. Karar, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi incelendiğinde, davalının, davacı bankadan 7/12/2011 tarihinde 36 ay vade ve aylık 447,89 TL sabit taksitle, 11.7000 TL tutarında tüketici kredisi kullandığı, kredi sözleşmesinde akdi faiz oranının yıllık %18,48, temerrüt faiz oranının ise yıllık %20,24 olarak belirlendiği görülmektedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde, "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları, gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın, bütün fiil ve işlemlere uygulanır." denildikten sonra, görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlığını taşıyan 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda, uyuşmazlığın çözümü bakımından, 1/7/2012 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 sayılı TBK"nın 88. ve 120. maddeleri irdelenip değerlendirilmelidir.
TBK"nın 88. ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşıdığı ve taraflar ileri sürmese de re"sen gözetileceğinin kabulü gerekir
O hâlde, mahkemece, davacı bankanın davalıdan talep edebileceği akdi ve temerrüt faizinin TBK"nın 88. ve 120. maddesine göre belirlenmesi, bu bağlamda izah edilen hususları kapsayan, taraf ve yargı denetimine elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan yasal düzenlemeler göz ardı edilerek hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.