Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/460
Karar No: 2010/1985
Karar Tarihi: 20.04.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/460 Esas 2010/1985 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/460 E.  ,  2010/1985 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Buldan Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.09.2009 gün ve 35/147 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.04.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... bizzat ve vekili Avukat Rasim Etçioğlu ve karşı taraftan davalılar vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekilleri, 139 ada 16 sayılı parselin kök muris ...’ndan kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında gayri resmi eşi ... adına tespit edildiğini ve tapu kaydının oluştuğunu açıklamak suretiyle anılan parselin tapu kaydının miras payı oranında iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davacılar ... ve ..., birleştirilen Buldan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/3 Esas ve 2007/29 Karar sayılı dava dosyası ile ... adına tespit ve tescil edilen 134 ada 2, 136 ada 10, 140 ada 5, 133 ada 17 ve 139 ada 16 sayılı parsellerin aynı şekilde ortak miras bırakan ...’ndan intikal ettiğini bildirmişler ve anılan parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile ...’nun veraset belgesindeki payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı Dudu mirasçılarının vekilleri, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, 134 ada 2, 136 ada 10, 133 ada 17 ve 140 ada 5 sayılı parseller bakımından hak düşürücü süreden açılan davaların reddine, 139 ada 16 sayılı parsel hakkındaki davanın ise kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Uyuşmazlık konusu parsellerden 134 ada 2, 136 ada 10 ve 140 ada 5 sayılı parseller 1989 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Dudu adına tespitleri yapılmış ve bunlara ilişkin kadastro tutanakları 4.5.1990 tarihinde kesinleşmiştir. Bu parsellere ilişkin davalar birleştirilen dosya ile 12.1.2007 tarihinde açılmıştır. Tespit tutanaklarının kesinleştiği 4.5.1990 tarihinden davanın açıldığı 12.1.2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirlenmiştir. Hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulmak zorundadır. Bu parsellere yönelik açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. HUMK.nun 409. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen davalar, hiç açılmamış sayıldıklarından kazandırıcı zamanaşımı süresini ve hak düşürücü süreleri kesmez.
    Davacılar vekillerinin 139 ada 16 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; 139 ada 16 sayılı parsel 18.9.1989 tarihinde ... adına tespit edilmiş, davacılar ... ve ...’nun kadastro tespitine itiraz davasını Buldan Kadastro Mahkemesinde açmaları üzerine, Buldan Kadastro Mahkemesinin 17.11.1997 tarihinde kesinleşen 1997/4 Esas ve 1997/55 Karar sayılı kararı ile, davacıların davasının reddine, tespit gibi tescile karar verilmiştir. Tarafları, hukuki sebebi ve konusunun aynı olduğu her iki dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle sabittir. Bu nedenle sözü edilen Buldan Kadastro Mahkemesinin 17.11.1997 tarihinde kesinleşen hükmü 3402 sayılı Kadastro Kanununun 34 ve HUMK. nun 237. maddesi gereğince maddi anlamda taraflar arasında kesin hüküm oluşturmaktadır. Yerel mahkemece kesin hüküm nedeniyle bu parsele yönelik davanın reddine karar verilmesi de yerindedir.
    Davacılar vekillerinin 133 ada 17 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede; 133 ada 17 sayılı parselin kadastro tespiti 22.8.1989 olup, tespit maliki ...’dur. Bu parsele karşı davacılar Kazım Kazak ve Fatma Kazak Buldan Kadastro Mahkemesinde 1990/150 Esas sayılı dava dosyası ile tespite itiraz davasını açmışlardır. Buldan Kadastro Mahkemesinin 13.7.1990 tarih 1990/150 Esas, 1990/53 Karar sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına ve tespit gibi tescillerine karar verilmiştir. Bu hüküm 19.11.1990 tarihinde kesinleşmiş ve bu hüküm sonucu Dudu adına kayıt oluşmuştur. Davacılar Havva ve ... anılan dosyada taraf olmadığından bu hüküm kendileri açısından kesin hüküm teşkil etmez. Ne var ki, Buldan Kadastro Mahkemesinin 17.11.1997 tarihinde kesinleşen 1997/4 Esas ve 1997/55 Karar sayılı dosyası ile 133 ada 17 sayılı parsel dava konusu yapılmış, Kadastro Mahkemesinin 10.4.1996 tarih 1990/133 Esas ve 1996/42 Karar sayılı kararıyla 133 ada 17 sayılı parsel hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle ve yapılan temyiz üzerine Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, bu parsel açısından bozma sevk etmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılamada yukarıda tarihi ve sayısı verilen Buldan Kadastro Mahkemesinin 1997/4 ve 1997/55 sayılı kararıyla dava konusu yapılan 139 ada 16 sayılı parsel hakkında hüküm kurulmasına karşın aynı dava dosyasıyla uyuşmazlık konusu yapılan 133 ada 17 sayılı parsel hakkında yine olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Dava dosyası üzerinde yapılan incelemede davacılar Salih ve ..., dosya arasında bulunan 29.8.1996 (onay tarihi 2.9.1996) tarihli dilekçeleriyle dava ettikleri kişilerle aralarında anlaşma yaptıklarını, bu nedenle 1990/133 Esas sayılı dava dosyası ile uyuşmazlık konusu yaptıkları parseller hakkındaki davalarından vazgeçtiklerini bildirmişler ve bu beyanları HUMK. nun 152/son maddesine uygun olarak onaylanmıştır.Bundan ayrı,aynı dosyanın 15.10.1997 tarihli yargılama oturumunda, davacılar vekili 2.9.1996 (onay tarihi) günlü dilekçeyle davadan vazgeçmiştir. Bu nedenle vazgeçme üzerine tespit gibi tesciline karar verilmesini istemiş ve bu beyanı da HUMK. nun 151/son maddesine uygun olarak imzalanmıştır. Gerek davacı asillerin ve gerekse vekillerinin bu onaylı beyanları hukuken kendilerini bağlar. Davacılar ve vekillerinin dava konusu yaptıkları 133 ada 17 sayılı parselle ilgili davadan feragat ettikleri açıklanan biçimde saptanmıştır. HUMK. nun 95. maddesi gereğince feragat ve kabul kesin bir hükmün hukuki neticelerini doğurur. Feragat ve kabul, yapıldığı andan itibaren hüküm ifade eder. O halde 133 ada 17 sayılı parselin davacılar açısından kesinleşme tarihinin feragatin yapıldığı ve onaylandığı 2.9.1996 tarihi olduğunun kabulü gerekir.
    Şu halde, feragatın onaylandığı 2.9.1996 tarihinden davanın açıldığı 12.1.2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında açıklanan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmıştır. Bu durum karşısında mahkemece de bu parsele yönelik davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle 134 ada 2, 136 ada 10, 140 ada 5, 139 ada 16 ve 133 ada 17 sayılı parsellere ilişkin hüküm fıkralarına yönelik davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan bu parseller hakkındaki hüküm bölümlerinin ONANMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nin temyiz eden davacılardan alınmasına 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi