23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3539 Karar No: 2018/5148 Karar Tarihi: 06.11.2018
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/3539 Esas 2018/5148 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/3539 E. , 2018/5148 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin 2004 yılında faaliyetine başladığını ve yaklaşık 10 yıldır faaliyetini sürdürdüğünü, her yıl mayıs sonunda başlayıp ekim sonunda biten en üst üretim sezonunda 100 kişiyi bulan çalışan sayısı ile yüzlerce kişiye iş olanağı sağladığını, firmanın Ege Bölgesindeki en büyük kurulu ve fiili üretim kapasitesine sahip firmalardan birisi olduğunu, 2008 yılının son çeyreğinden itibaren küresel krizin piyasaları daralttığını, bu sebeple özellikle dış borçlanma imkanları ve maliyetlerin zorlaştığını, sektörün olumsuz etkilendiğini, 2013 yılının 2. yarısı itibariyle gelişen ve yıl sonu döviz kurlarında yaklaşık % 20 devaülasyon ile sonuçlanan finansman krizi şirketin döviz cinsinden olan kredi borçlarını büyük miktarda arttırdığını ve firmanın ödeme güçlüğü çektiğini, krizin yarattığı olumsuzluklar nedeniyle piyasadan olan alacaklarının alamadığını, uzayan vadeler nedeniyle işletme giderlerinin ve kredi borçlarının öz kaynaklardan karşılandığı, ödeme dengelerinin bozulmasına yol açtığını, döviz ve borçlanma banka borcuna istinaden 4.500.000 TL ödeme yapılmış olmasına rağmen yapılan ödemenin döviz kurlarındaki yükselme nedeniyle anlamını kaybettiğini, şirketin borca batık olduğunu, sunulan iyileştirme projesi ile şirketin mali durumunun iyileştirileceğini beyan ederek şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirmeler üzerine şirketin mevcut haliyle borca batık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, iflasın ertelenmesine ilişkindir. Bir sermaye şirketinin iflas erteleme talebinde bulunabilmesi için borca batık olması gereklidir. Bir sermaye şirketinin borca batıklık bildiriminde bulunarak iflasını istemesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Borca batıklığın tespitinde TTK"nın 376. maddesinde gösterildiği şekilde varlıkların rayiç değerleri ve İİK"nın 178/1. maddesinde belirtilen alacakların gerçek değerleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, davacı şirketin borca batık olduğunu belirten rapor olduğu gibi borca batık olmadığı yönünde de raporlar mevcuttur. Mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi gerekçesi açıklanmadan, bilirkişi Hüseyin Maliz’in raporu nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı şirketin yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde aktif ve pasiflerinin ayrıntılı, denetime açık şekilde nelerden oluştuğu sonuç itibariyle şirketin borca batık olup olmadığı belirlenmelidir. Şirketin borca batık olması halinde ise iyileştirme projesinin gerçek ve inandırıcı olup olmadığı, şirketin faal olup olmadığı da araştırılarak denetime açık, önceki bilirkişi ve kayyım raporları arasındaki çelişkileri giderecek rapor tanzim ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.