Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/166
Karar No: 2020/1144
Karar Tarihi: 13.2.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/166 Esas 2020/1144 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/166 E.  ,  2020/1144 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen karar verilmiştir.
    Hükmün, davalılar vekilleri ile davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı, davalı işyerinde (01.12.1984 - 20.6.1990),(11.10.1990 - 31.03.1993), (02.07.1995-22.11.1999), (01.12.2000 - 29.09.2001) tarihleri arasında çalıştığının tespitini talep etmiş; Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
    ""Birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmişse hak düşürücü süre işlemez...ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmalar hak düşürücü süreye uğramaz. İddia kanıtlandığı takdirde tespite karar verilmelidir. Keza son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihten sonraki çalışmalar da hak düşürücü süreye uğramaz."" (..., Sosyal Sigortalar Kanunu Yorumu ve İlgili Kanunlar, Genişletilmiş 2. Baskı, 1. Cilt, s.1424)
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dosyanın tetkikinde; davacının 01.12.1984-29.09.2001 tarihleri arasında davalı yanında geçen bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini talep ettiği, hizmetin geçtiği iddia edilen davalı (...) sicil nolu işyerinden (01.04.1993-08.02.1995) ve (30.09.2001-30.03.2012) tarihleri arası tam süreli bildirim yapıldığı, davacıya ait dava dışı ... sicil nolu ... Tic. Ltd. Şti. işyerinden 09.02.1995-01.07.1995 tarihleri arasında bildiriminin bulunduğu, davacının, bu bildirim yapılan işyerindeki çalışmasını kabul ettiği, çalışmanın kesitiye uğraması sebebiyle tespiti talep edilen 31.03.1993 tarihi öncesi çalışmaların hak düşürücü süreye uğradığı anlaşılmaktadır.
    1-23.11.1999 - 28.09.2000 ve 29.09.2000-30.11.2000 tarihleri arası dava dışı ... ve ... sicil nolu işyerlerinden bildirimli çalışmasının bulunmasına karşılık, davacı bu iş yerlerinde çalışmadığı yönünde beyanları karşısında HMK 124 madde kapsamında ... Yapı Kooparatifi ve ... İnş Turz Ltd Şti davaya dahil etmek üzere süre verilmesine, davaya dahil edilmesi durumunda işyerlerinde fiili olarak çalışıp çalışmadığı hususunda da o işyerinde çalışan kayden bordrolu tanıkların bilgilerine başvurulmalı, dava dışı ... ve ... sicil nolu işyerinde davacının fiilen çalışmasının bulunmadığı anlaşılması durumunda talep edilen 02.07.1995-22.11.1999 tarihleri arası çalışmaların hakdüşürücü süreye uğramayacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    2- (01.12.2000-29.09.2001) tarihleri arası davalı işyerine ilişkin talebi yönünden, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler ile, aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bunun dışında sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince araştırılmalı,uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    O hâlde, taraf vekilerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacı ve davalılardan ..."na iadesine, 13.2.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi