
Esas No: 2012/12997
Karar No: 2014/692
Karar Tarihi: 23.01.2014
Görevi kötüye kullanma - resmi belgede sahtecilik - resmi belgeyi yok etmek - zimmet - irtikap - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/12997 Esas 2014/692 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik, resmi belgeyi yok etmek, zimmet, irtikap
HÜKÜM : Sanığın zimmet suçundan beraetine, irtikap suçundan açılan davada diğer bazı eylemlerle birlikte değişen suç vasfıyla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine, resmi belgede sahtecilik ve resmi belgeyi yok etmek suçlarından mahkumiyetine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Resmi belgede sahtecilik ve resmi belgeyi yok etmek suçlarının zarar göreni olmayan Hazinenin sanık hakkında bu suçlardan kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gözetilerek Hazine vekilinin bunlara ilişkin temyiz istemlerinin CMUK"nın 317. maddesi gereğince reddiyle incelemenin sanık müdafiin bu suçların yanında görevi kötüye kullanma, Hazine vekilinin zimmet ve görevi kötüye kullanma, O yer Cumhuriyet Savcısının ise zimmet ve resmi belgeyi yok etmek suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Resmi belgeyi yok etmek suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Suçun kamu görevlisi sanık tarafından işlenmesine rağmen, hakkında TCK"nın 205/2. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tapu harcı tahsiline yetkili bulunmayan sanığın, tapuda işlem yaptıran kişilerden mevzuata aykırı olarak elden aldığı tapu harçları karşılığında onlara üzerinde “tahsil edilmiştir” ibaresi bulunan ve tahsilat makbuzu yerine geçmeyen harç tahakkuk fişi düzenleyip vermekten ibaret eyleminin kamu görevlisinin görevi kapsamında düzenlediği belgede sahtecilik suçu olarak kabul edilemeyeceği, tüm dosya içeriği ile teftiş raporuna göre bu şekilde işlenen son sahtecilik fiilinin 27/04/2005 tarihine ait olması karşısında eyleminin zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu, bu itibarla suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 342/1 ve 80. maddeleriyle, suç tarihinden sonra 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 204/1, 43 ve 53. maddelerinin denetime olanak verecek biçimde karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi yerine, somut olayda uygulama yeri bulunmayan 5237 sayılı TCK"nın 204/2. maddesiyle lehe yasa değerlendirilmesi de yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suçu 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Zimmet ve görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Suç tarihinde Yomra Tapu Sicil Müdürü olan sanığın, farklı tarihlerde yapılan tapu işlemlerinde yükümlüsü tarafından Mal Müdürlüğüne yatırılması gereken tapu harçlarını “siz imzanızı atın, gerisini ben hallederim” diyerek onlardan tahsil edip hiç yatırmamak veya eksik yatırmak suretiyle mal edinmesi biçiminde gerçekleştiği anlaşılan olayda, iddianameyle sanık hakkında aynı eylem anlatılarak hem zimmet hem de irtikap suçlarından kamu davası açıldığı, Mahkemece yapılan yargılama sonucunda sanığın suça konu harç paralarını tahsil etmekle görevli olmadığı, böyle bir yetkisinin bulunmadığı, yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle zimmet suçundan beraetine, irtikap suçundan ise sanığın işlem sahiplerine yönelik eylemlerinin ikna suretiyle irtikap boyutuna varmadığı anlaşıldığından bu fiillerin dosya kapsamındaki diğer eylemlerle birlikte görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu belirtilerek cezalandırılmasına karar verilerek iki ayrı hüküm kurulmuşsa da, sanığın görevinin kapsamı gözetildiğinde yasal bir tevdii bulunmaması nedeniyle zimmet suçunun söz konusu olmadığı, sanığın kamu görevlisi olmasının iş sahibi tanıklar üzerinde yarattığı güven duygusunu kullanarak Mal Müdürlüğüne yatırılmak üzere onlardan aldığı yüksek meblağdaki tapu harçlarını tamamen veya kısmen mal edinmesi biçimindeki eyleminin mağdur adedince ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu, dosya kapsamına göre bu şekilde işlenen son fiilin 27/04/2005 tarihine ait olması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nın 209/2. maddesi (mağdur sayısınca beş kez) ile, suç tarihinden sonra 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 250/2, (6352 sayılı Kanunla eklenen 250/4) ve 53. maddelerinin denetime olanak verecek biçimde karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi, yine Tapu Kadastro 9. Bölge Müdürlüğü komisyon denetim raporuna göre, sanığın sonuncusu 22/08/2005 tarihinde olmak üzere tapu işlemlerinde yasaya aykırı olarak eksik ya da fazla harç tahakkuk ettirmek suretiyle kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına yol açarak zincirleme şekilde 5237 sayılı TCK"nın 257/1. maddesi kapsamında görevi kötüye kullanma suçunu işlediği nazara alınmaksızın irtikap suçunu da içine alacak şekilde yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kendisini vekille temsil ettiren katılan Hazine lehine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmemesi,
Kabule göre ise;
Suçu 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin, katılan Hazine vekilinin ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.