Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3709
Karar No: 2022/6844
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3709 Esas 2022/6844 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava dışı işyerinde 1 günlük çalışmasının sigortalılık başlangıcı olarak tespit edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Ancak temyiz istemi sonrasında Yargıtay, sigortalılık başlangıcının tespiti için fiili çalışmanın kanıtlanması gerektiğini ve bu konuda yeterli araştırma yapılmadan hüküm verilemeyeceğini belirterek kararı bozmuştur. 506 sayılı Yasa'nın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince, bir kişinin sigortalı sayılabilmesi için hem sigortalı işe giriş bildirgesinin olması hem de eylemli olarak çalışması gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmelidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden fiili çalışmanın kanıtlanmadığı, davanın yeniden incelenmesi ve gerektiği şekilde araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2022/3709 E.  ,  2022/6844 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

    Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının dava dışı işyerinde 01/11/1992 tarihinde 1 günlük çalışmasının sigortalılık başlangıcı olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, Kurum tarafından yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, Kurumca dava açılmasına sebebiyet verilmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile; davacının ... sicil numaralı işveren yanında 01/11/1992 tarihinde bir gün süre hizmet akdine bağlı sigortalı olarak dönemin asgari ücreti dahilinde çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 01/11/1992 tarihinin olduğunun tespitine, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davalı SGK vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, fiili ve gerçek çalışmanın varlığının yeterince araştırılmadığını, mahkemece dinlenen tek davacı tanığının beyanı esas alınarak eksik inceleme ile verilen hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa'nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına ... sicil sayılı ... ve ... . unvanlı işyerinden verilen işe giriş bildirgesinin 26/11/1992 tarihinde 1022875 varide numarasıyla Kurum kayıtlarına girdiği, sigortalının ve işverenin imzasının bulunduğu, bildirgedeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarıyla uyumlu olduğu, sigorta sicil numarasının 1992 yılı serilerinden olduğu ve sigorta sicil numarasının davacının sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı, işe giriş bildirgesi üzerindeki imzanın davacının eli ürünü olduğunun bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, ... sicil sayılı ... ve ... . işyerinin “tornacı” mahiyetinde 01.10.1986-31.12.1992 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, işyerine ait dönem bordrosu verilmediğinden bordro tanığı dinlenemediği, mahkemece davacı tanığı sıfatıyla ...’ın beyanının alındığı, 22.01.2018 tarihi zabıta araştırmasına göre komşu işyeri ve tanığı tespit edilemediği, bildirgenin Kurum kayıtlarına işlenmiş olması nedeniyle beş yıllık hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Bu itibarla mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacıya davası açıklattırılmalı, bildirgenin verildiği işyerinin tornacı mahiyetinde yasa kapsamında olduğu dikkate alındığında davacının bu işyerinde ne iş yaptığı, kimlerle çalıştığı, çalışanların işyerinde hangi işleri yaptıkları yönünden beyanına başvurularak bu kişilerin tespiti ile ifadelerine başvurulmalı, böylelikle çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi