Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/100 Esas 2020/1132 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/100
Karar No: 2020/1132
Karar Tarihi: 05.02.2020

Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2018/100 Esas 2020/1132 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2018/100 E.  ,  2020/1132 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK"nın 85/2, 62, 50/4-1.a, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince
    mahkûmiyet

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesi gereğince, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, mahkemece hatalı şekilde gerekçeli kararın sanık müdafii yerine sanığa tebliğ edildiği anlaşılmakla, sanık müdafiinin gerekçeli kararın kendisine tebliğ edilmemesi nedeni ile 04/03/2015 tarihli temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine yasal süresinde verildiği kabul edilerek yapılan incelemede;
    Sanık müdafiinin 15/12/2014 havale tarihli ve ekinde usulüne uygun olarak düzenlenmiş vekaletname bulunan dilekçesi ile sanık müdafii olarak duruşmalara kabulüne karar verilmesini talep ettiği, sonrasında 04/02/2015 tarihinde duruşma açıldığı ve hüküm kurulduğu olayda, ilgili tarihler arasında sanık müdafiinin dava ve yargılama dosyasını takip hak ve yükümlülüğünün bulunduğu, bu hususun avukatlık mesleğinin gereği olduğu ayrıca sanığın beyanının alındığı 02/12/2014 tarihli talimat duruşmasında sanık müdafiinin bizzat hazır bulunduğu da görülmekle, sanık müdafiine duruşmaya ilişkin davetiye gönderilmeden hüküm kurulması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığına dair tebliğname görüşüne iştirak edilmemiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
    Olay günü saat 13:30 sıralarında sanık ..."nun idaresindeki otomobili ile yerleşim yeri dışında, 9,40 metre genişliğinde, eğimli, viraj, kuru asfalt kaplama, olay yerinden 200-300 m önce "50 km/h" ve “Gevşek malzemeli zemin” trafik levhaları bulunan yolda gündüz vakti, açık havada seyri sırasında olay yeri mıcırlı yol bölümüne geldiğinde, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek sağ taraftan yol dışı kalıp takla atması sonucu oğlu, kardeşi ve kardeşinin oğlunun ölümü ile neticelenen kazaya sebebiyet verdiği olayda, sanığın tam kusurlu olduğuna ilişkin mahkeme kabulü ve sanığın mahkumiyetine ilişkin uygulaması yerinde görülmekle yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin usul ve esasa ilişkin hatalar olduğuna, sanık hakkında TCK"nın 22/6. maddesinin uygulanması gerektiğine, katılanın ise ceza miktarına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 05/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.