Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/2102 Esas 2018/5903 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2102
Karar No: 2018/5903
Karar Tarihi: 06.06.2018

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2017/2102 Esas 2018/5903 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Alacaklı tarafından adi kiraya dayalı icra takibi başlatılmış ve borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddia edilerek gecikmiş itirazda bulunulmuştur. Ancak, tebligatın usulsüz olduğu anlaşılması sonucunda mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, taşınmazların ilamsız icra yolu ile tebliğine ilişkin takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile uygulanmasına dair yönetmeliğin 21. maddesi de ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. İİK'nun 65. maddesi ise borçlu tarafından gecikmiş itirazda bulunmak için usulüne uygun tebligatın yapılmış olması gerektiği ve borçlunun mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini bildirmesi gerektiği konusunda bilgi vermiştir.
12. Hukuk Dairesi         2017/2102 E.  ,  2018/5903 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından adi kiraya dayalı icra takibine başlandığı, borçluya örnek 13 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlu icra mahkemesine başvurarak , diğer sebeplerle birlikte, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu zira tebligat adresinde ikamet etmediğini, tebellüğ edenin tebligat adresindeki şirkette çalışmadığını ileri sürerek gecikmiş itirazda bulunduğunu ve tebligatın iptalini talep ettiği mahkemece, istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Kanunu"nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 21. maddesinde de, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    İİK"nun 65. maddesinde (Değişik: 18/2/1965-538/35 md.); "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.
    Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır.
    Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması, HMK"nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, borçlunun başvurusu bu hali ile 7201 sayılı Yasa"nın 32. maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK"nun 05/10/2001 tarih ve 2001/12-258 esas, 20018344 sayılı kararı). İcra mahkemesinde borçlunun isteminin tebligat usulsüzlüğü şikayeti olarak nitelendirildiği görülmektedir.
    Somut olayda, ödeme emrinin “muhatap aranılan saatlerde iş gereği adres dışında olması nedeniyle daimi çalışanı ...... imzasına tebliğ edildi 05.02.2015 ”şerhi ile tebliğ edildiği görülmüş , tebligat adresinin borçlunun ikametgah veya işyeri adresi olmayıp, ... Ltd. Şirketinin ticaret sicil adresi olduğu, tüzel kişiye ait adreste borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 28.09.2015 olarak tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    Taşınmazların ilamsız icra yolu ile tebliğine ilişkin takipte borca itirazların icra dairesine yapılması gerekirken, icra mahkemesine yapılması usulsüz olup mahkemece borca itirazların bu nedenle reddi yerine, süreden reddi doğru değil ise de bu istem sonuçta reddedildiği için bozma sebebi yapılmamıştır.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.