14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/12419 Karar No: 2019/4522 Karar Tarihi: 20.05.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/12419 Esas 2019/4522 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazine vekili, bir taşınmazın imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini ancak yapılan uygulamaların idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkeme asıl ve birleştirilen davaların reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, dava konusu parselin Hazine adına kaydedilerek mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu belirterek kararı bozmuştur. Kararda, tapu kaydının illetten mücerret olmaması prensibinin önemli olduğu vurgulanmış, idari işlemin iptal edilmesiyle tapu kaydının dayanıksız kaldığı ve kaydın ilgili parselle eski hale getirilerek tescili gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, TMK'nin 1025. maddesi de anılmıştır.
14. Hukuk Dairesi 2016/12419 E. , 2019/4522 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleştirilen davalarda tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen 30.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl ve birleştirilen dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, ihdasen Hazine adına kaydedilen 1165 (193) parsel sayılı taşınmazın davalı ... ve ... Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamaları sonucu yeni imar parsellerine giderek malikleri adına tescil edildiğini, ancak yapılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. Somut olaya gelince; dava konusu ihyası talep edilen 1165 (193) parsel sayılı taşınmazın ihdasen Hazine adına kaydedilerek farklı bir ifadeyle mülkiyeti kayden Hazineye ait iken imar uygulamasına tabi tutulduğu tartışmasızdır. Davadaki istek de, anılan ihdas parselinin ihyasına yöneliktir. O halde, dava konusu 1165 (193) parsel sayılı taşınmazla davacı Hazinenin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca; mahkemece, dava konusu 1165 (193) sayılı parsel hakkında gerek Seyhan Belediyesi gerekse de Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarının iptal edildiği ve oluşturulan imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaklarının kalmadığı gözetilmek suretiyle; anılan kadastral parsel sınırları üzerinde, iptal edilen imar uygulamaları ile oluşturulan alanlar ile miktarları açıkça belirlenerek, bu kısımlara ilişkin imar sicil kayıtlarının iptali ile 1165 (193) sayılı kök parsel sınırları içinde kalan yol ve park alanıyla birlikte kök parselin ihyası ve Hazine adına tesciline hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.