8. Ceza Dairesi 2019/11208 E. , 2019/15002 K.
"İçtihat Metni"Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yürütülen soruşturma evresi sonucunda Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/08/2018 tarihli ve 2018/8771 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara yönelik itirazın reddine dair mercii Eskişehir 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/12/2018 tarihli ve 2018/5829 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, müşteki ..."nın alınan ifadesinde özetle, ayrıldığı eski eşi şüpheli ..."ın, kendisinin kredi kartını kopyalayarak; 10/05/2017, 16/05/2017 ve 11/07/2017 tarihlerinde bu kredi kartı ile şüpheli ..."ın işlettiği işyerinde araç sigortası bedeline ilişkin ödeme yaparak kendisini dolandırdıklarından bahisle şikâyetçi olması üzerine yürütülen soruşturma neticesinde Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının bahse konu kararı ile, müşteki ve şüpheli ..."ın nüfus kayıt örneğine göre 10/07/2017 tarihinde boşandıkları, 10/05/2017 ve 16/05/2017 tarihlerinde müştekinin kredi kartından yapılan işlemlerin evlilik birliği sürerken yapıldığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 245/4-a maddesine göre belirtilen tarihlerde tarafların evli olması nedeniyle şüpheli ... üzerine atılı suç ile ilgili olarak cezaya hükmolunamayacağı, 11/07/2017 tarihli işlemle ilgili olarak ise bilgisine başvurulan iş yeri çalışanları ... ve ..."ün alınan ifadelerinde şüpheli ..."ın eşine ait kredi kartını eşini telefonla arayıp kart bilgilerini alarak gerçekleştirdiğini beyan ettiklerinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği,
5237 sayılı Kanun"un 245/4-a maddesi gereğince atılı suçun haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin zararına olarak işlenmesi hâlinde ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmayacağının düzenlendiği, sanıkların 10/05/2017 ve 16/05/2017 tarihli ödeme işlemlerinin evlilik birliği içinde yapılmasına karşın 11/07/2017 tarihli işlemin tarafların boşandığı 10/07/2017 tarihinden sonra gerçekleştirilmesi nedeniyle şahsî cezasızlık kapsamında bulunmadığı gözetilerek yapılan incelemede; anılan takipsizlik kararında Türkiye Halk Bankası A.Ş."nin 26/04/2018 tarihli cevabî yazısına göre alışveriş işlemlerinin kart hâmilinin sistemde kayıtlı cep telefonuna gönderilen SMS ile tamamlandığının belirtilmesine rağmen ilgili banka cevabı incelendiğinde söz konusu harcamaların "3D Secure" olarak tamamlanmadığı, yani kart hâmilinin sistemde kayıtlı cep telefonuna SMS gönderilmeksizin gerçekleştirildiğinin belirtilmesi ve müştekinin beyanında da söz konusu harcamaların kendisinin bilgisi ve rızası haricinde gerçekleştirildiğini ifade etmesi karşısında, şüphelilerin üzerine atılı suça ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin mahkemesince incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 08.04.2019 gün ve 2019/2269 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.04.2019 gün ve KYB/2019-38866 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçundan şüpheliler hakkında yapılan şikayet üzerine, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27.08.2018 tarihli, 2018/8771 soruşturma nolu kararıyla ‘‘Nüfus kayıt örneğine göre tarafların 10.07.2017 tarihinde boşandıklarının görüldüğü, 10.05.2017 ve 16.05.2017 tarihlerinde müşteki Burcu"nun kredi kartından yapılan işlemlerin evlilik birliği sürerken yapıldığı, TCK.nın 245/4.a maddesine göre belirtilen tarihlerde tarafların evli olması nedeniyle şüpheli ... üzerine atılı suç ile ilgili olarak cezaya hükmolunamayacağı, 11.07.2017 tarihli işlemle ilgili olarak ise bilgisine başvurulan iş yeri çalışanları ... ve ..."ün alınan ifadelerinde şüpheli ..."ın eşine ait kredi kartını eşini telefonla arayıp kart bilgilerini alarak gerçekleştirdiğini beyan ettikleri, bu haliyle şüphelilerin müştekinin kredi kartını bilgisi ve rızası olmaksızın kullandığına dair delil bulunmadığından’’ bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve verilen bu karara karşı yapılan itirazın, mercii tarafından reddedilmesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK.nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet Savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmasını gerektirir ki bu kabul, lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
Bu açıklamalar ışığında; soruşturmaya konu olayda, olay tarihi ile şikayet tarihi arasında geçen süre, harcamaların büyük kısmının evlilik birliği içinde gerçekleşmesi ve harcamaların şikayetçinin bilgisi dahilinde yapıldığına dair alınan tanık beyanları gözetildiğinde, dosya kapsamına uygun gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara yönelik itirazın reddine dair verilen karar usul ve kanuna uygun bulunduğundan,
Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği, açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 16.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.