Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2649
Karar No: 2022/6915
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2649 Esas 2022/6915 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/2649 E.  ,  2022/6915 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi: ... İş Mahkemesi


    Dava, asıl davada hizmet tespiti ve sigorta başlangıcının tespiti ile birleşen davada hizmet tespiti ve sigorta başlangıcının tespiti istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davacının 01.09.1984 tarihinde 1 gün süre ile çalışmış olduğunun tespitine dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde: 01/03/1984-31/07/1989 yılları arasında davalı ...Turizm ve Petrol Ürünleri Ltd. Şti nde garson olarak çalıştığını, emeklilik işlemleri nedeniyle sigorta kurumuna müracaat ettiğinde emeklilik süresinin henüz dolmadığının bildirildiğini, bu durumun maddi kayba uğramasına neden olduğunu ve emeklilik işlemlerinin de aksadığını beyanla, belirtilen tarihler arasında çalıştığının ve sigorta başlangıç tarihinin 01/03/1984 tarihi olarak tespitini ile belirtilen süreler içinde yatırılmayan primlerin davalı tarafından yatırılmasını, söz konusu hizmetlerinin diğer hizmetleri ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen dava ile; Davacının davalı ... Tes.İşl.San.Tic.A.Ş. ye ait firmada 01/09/1984 tarihinde işe başladığını ve 01/11/1984 tarihinde ayrıldığını, belirterek 01/09/1984-01/11/1984 arasında hizmet tespiti ile işe giriş tarihinin 01/09/1984 tarihi olarak tespitini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ...Turizm vekili cevap dilekçesinde; Davanın yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, yetkili mahkemenin ... İş Mahkemesi olduğunu, açılan davaya yetki yönü ile itiraz ettiklerini, hizmet tespit davalarının açılabilmesine ilişkin olarak hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık sürenin öngörüldüğünü, davacının davasını 5 yıllık süre içerisinde açmadığını, davacının 11424339 sigorta sicil nosu ile sigorta girişinin yapıldığını, 20/03/1985 tarihinde işten ayrılması nedeniyle işten çıkışının verildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca tüm primlerinin yatırıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Turizm vekili cevap dilekçesinde; Davanın yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, yetkili mahkemenin ... İş Mahkemesi olduğunu, açılan davaya yetki yönü ile itiraz ettiklerini, hizmet tespit davalarının açılabilmesine ilişkin olarak hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık sürenin öngörüldüğünü, davacının davasını 5 yıllık süre içerisinde açmadığını, davacının 11424339 sigorta sicil nosu ile sigorta girişinin yapıldığını, 20/03/1985 tarihinde işten ayrılması nedeniyle işten çıkışının verildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca tüm primlerinin yatırıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurumun davalı Feri Müdahil olarak kabul edilmesini, kurum aleyhine hüküm kurulmaması gerektiğini, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, davacının davasını resmi kayıt ve belgelerle ispatlaması gerektiğini, davacının uzun süre çalıştığını beyan etmsine rağmen sigortalı olup olmadığının araştırmasının yapılmadığını, işe giriş bildirgesinin varlığının çalışmanın ispatı olamayacağını, fiili çalışmanın ispat edilmesi gerektiğini, davacının iddialarının kurum kayıtları ile bağdaşmadığını, hizmetin geçtiği iddia edilen sürede işyerinin yasa kapsamında bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili istinaf başvurusunda; 6552 sayılı Yasa uyarınca feri müdahil sıfatını taşıdıklarını, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, bu nedenle Kurum yönünden husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, taleple bağlılık kuralı ihlal edilerek bir günlük sigortalı hizmetin tespitine karar verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ve mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesince, "Davacının davalı ... Turistik Tesisler İşl.
    Tic. ve San.A.Ş. unvanlı işyerinde hizmet akdi ile 01/09/1984 tarihinde sigortalı olarak 1 gün asgari ücret ile çalıştığının tespitine" karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    “...Dosya kapsamına göre; davacının davalılardan ... Turistik tesis AŞ'e ait 20743 sicil numaralı işyerinden 01.06.1985 tarihinde işe girdiği bildirimini içeren işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma intikal ettirildiği, 1984/3. Dönemde 90 günlük çalışmaya ilişkin dönem bordrosunun kuruma verildiği, 01.10.2015 tarihli sigorta hizmet cetvelinde 1984/3. Dönemde 90 günlük çalışmasının bulunmakta ise de; 08.09.2015 tarihli tahsis talebinin 24.05.1985 ile 23.11.1986 tarihleri arasında işe girmesi nedeniyle 49 yaş, 5300 gün ve 25 yıl sigortalılık şartlarına tabi olduğu, 26.09.1967 doğumlu olan davacının 49 yaşını ikmal edeceği 26.09.2016 tarihinde aylık bağlanacağı gerekçesiyle reddedildiği, dava açıldıktan sonra 14.10.2016 onay tarihli karara göre sigorta başlangıç tarihi 18 yaşını ikmal 5921 gün prim gün sayısı üzerinden 506 sayılı Yasanın geçici 81/B-F bendine göre aylık bağlandığı, tahsise esas mukteza tablosunda 1984 yılı hizmetlerinin yer almadığı, dönem bordro tanıklarının beyanları ile davacının fiili çalışmasının kanıtlandığı;506 sayılı Yasanın geçici 54. maddesi uyarınca sigorta başlangıç tarihinin 26.09.1967 doğumlu olan davacının 18 yaşını ikmal ettiği 26.09.1985 tarihi olduğu hususunun kararın infazı sırasında kurumca resen gözetilmesinin mümkün bulunmasına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir...” gerekçesiyle davalı Kurum vekilinin tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasına karar verilmiştir.
    1-Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla, medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.
    Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
    Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder ( Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Somut olayda, birleşen davanın davalısı, Tasfiye Halindeki ....Turistik Tes.İşl.San.Tic.A.Ş. hakkındaki davada hüküm kurulan davalı şirketin 15.09.2003 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, bu durumda taraf ehliyeti bulunmayan adı geçen davalı şirket adına karar verildiği anlaşılmış olmakla, anılan davalı şirket hakkında ihya yapılması için yasal prosedür işletilmek suretiyle ihyasına dair karar alındıktan sonra, usulüne uygun şekilde taraf teşkilinin sağlanması ve sonrasında karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve infazı mümkün olmayacak şekilde, karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Mahkemece verilen hükmün, dava ile talep edilen süreler göz önüne alındığında kısmen kabul edildiği anlaşılmasına rağmen “davanın kabulü” şeklinde hüküm kurulmuş olduğu, bu şekliyle hükmün kendi içinde çelişkili olduğu, infaza elverişli ve tereddütsüz bir hüküm olmaması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Öte yandan kabule göre de,asıl dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da ayrıca isabetsiz bulunmuştur.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma sonucu kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi kararının 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi