23. Hukuk Dairesi 2016/7506 E. , 2018/5142 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı ... yönünden davanın reddine, diğer davacı ... yönünden davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkili..."ın davalı Kooperatifin ortağı iken hissesini diğer müvekkili ..."a devrettiğini, müvekkili ...’ın davalı kooperatife başvurarak hisse devrinin yapılmasını istediğini, kooperatif yöneticilerinin müvekkili ..."a güçlük çıkarıp devri yapmayacaklarını söylediklerini, baskı yaparak 5.000,00 TL" yi aşkın para istediklerini ve devre konu ortaklığın aidat borcu varmış gibi fazladan aidat istediklerini, devreden müvekkili ..."ın herhangi bir borcunun olmadığını ileri sürerek fazla alınan aidatların hesaplanarak istirdadına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia savunma ve dosya kapsamında, davacı ... yönünden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine, diğer davacı ... yönünden bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak icra dosyalarına yapılan ödemelerle birlikte fazladan yapılan ödeme nedeni ile davanın kısmen kabulüne, 2.840,21 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif ile kooperatif üyesi arasındaki istirdat davasıdır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
2-Anayasa"nın 141/3. maddesi uyarınca, bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 297/1-c maddesi uyarınca da, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerekir. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK"nın 428. maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay
denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Açıklanmaya çalışıldığı üzere, mahkemece tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, gerekçesiz hüküm kurulması, Anayasa"nın 2. maddesinde düzenlenen "Hukuk Devleti" ilkesini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde düzenlenen "Hukuki dinlenilme" hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen "Adil yargılanma" hakkını ihlâl edecektir. YHGK"nın 07.12.2011 tarih 15-708 E, 737 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere, gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar. Gerekçe bölümünde hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanır. Hakim, tarafların kendisine sundukları maddi vakıaların hukuki niteliğini (hukuk sebepleri) kendiliğinden (re"sen) araştırıp bularak hükmünü dayandırdığı hukuk kurallarını ve bunun nedenlerini gerekçede açıklar (Kuru, Baki/Arslan, Ramazan/ Yılmaz, Ejder; Medeni Usûl Hukuku ders kitabı 6100 sayılı HMK"ya göre yeniden yazılmış, 22 baskı, Ankara 2011, s. 472). Hakim, gerekçe sayesinde verdiği hükmün doğru olup olmadığını, yani kendini denetler. Üst mahkeme de, bir hükmün hukuka uygun olup olmadığını ancak gerekçe sayesinde denetleyebilir. Taraflar da ancak gerekçe sayesinde haklı olup olmadıklarını daha iyi anlayabilirler.
Mahkemece, dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporları özetlendikten sonra hiçbir gerekçe gösterilmeden, yukarıda açıklanan ilkelere aykırı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kabul hükmünün hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlere dayandığı, reddedilen kısmının hangi maddi ve hukuki gerekçe ve nedenlerle dayalı olduğu tartışılarak değerlendirilmemiştir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; taraf avukatının şahsi alacağının dava konusu alacaktan hangi hukuksal gerekçelerle mahsup edildiğine ilişkin geçerli bir hukuki neden ortaya konmadığı gibi ... yönünden aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle verilen ret karanının da gerekçesi açıklanmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.