Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2968
Karar No: 2022/6923
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2968 Esas 2022/6923 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/2968 E.  ,  2022/6923 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi: Karabük İş Mahkemesi


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle asıl ve birleşen davanın davalı Kardemir A.Ş. yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince, davacı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı Kurum vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; kurumlarının sigortalılarından .... sigorta sicil numaralı ...'ın 15/06/2012 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazısı sonucu vefat ettiğini. Kazanın meydana geldiği gün vefat eden sigortalının manevracı olarak adlandırılan trenin ön tarafındaki emniyet vagonunda bulunarak vagon ve lokomotifin yönlendirilmesi görevini yürüttüğünü, olay günü trenin Kardemir A.Ş. fabrika sahası içerisinde yer alan küçük vasıtalar mevkii garajı yanındaki hemzemin geçitte ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı çekici ve buna bağlı 78 AB 782 plakalı dorse ile çarpışması sonucu ...'ınn yere düştüğü, daha sonra dorsede bulunan hurda malzemenin bir kısmının üzerine düşmesi neticesinde hayatını kaybettiğini. SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişleri tarafından tanzim edilen rapora göre sigortalının işyerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana geldiği anlaşıldığından 5510 Sayılı Yasanın 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre olayın iş kazası olduğunu, 5510 SY'nın 21/1 fıkrasında "iş kazası ve meslek hastalığı işverenin kasdı veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı ve hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere kurumca işverene ödettirilir" yine 5510 SY'nın 76/4 fıkrasında "iş kazası ve meslek hastalığı işverenin kasdı veya genel sağlık sigortalısının iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi sonucu olmuşsa kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri işverene tazmin ettirilir. İşverenin sorumluluğunda kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır", 4857 sayılı İş Kanunun 77. Maddesi "işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdürler" yine işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün 464 maddesi "işyerlerinde demiryolları seviyesinde bütün geçitler kapatılacak ve bunların yerine yayalar ve araçların geçmesine özgü üst veya alt geçitler yapılacaktır. Bunların sağlanamadığı hallerde geçitlerde gerekli güvenlik tedbirleri alınacaktır" hükümleri yeralmaktadır. Buna göre sigortalı ...'ın vefatı ile sonuçlanan kazanın olduğu hemzemin geçitte sesli ve ışıklı uyarı sisteminin bulunduğu ancak bu hemzemin geçitte tren geçerken araç geçişine engel olacak bariyerlerin bulunmadığının anlaşıldığını, bu nedenle işverenin iş sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili gerekli önlemleri alma görevini belirtilen mevzuat hükümlerine göre ihlal ettiğinden işveren 5510 SY'nın 21/1 ve 76/4 maddesi gereğince sorumlu olduğunu. Yine 5510 SY'nın 21/4 maddesi "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ilerde yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edileceği"nin düzenlendiğini, meydana gelen kaza yeri inceleme tutanağında tır şoförü ...'ın sesli ve ışıklı uyarılar çalıştığı halde hemzemin geçitten kontrolsüz bir şekilde geçmesi nedeniyle 2918 sayılı KTK'nun 84 maddesinde yer alan "kavşaklarda geçiş üstünlüğüne uymamak" kuralını ihlal ettiği anlaşıldığından ...'ın üçüncü kişi olarak 5510 SY'nın 21/4 maddesi gereğince sorumlu olduğunun tespit edildiğini. KTK'nun 85 ve 91 maddesine göre sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına sebep olmasından dolayı poliçe limitleri dahilinde temin edeceği düzenlenmiş olup kazaya sebebiyet veren ...'ın kullandığı ... plaka sayılı aracın işleteni ve sigorta şirketi oluşan kurum zararından araç sürücüsü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu. Bu nedenle iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine davacı kurumca 197.772,54-TL peşin değerli gelir ve 363,00-TL cenaze ödeneği olmak üzere toplam kurum zararının 198.135,54-TL baliğ olduğunu. Kurumlarınca talep edebilecekleri miktarın mahkemece yapılacak kusur araştırması ve sigortalının işverenden isteyebileceği tutarın bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilmesi sonrası belirlenebilecek olması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nun 107. Maddesi gereğince alacaklarının tespiti ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.906,77-TL'nin gelirlerde onay, masraflarda ödeme tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi, yargılama giderleri, vekalet ücreti ile birlikte davalılardan ve yargılama sırasında kusuru tespit edilecek kişilerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... İnş. Taah. Nak. Tur. Akaryakıt Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti. temsilen Ayhan Akbaş vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı kurum tarafından müvekkili ve diğer davalılar aleyhine belirsiz alacak ve tespit davası açıldığını, davayı AXA Sigorta A.Ş.'ne ihbar ettiklerini, davada davalı olarak yer almasını ve dava sonunda kendilerine rücüu edeceklerini ihbar ettiklerini, davacı kurumun ödediği miktarın ve rücuu edebileceği miktarın belirsiz olmadığını, Ceza Mahkemesi tarafından kusur oranının belirlendiğini ancak kendilerinin bu kusuru kabul etmediklerini, müvekkili olan davalının maliki olduğu arabanın hem trafik sigortalı hem de kasko sigortalı olduğunu, AXA Sigorta A.Ş.'ye Maksimum Ticari Kaskosu yaptırıldığını bu nedenle davalı kurumun AXA Sigortanın gösterilmesi gerektiğini, AXA Sigorta A.Ş.'de Yapı Kredi Sigorta A.Ş.'de poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, yine olayın meydana gelmesinde müteveffa ... ile Kardemir A.Ş. İşçisi Ersin Çolak'ın da müterafık kusurlu olduğunu, AXA Sigorta A.Ş.'ye davanın ihbar edilmesi ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş. vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu iş kazasının oluşumunda gerek müvekkil şirketinin gerekse şirket çalışanlarının herhangi bir kusurunun olmadığını, davanın tamamen 3. kişi konumundaki diğer davalı ...'ın davacının tedbirsizliği ve dikkatsizliği neticesinde meydana geldiğini. Kazanın ...'ın idaresindeki çekici ve dorsenin ışıklı ikaz lambası yanan hemzemin geçide kontrolsüzce girerek, sesli uyarı sistemi de açık olan lokomotife çarpması sonucu oluştuğunu, çarpma neticesinde lokomotifte manevracı olan müvekkili şirketin çalışanı ...'ın lokomotiften düşüp dorse üzerindeki yükün de çalışanın üzerine düşmesi neticesinde çalışanın vefat ettiğini, meydana gelen kazada tutanaklarda da belirtildiği üzere davalı ...'ın tam kusurlu olduğunu. Sigortalı müteveffanın manevracı olarak tecrübeli bir işçi olup kendisine tüm iş güvenliği eğitimlerinin eksiksiz verildiğini, kaza nedeniyle ... hakkında ceza davasının açıldığını. Meydana gelen kaza nedeniyle müvekkili olan şirkete atfedilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, olayın ...'ın kusurlu hareketi ile meydana gelmesi nedeniyle müvekkili olan şirkete rücuen tazminat talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, yine müvekkil şirket tarafından ihbar olunan Eureko Sigorta A.Ş.'ne 15397373 poliçe numaralı işveren mali mesuliyet sigortası yaptırılmış olup davanın adı geçen sigorta şirketine ihbarı ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...Ş. vekili tarafından mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ... plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi (trafik) ile sigortalı olduğundan bahisle kazada vefat eden sigortalısı ... varislerine bağlanan peşin sermaye değerli geliri rücuen talep ettiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın delillerini taraflarına tebliğini talep ettiklerini, HMK'nun 121. Maddesine göre davacı tarafın dava dilekçesi ile birlikte delillerini taraflarına tebliğ etmesinin zorunlu olduğunu, bu nedenle davacının delillerinin taraflarına tebliğini talep ettiklerini. Davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla kazaya karışan ... plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde poliçe ile sigortalı olduğunu ve teminatların poliçenin ön yüzünde belirtildiğini. Müvekkil şirketin sorumluluğunun 225.000,00-TL bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin hem asıl alacak ve hem de dava masrafları açısından poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini. Davacı kurum yalnıza iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık üçüncü kişinin kusuru sebebiyle hak sahiplerine yapılan ödemenin yarısını rücu etme hakkına sahip olduğunu, ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, bu sebeple davacı kurumun meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığını ispat etmesi gerektiğini. Davacı tarafın kendilerinden ancak ödediği tazminatın yarısını talep edebileceğini, yasa metninde sigortalıya yapılan ve ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının rücu edileceğinin belirtildiğini. Müvekkil şirketin sorumluluğunun 125.000,00-TL bakiye poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenle müvekkil şirketin hem asıl alacak ve hem de dava masrafları açısından poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini. Yine müvekkil şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin davadan evvel usulen temerrüde düşürülmediğini, sigorta şirketinin hasar ödeme mükellefiyeti hak sahibinin belgeleri ile usulen sigorta şirketine müracaatından itibaren 8 iş günü sonra başladığını, davacı tarafın müvekkil şirkete başvuru yapmadan dava açmış olduğundan, dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulması gerektiğini. Dava açılmış olduğu halde bile gerekli belgeler müvekkil şirkete ibraz edilmemiş deliller dilekçe ekinde tebliğ edilmediğini, bu sebeple davanın açılmasına sebebiyet vermediklerinden ücreti vekalet ve mahkeme masraflarından da sorumlu tutulmaması gerektiği. Davacı tarafın öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat etmesi gerektiğini, bunun içinde ceza davası sonucunun beklenmesi gerektiğini, yaralanmalı ve ölümlü kazalarda araç sürücüleri hakkında ceza davası açılmakta olup sürücülerin kusuru belirlendiğini. Davacı taraf öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ispat ile yükümlü olduğundan ve sorumlulukta sürücülerin kusuru oranında olduğundan tazminat hesabı için ceza davası kararının beklenilmesini ve bunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini. Aleyhlerine açılan haksız davanın reddini, davacının davasının ispatı halinde müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise asıl alacak yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, “...Taraf beyanları, kurum kayıtları, kazalının sigorta hizmet cetveli, 30.10.2018 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporu, dosyaya ibraz edilen belge ve bilgiler ile yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından; davacı kurumun sigortalısı dava dışı ...'ın davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 15.06.2012 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğu, usul ve yasaya uygun ve mahkememizce de kabul gören kusur bilirkişisi heyetinin raporu çerçevesinde kazanın oluşumunda davalı ...'ın %100 oranında kusurlu olduğu, davalı Kardemir şirketi ve davalı ... şirketi ile dava harici kazazedeye atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığı anlaşılmıştır.Meydana gelen iş kazası nedeniyle davacı kurum tarafından sigortalı ...'ın hak sahiplerine 174.494,84 TL peşin değerli gelir, 32.743,62 TL peşin değerli gelir ve 363,00 TL cenaze gideri bağlandığı sabit olup, 20.06.2019 tarihli hesap bilirkişisi raporunda; davacı kurumun, asıl dava ve birleşen dosya yönünden toplam 103.982,23 TL kurum alacağının bulunduğunu bildirmiş ise de taleple bağlı kalınarak davacının talep edebileceği toplam 94.534,75 TL kurum alacağının bulunduğu ve bu alacak miktarından yasal mevzuat hükümleri uyarınca davalılar ..., ... İnş. Taah. Nak. Tur. Akar. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ile (Münfesih Yapı Kredi Sigorta A.Ş. ile birleşen) Allianz Sigorta A.Ş.'nin (davalı ... yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları değerlendirilerek aşağıda açıklandığı şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür. ..” gerekçesiyle, “ asıl dava ve birleşen dava dosyası bakımından yapılan değerlendirme;
    1-Davanın kabulü ile; toplam 94.534,75-TL kurum alacağının ilk peşin sermaye değerine onay tarihinden itibaren, masraflara ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalılar ..., ... İnş. Taah. Nak. Tur. Akar. Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ile (Münfesih Yapı Kredi Sigorta A.Ş. ile birleşen) Allianz Sigorta A.Ş.'den (davalı ... yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
    2-Davalı Kardemir A.Ş. yönünden açılan davanın reddine,” karar verilmiştir.
    Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; kurumlarınca yapılan işlemlerin yerinde olduğunu, her ne kadar alınan bilirkişi raporunda Kardemir Şirketine kusur izafe edilmemiş ise de Kardemir şirketi asıl işveren olduğundan diğer davalılarla birlikte müteselsilen sorumlu olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
    Bölge Adliye Mahkemesince, dosyadaki yazılara, maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve HMK 355. maddesi gereğince istinaf incelemesinin kamu düzenine aykırılık halleri hariç istinaf dilekçesinde belirtilen sebeple sınırlı olarak yapılabileceğinin anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Kurum vekili, istinaf istemleri ile aynı gerekçelerle temyiz edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davacı Kurum,15.06.2012 tarihinde meydana gelen iş kazasında vefat eden sigortalı hak sahiplerine bağlanan gelir ve cenaze yardımından oluşan kurum zararının tahsili istemli eldeki davayı açmış olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanununun 21.maddesidir.
    5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiştir.
    Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi, İşçi sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt-asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
    Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    Eldeki davada; 15.06.2012 tarihinde davalı Kardemir A.Ş.’nin içinde çamur havuzundan çamur potalarını alarak haddahaneye götürmek için yüklenen lokomotifin makinisti dava dışı ...’ın kullandığı lokomotifte manevracı olarak lokomotifin ön sağında kendisine ayrılan yerde oturarak elindeki telsizle makinistin manevra yapmasına yardımcı olan kazalı ile birlikte ray üzerinde ilerlerken davalı Kardemir A.Ş.’ye hurda malzeme getirmesi nedeniyle Kardemir’in işyerine davalı ... Ltd.Şti.’ne ait dorse ve çekici ile gelen davalı ..., ray üzerinde lokomotif ile çarpışmış, çarpışmanın etkisiyle hurda malzeme sigortalının üzerine devrilmesi sonucu sigortalının vefat etmesi şeklinde meydana gelen kaza ile ilgili olarak Mahkemece karara esas alınan kusur raporunda avalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. Ve Tic. A.Ş.'nin kaza olayının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı ... Ltd. Şti.'nin kaza olayının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü ...'ın meydana gelen kaza olayında %100 oranında kusurlu olduğu, kazalı müteveffa ...'ın kaza olayının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı değerlendirilerek davanın Kardemir A.Ş. yönünden reddine,diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece öncelikle ... hakkında Karabük Asliye Ceza Mahkemesinde E.2012/392 esas sayılı dosya celbedilerek ceza dosyasının akibeti araştırılmalı, suretiyle davalı Kardemir A.Ş. ile davalı ... Ltd. Şti. arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olup olmadığı belirlenmeli, bu kapsamda aralarında imzalanan bir sözleşme varsa sözleşme de getirtilmeli ve asıl-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı belirlenip bu çerçevede belirlenen sıfatlara göre kusur oran ve aidiyetleri ayrı ayrı tespit edilmek suretiyle, davalıların temyizinin olmamasına göre davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak da gözetilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 11/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi