Esas No: 2022/3903
Karar No: 2022/6874
Karar Tarihi: 11.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3903 Esas 2022/6874 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, yetim aylığı bağlanmasına rağmen faiz ödenmediğini belirterek Kurum işleminin iptali ile faiz alacağına karar verilmesi istemiyle dava açtı. İlk derece Mahkemesi, davanın kabulü ile açıklanan taleplerden dolayı birikmiş faiz alacağının davacıya ödenmesi gerektiğini tespit etti. Davalı Kurum vekili istinaf başvurusunda bulundu ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetti. Davalı Kurum vekili temyiz isteğinde bulundu ve kurum işlemlerinde hukuka aykırılık ve yanlışlığın bulunmadığını iddia ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etti. Mahkeme kararında, hükümlerde açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtilmesi gerektiği vurgulandı. Bu kurala uyulmadığından kararın usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varıldı ve İlk Derece Mahkemesi hükmü temyiz eden davalı Kurum vekilinin itirazları doğrultusunda bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 1982 Anayasası 142/3 maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesi
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2021/901-2022/524
İlk Derece
Mahkemesi : Kayseri 1. İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ve faiz alacağı istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine , dair karar verilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacıya yetim aylığı bağlanmasına ve ihtirazi kayıtla aylıkların kabul edildiği bildirilmesine rağmen faiz ödenmediğini belirterek Kurum işleminin iptali ile faiz alacağına karar verilmesi istemine ilişkindir.
II-CEVAP
Davalı; davanın reddini dair karar verilmesi gerektiğini, savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece; davanın kabulü ile; faiz alacağının reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklardan dolayı, birikmiş faiz alacağının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine; dair karar tesis edilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine, dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile; kurumun yapmış olduğu bütün işlemler kanun hükümleri dayanak alınarak yapıldığından, kurumun yapmış olduğu işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık ve yanlışlığın bulunmadığı özet olarak belirtilerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak, eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, dair karar verilmesi talep olunmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1982 Anayasası 142/3 maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde:
“(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
(2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. HMK’nın “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi;
“(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
(2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
(3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
(4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.
Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infaza elverişli olarak gösterilmesi zorunludur. Eldeki dava dosyasında, mahkemece verilen kararda, infazda tereddüt uyandıracak şekilde, hangi miktara, hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı hususu belirtilmeksizin; yukarıda anılan Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmektedir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.