11. Hukuk Dairesi 2016/5039 E. , 2018/924 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/12/2015 tarih ve 2012/182-2015/396 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ""... Soruları"" isimli kitap için 1998 yılında davalı şirket yetkilisi .... ile birlikte eseri oluşturacak diğer yazarları belirleyip bir araya getirdiklerini, kitabın telif haklarının davalı şirket yetkisili ile birlikte yarı oranında kendilerine ait olduğunu, eserin ilk basısını ...."nın, sonraki basılarını ise ...."nin yaptığını ve telif ücretlerinin ... ile paylaşıldığını, 2002 yılında kurulan ....."ye 2004 yılında hissedar olduğunu, 2003 yılından sonra bu kitabın 8-12. basıların..... Eğitim Danışmanlık Sağlık ve Bilgisayar Hizmetleri A.Ş."nin Klinisyen alt markasıyla yaptığını, müvekkili ile ..."in eserin aynı zamanda yazarları olduğunu, anılan baskılarda değişen yazarları veya kitaba eklemeleri ..."in sevk ve idare etttiğini, kitabın içeriğinin kabaca aynen korunduğunu, fakat 8-12. basılara başka yazarların eklenmesi veya çıkarılması konusunda kendisinin ..."e vermiş olduğu bir izin olmadığını, kendisinin hissedar olduğu davalı şirketten 2005 yılı Nisan ayında ayrıldığını, müvekkiline hisse bedelinin ödendiğini, ancak telif ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, telif ücretinin tespiti ile .... m. 68 uyarınca üç katından şimdilik 20.000,00.TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin yetkilisi olan .... ile davacı tarafından kurulduğunu, fakat davacının eşinin hissedar olduğunu, ortaklık sonlandırılırken şirketin basmakta olduğu kitapları da içeren bir değer tespiti yapıldığını ve hisse devir sözleşmesi imzalandığını, kitapların şirketin sermayesi olduğunu, davacının yapılan basılara 2005 yılından itibaren ses çıkarmadığını, davacının eserin ne sahibi ne de mali hak sahibi olduğunu, eylemden uzun süre sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu eserle ilgili mali hakların 1/2 oranında davacı ve dava dışı ..."e ait olduğu, eserin artık davalı şirket adıyla ve onun tarafından basım ve dağıtımı konusunda rıza birliği olduğu,
.../...
şirketten ayrı bir telif ücreti almayı kararlaştırmadıkları, eser gelirlerinin şirketin olarak tanımlandığı, eserle ilgili olarak hak sahiplerinin kâr payı ile iktifa etmeyi kararlaştırdıkları, gerek davacının hissedar olmasından evvel gerek sonra gelirlerden ayrıca bir telif ücreti almaksızın ortaklık paylarından doğan kâr payı almak sureti ile faydalanma sağladığı, ortaklık hisse değer tespitinde davalı şirketin yaptığı basıların getireceği gelirlerin de gözönünde tutulduğu, davacının iki yıl boyunca ... Soruları kitabı dışında ticari faaliyette bulunmayacağının kararlaştırıldığı, davacının 05.04.2007 tarihine kadar dava konusu eserin davalı şirket tarafından basımına rıza gösterdiği ve doğacak telif ücretine karşı kâr paylarını da hisse devir sözleşmesiyle peşinen aldığı sonucunun doğduğu, buna karşın eserle ilgili mali hakların davalı şirkete devir edilmediği, 05.04.2007 tarihine kadar olan basılardan davacının payını hisse devir sözleşmesi ile peşinen alması ve sözleşmede ayrıca bir alacağının bulunmadığını taahhüt etmesi karşısında sadece 2008 yılında yapılan 12. bası için telif ücreti isteyebileceği, zira hisse devir sözleşmesi uyarınca davacının anılan eserle ilgili olarak 05.04.2007 tarihinden sonra mali hakların davalıya devrine ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı, 2008 yılında yapılan 12. bası için davacının 12.445,60 TL isteyebileceği, alacağın rıza ile yapılan eserin yayımından doğduğu, on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde talep edildiği, basımdan hemen sonra talep edilmemesinin çelişkili bir davranış olmayıp sessiz kalma yoluyla hak kaybı olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne 12.445,60 TL’nin dava tarihinden itibaren avans fazi ile davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davacı ile dava dışı ... arasındaki ilişkinin 1996 yılına kadar dayandığı, 1998 yılından bu yana dava konusu ... SORULARI adlı eserin ve bununla birlikte birçok eserin basımını birlikte gerçekleştirdikleri, davacı ... ve dava dışı ..."in dava konusu eseri meydana getiren yazarları bulup biraraya getirdiği ve eserde editör olarak kendi isimlerinin yer aldığı, eserden kaynaklı telif haklarını da birlikte kullandıkları, 2002 yılında dava dışı ... ve davacının eşi ...."in birlikte davalı şirketi kurdukları, davacının da bu şirkete 2004 yılında ortak olduğu, şirketin kurulmasıyla birlikte dava konusu eserin basımının da davalı şirket tarafından yapılmaya başlandığı, eserin 8., 9. ve 10. basısının davalı şirket tarafından gerçekleştirildiği, gerçekleştirilen basılar nedeniyle davacı ve dava dışı ..."e telif bedeli adı altında herhangi bir ödeme yapılmadığı, davacı ... ve eşi ...."in toplam 2.360.000,00 TL bedel karşılığı hisselerini davalı ..."e devrederek şirket ortaklığından 07.04.2005 tarihi itibariyle ayrıldıkları, devir esnasında hisse devir sözleşmesi ile davacı ..."in sözleşmedeki şartlar yerine getirildiği sürece, sözleşme imza tarihi itibariyle 2 yıl boyunca “... soru kitabı” haricinde Tıpta Uzmanlık Sınavı konusunda direkt yada dolaylı ticari iş yapmayacağını taahhüt ettiği, söz konusu yasağın bir nevi rekabet yasağı sözleşmesi mahiyetinde olduğu, sonrasında eserin 2006 yılında 11. basısı ve 2008 yılında 12. basısının yine davalı şirket tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Davacının, söz konusu eylemleri bilmesine ve eserin yeni basılardan haberdar olmasına rağmen, işbu davanın açılış tarihi olan 2012 yılına kadar sessiz kaldığı, davalıya bir ihtar göndermediği gibi herhangi bir hak talebinde de bulunmadığı, bu kadar uzun süre sessiz kaldıktan ve karşı tarafta artık dava açılmayacağına dair güven oluşturduktan sonra işbu davayı açarak eser sahipliğine dayalı telif haklarını talep etmesinin Türk Medeni Kanunu 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğu gözetildiğinde davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığının kabulü ile davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca, kabule göre de; 5846 sayılı ... 10/4. maddesinde yer alan“ Birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser, ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa bir sözleşmede veya
.../...
hizmet şartlarında veya eser meydana getirildiğinde yürürlükte olan herhangi bir yasada aksi öngörülmediği takdirde birlikte eser üzerindeki haklar eser sahiplerini bir araya getiren gerçek veya tüzel kişi tarafından kullanılır.” hükmü uyarınca, hernekadar davacı ... ve dava dışı ..."in eserden doğan hakları kullanma yetkileri var ise de, mali hakların da bu hakları kullanan kişilere ait olduğu sonucuna varılamaz. (L....) Bu nedenle, her bir eser yönünden mali hakların hangi tarihte kime devredildiği, eserin sonraki basılarında eserde işleme yoluyla genişletme yapılıp yapılmadığı, yeni eklenen veya çıkarılan yazarlar ve eserler olup olmadığı tespit edilmeksizin ve bunlardan doğan hakların eserlerin yazarları tarafından kime devredildiği hususu dahi tartışılmaksızın, yazılı gerekçelerle davacının dava konusu eser üzerinde ½ telif hakkına sahip olduğu sonucuna varılarak hüküm kurulması da doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA; ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, istek halinde aşağıda yazılı 176,71 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....