
Esas No: 2018/4250
Karar No: 2022/3762
Karar Tarihi: 29.03.2022
Danıştay 6. Daire 2018/4250 Esas 2022/3762 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/4250 E. , 2022/3762 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/4250
Karar No : 2022/3762
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Odası Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ....
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla ili ... Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... K:... sayılı kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu planın koruma kullanma dengesini sağlama ve çevresel, tarihi, kültürel, doğal ve ekonomik değerleri mutlak olarak koruma ve gelecek kuşaklara aktarımını sağlama esaslarını yerine getirme açısından şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olduğu, plan notlarının 7.2 sayılı maddesi ile getirilen hükümlerin yerel plan yapılmasının anlamını kaybedeceği endişesini ortadan kaldırdığı, bundan sonraki süreçte daha güncel ve güvenilir veriler/veri tabanları üretildikçe yeni koşullar ve gelişmeler ışığı altında ilgili plan kararlarının da mutlak surette güncellenmesinin sağlanabileceği anlaşıldığından dava konusu planın, planlama esasları ve şehircilik ilkelerine uygun olduğundan hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdare Mahkemesince karara esas alınan bilirkişi raporundaki açıklamaların dosyada bulunan bilgi ve belgelerle birlikte incelenmesinden, imar planının bütünüyle iptali istemiyle açılan davada, davacı tarafından ileri sürülen hukuka aykırılık iddialarının, planda öngörülen kullanım kararları ve plan notları ile plan açıklama raporunda yer alan açıklamalarla birlikte değerlendirilmesi ve ayrıca plan kapsamındaki alanda yer alan "mera alanı" "orman alanı" "kıyı" gibi özel alanlara ilişkin olarak özel yasaları ile getirilen düzenlemelere uyulması zorunluluğu bulunduğu hususlarının dikkate alınması suretiyle incelenmesi sonucunda, planın bütününe yönelik olarak - genel ilke ve kullanım kararları yönüyle- planda şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırılık bulunmadığı, öte yandan alt ölçekli planlar ile getirilmesi olasılığı bulunan bazı kullanım kararlarından bahsedilmesi ve olası bazı nedenlerin, üst ölçekli plan olan dava konusu planın iptali nedeni olarak ileri sürülmesinin de yasal dayanağı bulunmadığı, esasen, belirtilen konularda alt ölçekli planlama çalışması yapılması halinde ayrıca idari dava konusu edilebileceği, sonucuna varıldığı, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının anılan gerekçelerin ilavesi suretiyle istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun ek gerekçe ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Mahkemece dosyada mevcut bilirkişi doğrultusunda davanın reddine karar verildiği, temyiz aşamasında dava konusu Muğla ili, ... Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali için ileri sürülen gerekçelerin tekrar değerlendirilerek ve resen saptanacak nedenlerle; ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma sebeplerinden hiç birisi bulunmadığından usul ve yasaya uygun kararın onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi tarafından yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davacı iddiaları hüküm kurmaya elverişli şekilde incelenmediğinden eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçeli olarak reddi yolunda temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "Çevre ve Şehircilik" ibaresinin "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
İLGİLİ MEVZUAT
2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinde: "Çevrenin korunması amacıyla;
a) Doğal çevreyi oluşturan biyolojik çeşitlilik ile bu çeşitliliği barındıran ekosistemin korunması esastır. Biyolojik çeşitliliği koruma ve kullanım esasları, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve ilgili diğer kuruluşların görüşleri alınarak belirlenir.b) Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. c) Ulusal mevzuat ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınarak koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan hassas alanların her tür ölçekteki plânlarda gösterilmesi zorunludur. Koruma statüsü kazandırılmış alanlar ve ekolojik değeri olan alanlar, plân kararı dışında kullanılamaz. d) Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını, biyolojik çeşitliliğin, doğal kaynakların ve bunlarla ilgili kültürel kaynakların gelecek kuşaklara ulaşmasını emniyet altına almak üzere gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi amacıyla, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak tespit ve ilan etmeye, bu alanlarda uygulanacak koruma ve kullanma esasları ile plân ve projelerin hangi bakanlıkça hazırlanıp yürütüleceğini belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkilidir. Bu bölgelere ilişkin plân ve projelerde; 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 9 uncu maddesi, 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun plân onama yetkisini düzenleyen hükümleri, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 8 inci maddesinin tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve bunların korunma alanlarının tespit ve tescili dışında kalan yetkileri düzenleyen hükümleri ile aynı Kanunun 17 nci maddesinin (a) bendi hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.
383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin "Amaç" başlıklı 1. maddesinede:" Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı 2872 sayılı Çevre Kanununun 9.maddesine göre "Özel Çevre Koruma Bölgesi" olarak ilan edilen ve edilecek alanların sahip olduğu çevre değerlerini korumak ve mevcut çevre sorunlarını gidermek için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma ve kullanma esaslarını belirlemek, imar planlarını yapmak, mevcut her ölçekteki plan ve plan kararlarını revize etmek ve re'sen onaylamak üzere Çevre Bakanlığına bağlı ve Tüzel Kişiliğe sahip Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığının kurulması ile bu Kurumun teşkilat ve görevlerine ilişkin esasları düzenlemektir." hükmü "Kapsam" "başlıklı 2. maddesinde: "Bakanlar Kurulunca ilan edilen ve ilan edilecek "Özel Çevre Koruma Bölgeleri" hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin hükümleri uygulanır. Bölgede yapılan tahsisler, verilmiş ön izinler ile mevcut her ölçekteki plan kararları konusunda bu Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümleri uygulanır." hükmü "Uygulanmayacak Hükümler" "başlıklı 25. maddesinde:" Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulandığı Bölgede; a) 2872 sayılı Çevre Kanunu ile Çevre Müsteşarlığına verilen yetkiler Başkanlığa geçer. b) 3167 sayılı Kara Avcılığı Kanununun 2. maddesinin I/c fıkrasındaki “kaplumbağaların her vakit avlanabileceğine”dair hükmü, c) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun, 3386 Sayılı Kanunun 14. maddesi ile değişik 57/d maddesi hükmü uygulanmaz" hükmü yer almıştır.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun "Koruma Bölge Kurullarının görev, yetki ve çalışma şekli" başlıklı 57. maddesinin (d) bendinde " Koruma amaçlı imar planları ile bunların her türlü değişikliklerini inceleyip karar almak," kuralı yer almıştır.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 644/648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) Ek Madde 1'de :" (1) 19/10/1989 tarihli ve 383 sayılı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmıştır.
(2) 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede belirtilen iş ve işlemler, Bakan tarafından uygun görülen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının birimlerince yürütülür." hükmü ile
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin "Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü" 13/A maddesinde" – (1) Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların tescil, onay ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tescil etmek.
b) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerinin tespit, tescil, onay, değişiklik ve ilanına dair usul ve esasları belirlemek ve bu alanların sınırlarını tespit ve tescil etmek, yönetmek ve yönetilmesini sağlamak.
c) Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak.
ç) Tabiat varlıkları, doğal, tarihi, arkeolojik ve kentsel sitler ile koruma statüsü bulunan diğer alanların çakıştığı yerlerde koruma ve kullanma esaslarını ilgili bakanlıkların görüşünü alarak belirlemek ve bu alanların kısmen veya tamamen hangi idarelerce yönetileceğine karar vermek, her tür ve ölçekteki çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak ve onaylamak.
d) Orman alanları dışında yer alan korunması gerekli taşınmaz tabiat varlıkları, koruma alanları ve doğal sit alanlarının Bakanlıkça belirlenen ilke kararlarına, onaylanan planlara uygun olarak kullanılmak üzere tahsisini gerçekleştirmek, uygulamaların tahsis şartlarına uygun olarak gerçekleşmesini izlemek ve denetlemek.
e) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerine ilişkin olarak; hâlihazır haritaları aldırmak, gerekli görülen projeleri yapmak, yaptırmak ve onaylamak, her türlü araştırma ve inceleme yapmak, yaptırmak, izlemek, eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yürütmek, kullanım yasağı getirilen alanların kamulaştırma veya benzer yollarla kamunun eline geçirilmesini sağlamak, kontrol ve denetim yapmak, gerekli görülen alanların korunması ve kirliliğin önlenmesi amacıyla yatırım yapmak veya ilgili idarelerin yatırım projelerini desteklemek, bu alan ve bölgelerde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin her türlü tasarrufta bulunmak, işletmek, işlettirmek ve kullanım izinlerini vermek, korunan alanlara ilişkin insan ve finansman kaynağı sağlamak.
f) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.
(2) Orman ve orman rejimine tabi olmayan yerlerde Orman ve Su İşleri Bakanlığınca tespit edilen veya ettirilen tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, sulak alanlar ve benzeri diğer koruma alanları ile Bakanlıkça tespit edilen doğal sit alanları, tabiat varlıkları ve bunların koruma alanlarının tescil ve ilanı Bakanın onayı ile yapılır. Ancak Bakanlıkça yapı yasağı önerilen tabiat varlıkları ve doğal sit alanları dahil orman rejimine tabi olmayan bütün koruma alanları Bakanlar Kurulu kararı ile tescil ve ilan edilir. Uygulama imar planı kararı ile yapı yasağı getirilen özel mülkiyete konu alanlara ilişkin arazi ve arsa düzenlemesi, trampa veya kamulaştırma işlemleri, bu alanların yönetimi ve işletmesini üstlenen kuruluşlarca veya Bakanlıkça gerçekleştirilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafından, dava konusu planın onay yetkisinin Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğu ileri sürülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Muğla Datça- Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) tarafından işlem tarihinde yürürlükte olan 644/648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) ek madde-1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca 19.03.2014 tarihli, 2470 sayılı olur ile onaylandığı görülmüştür.
Ülke ve dünya ölçeğinde sahip olduğu ekolojik, tabii, tarihi ve kültürel değerler yönünden zenginliği nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararları ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” olarak tespit ve ilan edilen Datça Bozburun bölgesi, 383 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olup, Özel Çevre Koruma Bölgesi tespit ve ilan edilecek alanlarda “Bölgelerin sahip olduğu çevre değerlerinin korunması, mevcut çevre sorunlarının giderilmesi için tüm tedbirleri almak, bu alanların koruma kullanma esaslarını belirlemek, her ölçekteki imar planlarını yapmak ve re'sen onaylamak yetki ve görevi” Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığına verilmiştir.
383 sayılı KHK ile kurulan Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, 08.07.2011 tarih ve 27968 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kanun değişikliği (07.07.2011 tarih, B.02.0.PPG.0.12-300-02/7062 sayılı Onay) ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlanmıştır.17.08.2011 tarih ve 28028 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 648 sayılı “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile 383 Sayılı KHK ile kurulan Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı kapatılmış, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 644 sayılı KHK'nin 13/A hükmü ile korunan alanlarda planları hazırlama, hazırlatma ve onama yetkisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'ne verilmiştir.
Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu 06.12.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı Büyükşehir Kanunu gereğince 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerle birlikte Muğla ili Büyükşehir statüsüne geçtiği tarihten önce davalı Bakanlığın 19.03.2014 tarih ve 2470 sayılı olur'u ile 644 sayılı KHK'nin Ek Madde-1/2 ve 13/A maddeleri uyarınca onaylanmış olup plan onaylama yetkisi açısından hukuka aykırılık görülmemiştir.
Davacı tarafından uyuşmazlık konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonunun iptal sebepleri özetlendiğinde; Planda kullanmanın korumanın çok önüne geçtiği, plan öngörü nüfusu ile mekansal plan kararları ile oluşan kapasite nüfusunun tutarsız olduğu, kırsal yerleşme, turizm, agro turizm, günübirlik turizm, kamping, maden alanları vb. kullanımlara ilişkin plan kararlarının ve yapılaşma şartlarının bölgede yer alan orman alanları, tarım alanları, sulak alanlar, özel üretim alanları, doğal karakteri korunacak alanlar, kültür ve tabiat varlıkları, kıyı alanları, kumullar, ekosistemler vb. üzerinde yeterli koruma sağlayacak hükümler içermediği ve tüm bu alanların plan kararları ile yapılaşmaya açıldığı, üst ölçekli planların ana yönlendirici kararlarla sınırlı kalması gerektiği, oysa planda tüm alt bölgelere ilişkin en ayrıntılı yerel planlama kararlarının verildiği ve bu koşulda yerel plan yapılmasının anlamını kaybedeceği, tarım toprakları sınıflarını gösteren analizlerin gerçekleri tam olarak yansıtmadığı, mutlak tarım alanları gösterimlerinde analizler ve planlar arasında tutarsızlıklar bulunduğu, tarım alanlarının bazen zeytinlik alanlar olarak gösterilmekte olduğu ama buralarda sebzecilik yapıldığının bilindiği, Çevre Bakanlığı CORINE verilerine göre birinci ve ikinci sınıf tarım toprakları alanının 92 bin hektar olmasına rağmen planda bunun çok küçük bir kısmının göründüğü, hatalı verilere dayalı planlama sürecinin plana duyulan güveni sarsabileceği,Orman Kanunu, Kıyı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi özel kanunların uygulandığı Datça- Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni plan revizyonunun, kamu yararı taşımaması ve bölgenin doğal dengesinin bozulmasına sebep olmasından dolayı iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dosyadaki bilgi ve belgeler, davalı idare savunması, İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen rapor birlikte değerlendirildiğinde;
1- Dava konusu planın amacı, hedefleri ve ilkeleri doğrultusunda buna yönelik gerçekleştirilen araştırma ve arazi çalışmaları sonucunda elde edilen verilerle üretildiği, Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin 5.3.1 sayılı maddesi ile planlama ilkelerinden en önemlisinin ”Doğal ve ekolojik eşiklerin göz önünde bulundurulduğu, sektörel gelişme eğilimleri dikkate alınarak sürdürülebilir mekânsal kullanım kararları geliştirmek" olarak belirlendiği, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde, mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Fiziksel Oşinografi ve Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı'na “Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinin Denizsel ve Kıyısal Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti” projesi çalışması yaptırıldığı, bu proje ile bölgenin sahip olduğu denizel türlerin tespitinin yanı sıra bölgenin denizel ortamda karşı karşıya kaldığı sorunların saptanması ve bu konuda bölge için en uygun çözümlerin oluşturulabilmesi için gerekli bilimsel veri setinin toplanmasının amaçlandığı, bunun yanı sıra, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinde mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümüne “ Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinin Biyolojik Zenginliğinin Tespiti ve Yönetim Planı Hazırlanması” projesi yaptırıldığı, bu proje ile; bölgedeki biyolojik zenginliklerin belirlenmesi, bölgede turizm başta olmak üzere sürdürülebilir kalkınma aktivitelerinin; bölgenin biyolojik zenginliklerinin korunması yönünde yönetimine esas olacak karar ve politikalar paralelinde yönlendirilmesi, bölgede uygulanması önerilen ve koruma ile kullanma dengesini gözeten, yönetim planı karar ve politikalarının, kurumlar ve kullanıcılar yönünden uygun bir araç haline getirilmesi, bu araç için yine uygun bilinçlendirme düzeyine destek olunmasının amaçlandığı, "Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinin Biyolojik Zenginliğinin Tespiti ve Yönetim Planı Projesi" ve “Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesinin Denizsel ve Kıyısal Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Projesi" sonuçları doğrultusunda sayısal ortamda Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal Biyolojik Zenginliği ile Kıyı ve Kıyı Kullanımları Analizi ile Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi Karasal- Denizsel ve Kıyısal Biyolojik Çeşitliliğine ilişkin sentez çalışmalarının yapıldığı, anılan projelerin uyuşmazlık konusu 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı revizyonunda veri olarak kullanıldığı ve iptali istemiyle dava açılmadığı bu kapsamda proje verilerinin yanlış olduğuna dair davacı iddialarına itibar edilemeyeceği,
2-Kıyı alanı ile ilgili Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
Kıyı ve Deniz Yüzeyi Koruma Alanlarına ilişkin kullanımlarına yönelik 7.24.1 sayılı plan hükmünde-"Bölge içerisinde kıyı ve deniz yüzeyinde su ürünleri üretim ve/veya besleme tesisi kurulamaz. Kıyı ve deniz alanında yaşayan her tür ve habitatı konu alan araştırma, koruma ve inceleme çalışmalarının yapılabilmesi ve koordinasyonun sağlanabilmesi için Çevre ve Şehirçilik Bakanlığından izin alınması zorunludur. Deniz alanında her türlü zıpkın (sualtı tüfeği) ve tuzakla (sepet vb) su ürünleri istishali yasaktır. Deniz alanında gırgir, alamana ağı, çevirme ağı, dip trolü, ortasu trolü araçları ile su ürünleri istihsali yasaktır.7.25 sayılı maddesi hükümleri doğrultusunda kısıtlı kullanım imkanı verilen ve yasaklama getirilen alanların kontrolü ilgili idarelerce yapılır." düzenlemesine,
7.24.2 sayılı plan hükmünde"-Posidonya (deniz) çayırları:deniz içi oksijen oranını artıran deniz ekosisteminin korunmasına yönelik hassas endemik biyotoplardır. Planda posidonya çayırlarının dağılım gösterdiği kıyı ve koylarda kesinlikle demirleme yapılamaz. Bu alanlarda yapılan demirleme sonucu Çevre Ve Şehircilik Bakanlığınca ayrıca belirlenecek cezai işlemler ilgili idarece yürütülür. Planla iskele olarak belirlenmiş ve tonoz konulması önerilen alanlar dışında demir atılamaz. Profesyonel balıkçı ruhsatlı ve tekne boyu 12 metre ve daha küçük balıkçı tekneleri bu uygulamadan muhaftır." düzenlemesine
7.24.3 sayılı plan hükmünde "-Tonoz konulması önerilen alanlar: Demirleme faaliyetlerinin yoğun olduğu alanlarda oluşan tahribatları kontrol altına almak amacıyla tonoz ve şamandıra sistemleri ile kıyıya bağlama hizmetlerinin sunulması için önerilen alanlardır. Bu alanlarda tonoz-şamandıra sistemleri kurulana kadar kısa süreli (1 haftayı geçmeyecek) demirleme faaliyetleri yapılabilir.Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak planda tonoz konulması önerilen koylardaki kapasite ve yerleri belirlenecektir." düzenlemesine,
7.24.4 sayılı plan hükmünde "Günübirlik tekne bağlama için düzenleme yapılması gereken alanlar: Tekne trafiği sonucunda demirleme faaliyetleri ile biyolojik yapıya ilave olarak deniz içindeki arkeolojik yapının da ciddi şekilde tahrip olduğu alanlardır. Bu bölgelerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak alt ölçekli planlarda tüm unsurlar dikkate alınarak bütüncül bir planlamanın yapılması ve acil çözümlerin oluşturulması, bölgenin biyolojik yapısına uygun demirlemeye ihtiyaç duyulmadan kısa süreli bağlama iskeleleri oluşturulması ve yakında sahada teknelere yönelik hizmetler için altyapı oluşturulması gerekmektedir." düzenlemesine,
7.24.5 sayılı plan hükmünde" -Kıyı yapıları için araştırma ve düzenleme yapılması gereken alanlar: Ülkemiz yat turizminin odaklandığı önemli bir yer olan bölgede, bu faaliyetlerin alternatif hizmetler sunularak desteklenmesi, denetleme ve kontrol mekanizmalarının tam ve etkin şekilde çalışması gerekmektedir. Bölgenin tekne trafiğinde açısından oldukça önemli yer tutan bu alanlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca eşgüdümlü olarak yürütülecek özel proje çalışmaları kapsamında kıyı yapılarına yönelik düzenlenlemelerin yapılacaktır. Alt ölçek planlarda, bu alanlarda demirleme faaliyetlerinin kontrol altına alınmasına yönelik sahanın kapasitesine ve günün şartlarına uygun yat yanaşma yerleri ve modern marina faaliyetleri oluşturulacaktır. Bu alanlarda artan tekne sayısından kaynaklanan deniz kirliliğinin önlenmesine yönelik teknelerden katı ve sıvı atık alım tesisi kurulması zorunludur." düzenlemesine,
7.24.6 sayılı plan hükmünde "Balıkçılığa kısıtlı alanlar: Bu alanlarda kıyıdan olta takımları ile yapılan avcılık yönetimi hariç her türlü istihsal vasıtası ile amatör (sportif) ve ticari amaçlı su ürünleri avcılığı yapılamaz.” düzenlemesine yer verildiği,
7.20.1 sayılı plan hükmünde de yat limanları ve balıkçı barınakları olarak tanımlanan alanların sembolik olarak gösterildiği, bu alanlarda yapılanma koşullarının 3621/3830 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmelik, genelge tebliğ, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ilgili yönetmelikleri ile diğer ilgili kanun ve yönetmelikleri hükümlerine uygun olarak hazırlanacak alt ölçekli planlarda belirleneceği hükmü getirildiği,
Yukarıda anılan düzenlemelerde kıyı bölgesinin korunmasına ilişkin düzenlemeler getirildiği ayrıca anılan düzenlemeler yanında alt ölçekli planlarda Kıyı Kanunu hükümlerinin de dikkate alınacağı göz önünde bulundurulduğunda hukuka aykırılık görülmemiştir.
3- Orman Alanları ile ilgili Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
4.40 sayılı plan hükmü ile; “Orman Alanları: 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanmış alanlardır” olarak tanımlanmış,
5. 1.6- sayılı plan hükmünde "Orman sayılan yerler ile orman özelliği gösterdiği belirlenen ağaçlık alanların, makilik ve fundalık alanların doğal karakterinin korunmasını sağlamak." düzenlemesine
6.13.1-A) sayılı plan hükmünde "Özel Çevre Koruma Bölgesi ilanından sonra daha önceki planlar ile verilen kullanım kararları her ne olursa olsun mülga Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan planlar ile "Mutlak Koruma Alanları" olarak tanımlanan alanlar; bu alanlar, planda yapılaşma izni verilmeden doğal karakterinin korunması,devamı ve geliştirilmesi şeklinde tanımlanmış ağaçlandırılacak alan, yeşil alan, park, sulak alan, sazlık bartaklık, orman alanı, hassas alan, habitat ve biogenetik rezerv alanı gibi koruma alanları niteliğindeki araziler kesinlikle yapılaşmaya açılamaz satışa ve başka bir amaçla diğer bir kamu kuruluşuna dahi takasa, devire, kiralamaya, irtifak hakkı ve üst hakkı tesisine konu edilemez,.." düzenlemesine,
6.13.1-B) sayılı plan hükmünde "Bu alanlarda planda belirtilmemesine rağmen kamu yararına yönelik ihtiyaç duyulabilecek kamu hizmetleri alt yapı tesis alanları (yol geçişi, enerji nakil ve telefon hattı, gölet, baraj, sulama kanalı, kuyu yeri, su deposu) ile taş, çakıl ve kum ocağı ilgili plan hükümlerine uygun olmak ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın olumlu görüşü alınmak kaydıyla tahsis, takas, devir, kiralamaya, irtifak hakkı ve üst hakkı tesisine konu edilebilir. Ancak hiçbir suretle kamu ya da özel kişi ve/veya kurumlara satışı yapılamaz.” düzenlemesine,
6.13.4- sayılı plan hükmünde "Planda "Orman alanı" olarak belirlenmiş alanların üzerinde Yargıtay 14. Hukuk Dairesi' nin 30.03.2001 tarih ve 2068 sayılı kararı gereği, plan kararı ile yol güzergahı belirlenmemiş alanlarda kiralana yolu ile orman yolu izni verilmez. Söz konusu alanlarda yangın yolları açılabilir, ancak herhangi bir. yapılaşmaya konu edilemez." düzenlemesine,
6.29 sayılı plan hükmü ile"Plan, plan hükümleri ve plan açıklama raporunda yer almayan hususlarda konumu ve ilgilisine göre yürürlükte bulunan:...6831 sayılı Orman Kanunu ve İlgili Yönetmelikleri...vb. Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Tebliğ ve Standartlar hükümlerine uyulacağı” düzenlemesine,
7.9 sayılı plan hükmünde" Orman Alanları: Bu alanlar 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlardır. Orman alanına ilişkin sınırlar Orman Genel Müdürlüğü'nün 18.06.2007 tarih ve 1309 sayılı yazısı eki orman sınırlarının işlenmiş haritalar esas alınarak bu plana işlenmiştir. Uygulamada orman kadastro sınırları esas alınır. Bu alanlarda 6831 sayılı Orman Kanunu'nda belirtilen ormanların bakımı, korunması geliştirilmesi ve işletilmesi amaçlı tesisler dışında hiçbir tesis yapılamaz. Planda orman alanı olarak gösterilen alanlarda yer alan, özel mülkiyeti kesinleşmiş(tapuyu tescil edilmiş), herhangi bir kadastral yola en az 25 metre cephesi olan parsellerde, başka bir sınırlama ve koruma kararı yoksa, toplam inşaat alanı e-0.05 dahilinde yüksekliği iki katı(h>6.S0 m.) aşmayan, taban alanı 43m2 den küçük olmayan, toplam inşaat alanı 150 m'yi geçmeyen, barınma amaçlı tek yapı ve tarım, hayvancılıkla ilgili yapılar yapılabilir. Bir parsel üzerinde müştemilat ve tarımsal amaçlı yapılar hariç, birden fazla yapı yapılamaz. Müştemilat binaları belirlenmiş olan inşaat alanına dahil edilir. Bu alanlarda, ifrazdan sonra elde edilecek her parsel 5.000 m2'den küçük olamaz ve yapılacak ifrazlarda 25 metreden dar parsel cephesi oluşturulamaz. Bu alanlarda varsa ağaçlık dokunun korunması esastır. Orman arazileri üzerinde yapılacak her türlü üst ve altyapı (orman yolu, yangın emniyet bandı, bekçi kulübesi, gözetleme kulesi, su. elektrik, araç parkı, depo alanı) için Çevre ve Şehircilik Bakanlığından görüş alınması mecburidir. 6831 sayılı Kanunun 2. muüddesine uygun olarak belirlenen orman niteliğini kaybetmiş araziler doğal karakteri korunacak alan olarak kabul edilir. Planda “hassas zon” olarak tanımlanan alanlarda genel hükümlerin 6.18 madde hükümlerine uyulacaktır.” düzenlemesine yer verildiği,
Yukarıda anılan plan hükümleri ile uyuşmazlık konusu planda orman sınırlarının Orman Genel Müdürlüğü'nün 18.06.2007 tarihli, 1309 sayılı yazısı eki orman sınırlarının işlenmiş haritalar esas alınarak plana işlendiği, revizyon öncesi planda 47184.4 hektar olan orman alanlarının revizyon sonrası 1102 hektar azalarak 46082 hektara düşmüş olma sebebinin temel nedenlerinden birinin, Orman Kanunu ve yönetmeliği hükümleri ile kamu yararı ve zaruret halinde orman alanlarının farklı amaçlarla kullanılabilmesine olanak sağlanması olduğu, bir diğerinin de Orman Kanununun 2. maddesinde bazı kriterleri taşıyan orman alanlarının orman sınırları dışına çıkartılabilmesi ve farklı alan kullanımlarına konu edilmesine olanak sağlanması olduğu ve bu usulde planda yasal düzenlemelere aykırılık bulunmadığı,
4- Dava konusu Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nda Mülga Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü'nün 21 05. 2007 tarihli, 41130 sayılı yazısı, 27.07.2007 tarihli, 29378 sayılı yazısı ve eki, 23.05.2008 tarihli, 19840 savılı yazısı ve Mülga Muğla İl Tarım Müdürlüğü'nün 07.07.2010 tarihli, 6404 sayılı görüşleri doğrultusunda Mera Kanunu ve ilgili Yönetmeliğe uygun olarak mera alanları ve buna ilişkin plan hükümlerinin belirlendiği, davaya konu olan çevre düzeni planının 7.6.2 sayılı plan hükmünde, mera olarak tanımlanan alanların doğal karakteri korunacak alanlar olarak korunmasının esas olduğu ve bu alanların yapılaşmasının “Mera Kanunu” ve “Uygulama Yönetmeliği” hükümlerine tabi olduğu, yine davaya konu olan çevre düzeni planının 7.7 sayılı hükmünde, doğal karakteri korunacak alanların yasal zorunluluk dışında yapılaşmaya konu olamayacağı, ancak; sadece özel mülkiyete konu olması halinde belirli koşulları sağlamaları durumunda (kadastral yola en az 25 metre cephesi olma ve başka sınırlama veya koruma kararı altında olmama koşulu ile), en küçük parsel 5000 m2, yapı büyüklüğü en çok 150m2, bir parselde müştemilatlar dışında en çok bir adet yapı yapılabilmesi koşullarıyla barınma, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılaşmaya konu olabileceğinin düzenlendiği, bununla yapı ve nüfus yoğunluğunun arttırılarak bu alanların yapılaşmaya açılacağı anlamına gelmediği, mera alanlarında herhangi bir yapılaşma koşulu belirlenmediği, Mera Kanunu ve Mera Yönetmeliği ne göre uygulama yapılacağının belirtildiği, bu bağlamda dava dilekçesindeki söz konusu mera alanlarının korumasının aksine yapılaşmava açılacağı endişesi doğduğu ifadesinin yersiz olduğu, ayrıca, Mera Kanunu ve ilgili Yönetmelikleri ile mera alanlarının imara açılması, yapılaşmaya izin verilmesi ihtimalinin doğmuş olduğu yönünde bir teredddüd oluşmuş ise bu hususunun ayrı bir dava konusu olabileceği,
5-Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonunun, alt ölçek planları yönlendiren ve alanın nasıl yönetilmesi gerektiğini yol gösteren bir içerikte hazırlandığı, kırsal yerleşimlerin planlanması kapsamında köy planlarının yapımına ilişkin esaslara yönelik plan kararları üretildiği, Köylere Ait İmar Planlarının nasıl yapılması gerektiğinin Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümlerinin 6.30 sayılı maddesindeki hükümleri ile detaylıca belirlendiği, 6.30 sayılı plan hükmünde bahsi geçen hususların, köy yerleşim yerlerinde plansız yapılaşmanın önünü açan hususlar olmadığı, köy yerleşim alanlarında yapılacak alt ölçekli planların hazırlanma sürecinin yönlendirilmesi ve sağlıklı bir zemine oturtulması amacı taşıyan hususlar olduğu, Yine plan genel hükümlerinin 7.2 sayılı maddesinde bahsi geçen hususların, köy yerleşim yerlerinde plansız yapılaşmanın önünü açan hususlar olmadığı, imar planları onaylanıncaya kadar oluşması muhtemel plansız yapılaşmaların önlenebilmesi amacı taşıyan hususlar olduğu, plan genel hükümlerinin 7.2 sayılı maddesinde, bahsi geçen yapılaşma şartlarının imar planlarının onaylanıp yürürlüğe girmesinden önceki süreci düzenleme amacı taşıdığı ve imar planlarının yürürlüğe girmesinden sonra plan notu değişikliğine gerek kalmaksızın yürürlükten kalkacağının ifade edilmesi karşısında bu yönden hukuka aykırılık bulunmadığı,
6- Tarım Alanları ile ilgili Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
7.6 sayılı plan hükmünde-" Tarım alanları:Bu plan kapsamında yer alan tarım alanları mülga Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 27.07.2007 tarihli, 58172 sayılı yazısı eki olarak mülga özel Çevre koruma kurumu başkanlığına iletilen muğla il tarım müdürlüğü tarafından hazırlanan 1/25000 ölçekli tarım arazilerinin sınıflandırılmasına ilişkin haritadan aktarılmıştır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından parsel özelinde tarım arazileri sınıflamasına ilişkin görüş alınmadan uygulama yapılamaz, Uygulama tarım arazi sınıflarına ilişkin 7.6.1 maddesindeki yapılaşma koşularına göre gerçekleştirilecektir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan plan hükmünden tarım alanlarına ilişkin verilerin ilgili kurumdan alındığı, bu verilerin yanlış olduğu ileri sürülmüş ise de verilerin iptali için dava açılmadığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından görüş alınmadan parsel özelinde uygulama yapılamayacağının düzenlendiği, bu haliyle hukuka aykırılık görülmediği,
7-Sit alanı ve Maden Ocakları ile ilgili Datça-Bozburun Özel Koruma Bölgesine ait 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Revizyonu'nun Plan Hükümleri incelendiğinde;
7.11- sayılı plan hükmünde " sit alanları 2863 sayılı“Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu” uyarınca tespit ve tescili yapılmış alanlardır. Bu alanlarda 2863 sayılı kanun ve 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri doğrultusunda uygulama yapılacaktır." düzenlemesine,
6.19-.1 sayılı plan hükmünde: " maden ocakları işletme ve rezev alanları : maden ocakları işletme ve rezev alanları : bu alanlar, taş, çakıl ve kum ocaklarının çevre kirliliği yaratmayacak, doğal yapıyı bozmayacak şekilde işletilmesi için ayrılan alanlardır. Planda belirlenen alanların dışında yeni ocak açılmak istenmesi halinde yer seçimiyle ilgili mülga özel çevre koruma kurumu başkanlığınca hazırlanan “özel çevre koruma bölgelerinde maden ocaklarına ilişkin plan hükümleri ilkeleri”ne uyulması zorunludur. 6.19.2-sayılı plan hükmünde:bu alanlarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uygun görüşü alınan her türlü faaliyet alanı için Çed Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması zorunludur. 6.19.3- sayılı plan hükmünde: bu alanlarda tuğla ocakları ve toprak sanayi ile yan tesisleri kurulamaz. 6.19.4 sayılı plan hükmünde: aynı zamanda tesisler için bölge içerisindeki kamu ve özel arazilerden çevre ve şehircilik bakanlığının görüşü alınmadan toprak, vs. alınamaz." düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu itibarla uyuşmazlık konusu çevre düzeni planı notları, plan açıklama raporunda yer alan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ayrıca plan kapsamındaki alanda yer alan "tarım alanı" "mera alanı" "orman alanı" "kıyı" gibi özel alanlara ilişkin olarak özel yasaları ile getirilen düzenlemelere uyulması zorunluluğu bulunması karşısında, planın bütününe yönelik olarak şehircilik ve planlama ilkeleri ile kamu yararına aykırılık bulunmadığı,
Sonucuna varılmıştır.
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi