20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4129 Karar No: 2018/1853 Karar Tarihi: 15.03.2018
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4129 Esas 2018/1853 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2016/4129 E. , 2018/1853 K.
"İçtihat Metni"
.....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 13/02/2015 tarihli dilekçesi ile, davacıların.....mirasçıları olduklarını, murisin 1906 yılında......doğduğunu, 2510 sayılı Kanun gereğince 21/10/1936 tarihinde ..... birlikte iskan edildiğini, iskandan sonra 03/12/1936 tarihinde murise 10.000 m², karısı......7.500 m² tarla ile ailenin tümüne halen ....2915 parselde olduğunu tespit edilen evin verildiğini, tarlaların yerinin tespit edilemediğini veriliş tarihindeki hudutları zamanın ...... kayıtlı olduğunu, 1937 yılında .....salgın hastalığın başgösterdiğini,....ile eşini ve kızının vefat ettiğini, aileden sadece müvekkillerin babası olan ve o tarihte 8 yaşında olan 1929 doğumlu..... hayatta kaldığını, murisin o tarihlerde küçük olduğu için bu taşınmazlara sahip çıkılmadığını, Devletin de gerekli tedbirleri almayarak hak kaybına neden olduğunu, müvekkillerin 2014 yılında.....Genel Müdürlüğüne başvurarak bu taşınmazların varlığını öğrendiklerini, idarenin sözkonusu taşınmazlara sahip çıkmaması sebebiyle yıllarca hatalı tescillerle taşınmazların tapu kayıtlarından murislerinin adının silindiğini, müvekkillerinin mülkiyet hakkının ihal edildiğini ileri sürerek, muris.....öyünde iskanen verilen taşınmazların yargılama sırasında tespit edilecek bedelin Hazineden tahsili ile davacılara miras payları oranında verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Hazine vekili ise süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıların 2510 sayılı Kanun gereğince tapu kaydı üzerine konulan takyit şerhi gereği 10 yıllık süreyi doldurmadıkları, veya borçlanmışlarsa borcu da ödemedikleri bu nedenle söz konusu taşınmazların başka muhacirlere tahsisinin gerçekleştiği, mülkiyet iddiası bakımından hak düşürücü sürenin, tazminat istemi bakımından ise zamanaşımı süresinin geçtiği, murisin hayattayken açmadığı davayı açan mirasçılarının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu; murise tahsis edildiği anlaşılan ......15/03/1945 tarih 59 ve 60 nolu zabıt nolu kayda dayalı taşınmazların.....21/03/1955 tarih 1002 sayılı vekaletnamesi ve yine..... 1955/99 Esas 1955/78 Karar sayılı veraset ilmuhaberi ile tespit olunan .....tarafından satışlarının yapıldığı,......915 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi ile bir irtibatının bulunmadığı ve dava dışı kişilere ait olduğu, bu hali ile davacıların murisine tahsis edilen ..... taşınmazların yine murisleri tarafından satıldığı anlaşıldığından davacıların herhangi bir hakkı ve Devletin sorumluluğunu gerektiren bir durum bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İskan Kanunu gereğince davacıların murisine verilen taşınmazların tespiti ile taşınmazların mülkiyet hakkı ve mülkiyetin korunması hak ve özgürlüğü kapsamında Devletin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 15/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.