Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3292
Karar No: 2019/4167
Karar Tarihi: 26.06.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3292 Esas 2019/4167 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3292 E.  ,  2019/4167 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel istekli dava sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne dair kararın davalı tarafça istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın 223 ada 732 parsel sayılı taşınmazı, davalı oğlu yararına diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 1993 yılında dava dışı dayıları ...’ya, adı geçenin de 1996 yılında davalıya satış yolu ile temlik ettiğini ileri sürerek dava konusu 223 ada 732 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde bedelin tahsilini istemişlerdir. Davalı, evlendikten sonra dava konusu taşınmaz üzerine kendi imkanlarıyla ev yaptığını ve bu kısmın tapusunu almak istediğinde mirasbırakanla anlaşamadığını, mirasbırakanın taşınmazı dava dışı dayısı ...’ya sattığını, 3 yıl sonra taşınmazı dava dışı dayısından satın aldığını, mirasbırakanın davacı oğulları ...ve ...’ya da taşınmaz verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesince, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalının istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1929 doğumlu mirasbırakan ...’ın 26.08.1993 tarihinde ölümü üzerine davacı çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., davalı oğlu ...r ile dava dışı çocukları ..., ..., ...’ün mirasçı kaldıkları, dava konusu 223 ada 732 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 3289 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken mirasbırakanın 18.06.1993 tarihinde dava dışı ...’a, adı geçenin de 15.04.1996 tarihinde davalı ...’e satış yolu ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.Somut olaya gelince, davacı tanığı olarak dinlenen ara malik Durmuş ile iptal tescile karar verilmesi durumunda taşınmazda hak sahibi olacak mirasçılardan davalı tanığı olarak dinlenen ...’nın, dava konusu taşınmazın davalı ...’e satışının gerçek olduğunu beyan ettikleri, diğer davacı tanığı ...’ın da temlikle ilgili bilgi sahibi olmadığı, değinilen bütün bu ilke ve olgular karşısında davacı tarafça muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı açıktır. Dava konusu taşınmazın mirasbırakan tarafından kullanılması ise tek başına muvazaanın kanıtı değildir.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Kırşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi