
Esas No: 2019/5416
Karar No: 2019/15172
Karar Tarihi: 4.07.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/5416 Esas 2019/15172 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili firmanın ülke çapında ticari nitelikte hizmet alım sözleşmelerine yönelik faaliyette bulunan bir ticari şirket olduğunu, bu maksatla dava dışı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. firmasından bahsi geçen firmanın hüküm ve tasarruf sahasında bulunan bölgede endeks okuma, ihbarname dağıtım ve kesme-açma işlerini sözleşme ile yüklendiğini, müvekkili firma ile ilgili olarak kaynağını bilmemekte oldukları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... İl Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 6111 Sayılı Kanunla değişik 4857 sayılı İş Kanunu"nun 91. Maddesi uyarınca teftiş yapıldığını ve uyuşmazlığa konu raporun tebliğ edildiğini, raporda işçilik alacağı bulunduğu iddia edilen işçilere borçlu olmadığının tespiti ve yine raporun iptali istemiyle aynı Mahkemenin 2017/105 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, kararda taraflarına her bir davalı için ayrı ayrı dava açılması için süre verildiğini ileri sürerek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... İl Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen 29.12.2016 tarih, 10473-İNC-36 sayılı raporda belirlenen işçilik alacaklarından mütevellit 4857 sayılı Kanun"un 6111 sayılı Kanunla değişik 91. maddesinin 2. ve 92. maddenin 3, fıkrası uyarınca davalıya 6.218,96 TL borçlu olmadığının tespiti ve düzenlenen raporun davalıya ait bölümü yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, aynı Mahkemenin 2017/115 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve halen derdest olduğundan, 6100 sayılı Kanun"un 114/I maddesi uyarınca aynı davanın daha önce ve halen görülmekte olmamasının dava şartı olarak düzenlendiğini, bu çerçevede davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, 4857 sayılı Kanun"un 92/3 maddesi uyarınca 30 gün içinde müfettişlik raporuna itiraz edilmediğinden, davanın süre yönünden de reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından iptali istenilen raporun hangi gerekçeler ile iptalinin istenildiği noktasında dava dilekçesinde hiçbir açıklık bulunmadığını, savunarak, hak düşürücü süre nedeni ile süresinde açılmayan davanın süre yönünden reddine karar verilmesini, davacı tarafça menfi tespit talep edilmesine rağmen yazılı olarak ispatlanması gereken borçlu olmadığına ilişkin iddiasına dair hiçbir yazılı belge veya müfettişlik raporu ile eş değerde delil ibraz edilmeksizin açılan davanın esastan reddine karar verilmesini, ayrıca haksız ve kötüniyetli olarak açılan dava nedeni ile davacının %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, teftiş raporuna karşı süresinde ve usulüne uygun bir itiraz bulunmadığı ve teftiş raporlarının aksi ispatlanıncaya kadar geçerli olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, müfettiş raporunun davacıya 01.03.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve dava kanuni 30 günlük sürede açılmadığından itirazların süresinde olmadığı, bu nedenle de alacakların oluşup oluşmadığı yönünden herhangi bir tespit yapılmasına gerek duyulmadığı ve İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 92. maddesine göre “91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93. maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş Teftişi Tüzüğünde açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.
Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir”.
Dava, 06.04.2017 tarihinde açılan aynı Mahkemenin 2017/115 esas sayılı dosyası ile müfettiş raporunun iptaline yönelik olan davanın 10.10.2017 tarihli duruşmasında, her bir işçi için ayrı ayrı dava açılması gerektiğinden hareketle tefrik kararı verilmesi üzerine, davalı işçi aleyhine açılan menfi tespit ile raporun davalı işçiye yönelik tespitleri içeren kısımlarının iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince 06.04.2017 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı ve bu sebeple alacakların oluşup oluşmadığı yönünde bir tespit yapılmasına da gerek olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak itiraza konu müfettiş raporunun davacıya tebliğine dair tebligat parçasında yazan 01.03.2017 tarihinin evrakın ilk çıkış tarihi olduğu ve PTT barkod sorgulaması sonucunda tebliğin 08.03.2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 06.04.2017 tarihinde açılan dava süresinde olup, o davada tefrik kararı verilmesi sebebi ile somut dava yönünden işin esasına girilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın süresinde olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.07. 2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.