
Esas No: 2011/1723
Karar No: 2011/4286
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/1723 Esas 2011/4286 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Dairemiz Üyesi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini; işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, davacının istifa etmek suretiyle iş sözleşmesini kendisinin feshettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacıya ihbar ve kıdem tazminatı ödenmesinin istifa savunması ile çeliştiği, istifanın serbest iradeye dayanmadığı, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli neden olmadan feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
Somut olayda davacı tarafından imzası inkâr edilmeyen bir istifa dilekçesi bulunmaktadır. Dinlenen tanık beyanlarına göre davacının bir iş kurmak için ayrılmayı düşündüğü, bu nedenle tazminatlarının ödenmesi için ilgililerden yardım istemesi üzerine istifa dilekçesi karşılığında tazminatları ödenerek iş sözleşmesinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Davacıya ihbar ve kıdem tazminatı ödenmiştir. Olayın gelişim seyrine göre iş sözleşmesinin tarafların anlaşması ile sona erdirildiği açıktır. İkale icabının işçiden gelmiş
olması nedeni ile kanuni tazminatları dışında ek bir menfaatin sağlanmamış olması ihalenin geçerliliğini etkilemez. İş sözleşmesi ikale ile sona eren işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün değildir. Davanın reddi yerine yazlı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.