17. Ceza Dairesi Esas No: 2019/8237 Karar No: 2019/10801 Karar Tarihi: 18.09.2019
Hırsızlık - askeri yasak bölgeye girme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2019/8237 Esas 2019/10801 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme, sanık hakkında hırsızlık ve askeri yasak bölgeye girme suçlarından mahkumiyet hükmü verdi. Temyiz başvurusu sonrası yapılan incelemelerde, hırsızlık suçunun sanık tarafından işlendiği kabul edildi ve mahkumiyet hükmü onandı. Ancak, askeri yasak bölgeye girme suçunun TCK'nın 332. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, sanığın girildiği bölgenin askeri yasak bölge olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı ve eksik kovuşturma sonucu hüküm kurulduğu belirtildi. Kararda, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 2. maddesinde askeri yasak bölgelerin birinci ve ikinci derece askeri yasak bölge olarak ikiye ayrıldığı, TCK'nın 332. maddesinde ise suçun konusunu birinci derece askeri yasak bölgelerin oluşturduğu belirtilerek, ikinci derece askeri yasak bölgelere T.C. vatandaşlarının girmelerinin suç oluşturmadığı fakat yabancıların girmelerinin suç sayıldığı ifade edildi. 2565 sayılı Kanun'un 26. maddesinde ise yabancıların ikinci derece askeri yasak bölgelere girmesi suç olarak düzenlenip yaptırıma bağlandığı ve hile veya gizlilik olmaksızın girmeleri durumunda ise suçun oluşmayacağı belirtildi.
17. Ceza Dairesi 2019/8237 E. , 2019/10801 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Hırsızlık, askeri yasak bölgeye girme HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü: I) Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak; Önceki hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olduğundan lehe bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından yargılama giderine ilişkin kısım çıkarılarak yerine "Bozma öncesi yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline ayrıca lehe olan bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına"" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, II) Sanık hakkında askeri yasak bölgeye girme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; 1) TCK"nın 332. maddesi değerlendirildiğinde, suç konusunun askeri yasak bölgeler olduğu anlaşılmakta ise de bu yerlerin nereler olduğu 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununda belirlenmiştir. Zikredilen Kanunun 2. maddesinde askeri yasak bölgeler, birinci ve ikinci derece askeri yasak bölge olmak üzere ikiye ayrılmıştır. TCK"nın 332. maddesinde düzenlenen suçun konusunu birinci derece askeri yasak bölgeler oluşturmaktadır. İkinci derece askeri yasak bölgeler bakımından ise, 2565 sayılı Kanunun 9, 13 ve 17. maddelerinde T.C. vatandaşlarının bu bölgelere girmeleri yasaklanmamış ve fakat yabancıların girmeleri men edilmiştir. Bu nedenle T.C. vatandaşlarının ikinci derece askeri yasak bölgelere girmesi suç oluşturmazken yabancılar için diğer şartları var ise suç oluşturabilecektir. 2565 sayılı Kanunun 26. Maddesinde "Fiilleri" daha ağır bir cezayı gerektirmediği ...” denilmek suretiyle ikinci derece askeri yasak bölgelere yabancıların girmesi suç olarak düzenlenip yaptırıma bağlandığından, bu özel içtima hükmü nedeniyle yabancıların bu bölgelere gizlice ya da hile ile girmeleri halinde TCK"nın 332. maddesinde düzenlenen suçun, hile veya gizlilik olmaksızın girmeleri durumunda ise 2565 sayılı Kanunun 26. maddesindeki suçun oluşacağı görülmektedir. Sanık tarafından girildiği iddia edilen bölgenin askeri yasak bölge olup olmadığının dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında; denetime imkan vermesi bakımından öncelikle söz konusu yerin 2565 sayılı Askeri Bölgeler Kanunu uyarınca tespit edilen askeri yasak bölgelerden olup olmadığı ve kaçıncı derece yasak bölge ilan edildiğine dair belgeler ile bölge sınırlamasının ne suretle işaretlendiğine ilişkin belgelerin getirilmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayini yerine eksik kovuşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 2) Önceki hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olduğundan lehe bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanığa yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 18/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.