17. Hukuk Dairesi 2016/8625 E. , 2019/3158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda kararda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının karşıdan karşıya geçtiği sırada davalılardan ..."nın kullanmakta olduğu ... plaka sayılı araç ile davacıya çarpması sonucu davacının yaralanmasına neden olduğu, vücudunda kalıcı hasar olduğu, iyileşmenin tam olarak gerçekleşmediği bu nedenle 3.000,00 TL yol gideri, 1.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, tedavi gideri kapsamındaki geçici işgöremezlik zararından SGK"nın sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar vekili, davaya konu kazanın davacının asli kusuruyla gerçekleştiğini, davacının maddi zararını doğuracak derecede yaralanması bulunmadığını, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının davaya konu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, buna karşılık davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığının anlaşılması karşısında kusurlu davacının kusursuz sürücüden maddi ve manevi tazminat talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen birbiriyle uyumlu bilirkişi raporlarındaki kusur ve malüliyet oranlarının benimsenmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT"nin 13/1. maddesinde "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Ancak hükmedilen ücret, kabul veya reddedilen miktarı geçemez" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, maddi tazminat yönünden talebinin ve red edilen miktarın 1.000,00 TL olduğu, anılan tarifedeki 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin altında olduğu da gözetilerek, davacı aleyhine 1.000,00 TL karşı vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp bozma sebebi ise de; tüm bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 5. bendindeki "1.500,00 TL" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "1.000,00 TL" ibaresinin yazılmasına; ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.