5. Ceza Dairesi Esas No: 2012/12327 Karar No: 2014/675 Karar Tarihi: 22.01.2014
Rüşvet almak - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/12327 Esas 2014/675 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2012/12327 E. , 2014/675 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Rüşvet almak, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanık ..."ün rüşvet alma eylemi güveni kötüye kullanma kabul edilerek bu suçtan, ayrıca her iki sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerine
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Dairemizce de benimsenen Yargıtay CGK"nın 18/09/2012 tarih ve 2012/420 Esas, 2012/1771 sayılı Kararı da nazara alınarak 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı ve anılan Yasanın rüşvet suçu yönünden getirdiği düzenlemelerin de lehe olmadığı anlaşılmakla; Sanık ... hakkında güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde; TCK"nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle her iki suçu işlediği belirtilen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca "cezanın infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına" karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA, Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen iki ayrı mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak; Zincirleme suç hükümlerini düzenleyen 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için; birden fazla suçun bulunması, bu suçlardan her birinin ayrı ayrı suçun bütün unsurları taşıması, bu suçların aynı suçu oluşturması, aynı kişiye karşı işlenmesi ve birden fazla suçun bir suç işleme kararına bağlanması, yani bu suçlar arasında subjektif bir bağ bulunması gerekmektedir. “Bir suç işleme kararı”ndan aynı suçun birçok kez işlenmesi hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyet anlaşılmalıdır. “bir suç işleme kararı” kasıtta birlik demek değildir. Zincirleme suçu oluşturan eylemlerin her biri ayrı bir kastın sonucudur. Bu nedenle faili icra hareketlerinden önceki subjektif durumunu kusurun bir türünü oluşturan kast kavramının dışında tutmak gerekir. Zincirleme suçun kabulü için “bir suç işleme kararı” ile değişik zamanlarda işlenen fiiller arasında uzunca sayılmayacak “makul bir zaman aralığı” bulunmalıdır. Bu açıklamalar ışığında sanığın adına kayıtlı 49 D 0555 ve 49 D 2006 plaka sayılı araçlarının satış ve muayene işlemleri için 15/05/2007 ve 17/05/2007 tarihli iki adet sahte ilişik kesme/fenni muayene izin belgesini diğer sanık ..."ü azmettirmek suretiyle elde ettiği anlaşılan somut olayda her iki belgenin tarihleri dikkate alındığında “ makul bir zaman aralığı bulunduğu”, her iki eylemin suçun bütün unsurlarını müstakil olarak taşıdığı, sanığın eylemlerinin tamamının TCK"nın 43/1. maddesi kapsamında zincirleme şekilde kamu görevlisini resmi belgede sahteciliğe azmettirme olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözterilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.