8. Hukuk Dairesi 2009/6824 E. , 2010/1921 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mülkiyetin tespiti
... ile ... ve dahili davalılar Hazine ve Şırnak Belediye Başkanlığı aralarındaki mülkiyetin tespiti davasının kabulüne dair Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.05.2008 gün ve 199/98 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edenine ait 708 ada 9 ve 687 ada 4 sayılı parseller arasında kalan tapusuz taşınmazından 2000 yılında Karayolları tarafından yol geçirildiğini, taşınmazın kamulaştırılmadığını, paftada yol olarak gösterilen bölümün kamu emlakı niteliğini aldığını, zilyetlik koşullarının yolun geçirildiği tarihe kadar oluştuğunu açıklayarak taşınmazın mülkiyetinin vekil edenine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın kamulaştırma sınırları dışında kaldığını, Karayolları tarafından elatılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dahili davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ve karar başlığında gösterilmeyen Şırnak Belediye Başkanlığına yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen yargılama oturumlarına katılmamıştır.
Mahkemece, 708 ada 9 ve 687 ada 4 sayılı parseller arasında kalan ve kadastro paftasında yol olarak gösterilen 20.10.2001 tarihinde ... tarafından yol yapılmak amacıyla elatılan 4535,10 m2 yüzölçümlü yer hakkındaki davanın kabulüne ve taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin tespiti davasıdır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava koşulu gözönünde tutulmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde taşınmazın 30 yıldan beri vekil edeninin zilyetliğinde ve tasarrufunda olduğunu belirterek mülkiyetin tesbiti isteğinde bulunmuştur. 13.9.2007 günü yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın davacının tapulu taşınmazları arasında kaldığını, Karayolları tarafından 2000 yılında yol geçirilmek suretiyle elatıldığını, daha önceleri davacının dedesi ve sonra babası tarafından kullanıldığını ve bunlardan sonra da davacı tarafından tasarruf edildiğini bildirmişlerdir. Dairece eksiklikten getirilen davacının babası Ahmet Geçgel’in veraset belgesine göre, Ahmet Geçgel’in 7.7.1990 tarihinde öldüğü, geriye davacı dışında dört mirasçısının bulunduğu belirlenmiştir. Taşınmaz Ahmet Geçgel’e babası Mehmet’den kaldığı ve Ahmet’in ölümüyle de mirasçılarına intikal ettiği keşif tutanağı kapsamıyla sabittir. Muris Ahmet 7.7.1990 tarihinde öldüğüne ve taşınmaz da Ahmet’den kaldığına göre, terekesi TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, hakları taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Dava, üçüncü kişilere karşı açılmış bulunduğuna göre, terekeye dahil olan taşınmaz için tüm mirasçıların TMK. nun 702. maddesi gereğince birlikte dava açmaları zorunluluğu vardır. Çünkü davacı davada tüm mirasçılar adına ya da ölen murisin mirasçıları adına veya ölen babası adına tescile karar verilmesini istememiş, sadece mülkiyetin tesbiti isteğinde bulunmuştur. TMK. nun 701 ve 702. maddeleri uyarınca bir veya birkaç mirasçının üçüncü kişilere karşı tek başına dava açma sıfatı bulunmamaktadır. Dava da tasarrufi bir işlem olup, anılan kanunun 702/2. fıkrası uyarınca mirasçıların oybirliğiyle üçüncü kişilere karşı dava açması gerekir.
Bu tür uyuşmazlıklarda davacı terekedeki bir mal için sadece kendi adına tescil veya iptal tescil isteğinde bulunmuş ise, diğer mirasçıların muvafakatlarının alınması veya davaya katılmalarının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle de taraf teşkilinin sağlanması olanağı bulunmamaktadır. O halde, TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince davacının dava açma sıfatı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.