20. Hukuk Dairesi 2016/4174 E. , 2018/1846 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar ... ile Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin .... ili, .... ilçesi, .... mah. 4646 ada 6 parsel de kayıtlı taşınmazı 09/09/2005 tarihinde satın aldığını, ancak taşınmazın önceki malikinin 25/04/2007 tarihinde ......Mahkemesinde tapu iptali ve tescil davası açtığını, bu davanın 18/07/2013 tarihinde 2013/246 E. - 494 K. sayılı ilamı ile sonuçlandığını, kararda dava konusu taşınmazın satışı sırasında kullanılan vekaletnamenin sahte olduğu bu nedenle tapunun müvekkili adından iptali ile.... adına tesciline karar verildiğini ve bu kararın 10/09/2013 tarihinde kesinleştiğini,.... şikayeti üzerine ..... Mahkemesinin 2008/35 Esas sayılı dosyasında davalı ..."nun ikrarı ve dosyadaki deliller ile mahkum edildiğini, davalı ..."nun kardeşi .... .... kimlik bilgilerini kullanarak kendi resmini kullanarak nüfus cüzdanı edindiğini bu sahte nüfus cüzdanı ile 01/08/2005 tarihinde......iderek kendi fotoğrafı yapışık bulunan ancak .... ... kimlik bilgilerine göre düzenlenen nüfus cüzdanını ibraz ederek ....yevmiye nolu vekaletname düzenlettiğini ve dava konusu taşınmazı 09/09/2005 tarihinde davacı müvekkiline devrettiğini, davalılardan Nüfus Müdürlüğünde görevli memurların nüfus cüzdanını tanzimi sırasında gerekli araştırma dikkat ve özeni göstermemeleri,........."ın ise gerekli dikkat ve özeni göstermediği, davalı ... şirketinin 4. Noterliğin hukukî ve mali mesuliyet şirketi olduğunu ve bu olay ile ilgili olarak .... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/294 Esas sayılı dosyasında da dava ihbar olduğu için davalı olarak gösterildiklerini, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/246 Esas sayılı dosyasında 20/06/2011 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın 25/04/2007 tarihi itibariyle değerinin 129.780,00.-TL olduğu, 20/09/2005 tarihi itibariyle 115.389,00.-TL olarak belirlendiğini dava sırasında yapılacak keşif ile ortaya çıkacak dava tarihi itibarı ile değer artışı saklı kalmak kaydıyla 300,000,00.-TL zararın dava tarihin itibaren işlyecek faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 22/05/2015 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesiyle talebini 305.910,00.-TL"ye yükselterek dava tarihinden itibaren işleyen faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davanın Nüfus Müdülüğü, ......ürlüğüne izafeten Hazine yönünden ve diğer davalı ... yönünden kabulü ile 305.910,00.-TL"nin 300.000,00.-TL"sinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, ıslah edilen 5.910,00.-TL"nin ıslah tarihi 22/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte toplam 305.910,00.-TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar ... ile Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
....
Dava, tapu sicilinin yanlış tutulması dolayısıyla uğranılan zararın TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminine ilişkindir.
4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur." hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türü olup, tapu sicil müdür ya da memurunun kusuru olsun ya da olmasın, sicilin tutulmasında; kişilerin mal varlığı çıkarlarını koruyan hukuk kurallarına aykırı davranılmış olması yeterlidir. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta; sadece, Devletin memuruna rücuu halinde iç ilişkide etkili olmaktadır.
Davanın açıklanan niteliğine göre; davalı olarak Hazinenin taraf gösterilmesi gerekirken, dava tapu müdürlüğüne izafeten Hazineye husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin, Hazine olduğu belirgin olup, temsilde yanılma hali bulunduğundan, bu durumun mahkemece re"sen gözetilmesi ve davanın usûlünce gerçek hasıma yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması, Hazine davaya dahil edilerek taraf teşkili oluşturulup, savunma ve delilleri sorulduktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemiş olması usûl ve kanuna aykırıdır (HGK 12/2/2010 gün ve 2010/7-70-86 EK).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ve davalılar ... ile Tapu Müdürlüğüne izafeten Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.