Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa atılı güveni kötüye kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Sanığın, katılanın vefat eden eşinin yeğeni olduğu, olaya konu aracı katılanın eşi vefat etmeden önce kullandığı, katılanın eşinin vefatı üzerine başka mirasçısının bulunmaması nedeniyle aracın katılana kaldığı, katılanın aracı istemesine rağmen sanığın aracı teslim etmediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia ve kabul olunan olayda; sanığın aşamalarda suça konu aracı kullanmadığı yönündeki savunmaları ile aynı yönde katılan taraf tanığı...ın 27/10/2011 tarihli ifadesindeki “...... ölmeden önce rahatsız olduğu için sanık ...suça konu araçla hastaneye götürüp getiriyordu, araba da bu sebeple...de kalıyordu. .... ancak aracı ...tescile rağmen teslim etmedi.” şeklindeki beyanları, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen temyiz dışı sanık...nin 23/12/2011 tarihli dilekçesindeki “... bahsi geçen aracı akrabamız...’ye hasta olduğu son dört yılında bakımını sağladığımız için eşi ... ve Miktat Kaya tescilini yaptırmak üzere değil, senin de amcanda çok emeğin var, diye tarafıma verdiler. Araç bende altı ay süreyle kaldı. ....” yönündeki savunmaları ve dosya kapsamından, aracın sanık tarafından kullanıldığına ve iade edilmediğine dair mahkumiyetine yeterli kesin, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.