MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma
HÜKÜM : TCK"nın 156/1, 52/2-4, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet


Bedelsiz senedi kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Karar başlığında 2012 olarak yazılan suç tarihinin, senedin takibe konulduğunun katılan tarafından öğrenildiği 28/06/2012 olarak düzeltilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanığa atılı bedelsiz senedi kullanma suçunun 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaşma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ile katılan arasında ev alım satımından doğan hukuki bir ilişki mevcut olduğu, sanığın katılandan aldığı evin karşılığında 40.000 TL para verdiği ve tapu devri daha sonra yapılacağı için teminat olarak senet aldığı ancak evin satışından vazgeçildiği ve katılanın almış olduğu 40.000 TL ve cayma tazminatı olarak 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL"yi sanığa banka aracılığı ile ödediği ve sanığın da 50.000 TL"yi aldığına dair belge düzenleyerek teminat olarak aldığı 40.000 TL’lik senedi iade ettiği halde, bir başka alacak borç ilişkisinden kaynaklandığını iddia ettiği 40.000 TL"lik senet yönünden...8. İcra Müdürlüğü’nün 2012/9217 Esas sayılı dosyası ile katılan aleyhine icra takibi başlatmak suretiyle atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; katılanın sözleşmede yazılı cayma hakkını kullanarak senet bedeli ve cayma bedeli olan 50.000 TL"yi sanığa ödediği, sanığın senet aslını katılana vermeyerek takibe koymadan önceki haliyle fotokopisini çektiği, senedi yırtarak katılana verdiği, katılanın da senedi bantlayarak sakladığı, tanzim edilmiş ikinci bir senedin mevcut olmadığı, sanığın bedeli ödenmiş senedin fotokopisini katılana vermek suretiyle gerçekte ödenmiş olan senet aslını elinde tutarak, boş bırakılan kısımları da tamamlayarak takibe koyduğuna dair sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın cezalandırılmasına yeter delil bulunmadığına, şüpheden sanık yararlanır ilkesine aykırı davranıldığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 18/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.