5. Hukuk Dairesi 2015/20938 E. , 2016/9306 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/05/2015
NUMARASI : 2013/697-2015/541
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile davalı Ö.. A.. vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile davalı Ö.. A.. vd. temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan ve dava konusu taşınmazı tarım arazisi olarak kabul etmek suretiyle hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporu karar vermeye elverişli değildir. Şöyle ki;
Dosyada mevcut 20/01/2014 tarihli Korkut İlçesi Belediye Başkanlığına ait yazıda dava konusu taşınmazın mücavir alan dahilinde, meskun mahalde, yerleşim yerinde bulunduğu, belediye hizmetlerinden faydalandığı belirtildiği gibi komşu parsellerinde okul ve akaryakıt istasyonunun olduğu belirtilmiş ve bu husus yapılan keşifte de zapta geçirilmiştir. Buna göre göre, dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsaların değerinin kamulaştırma gönünden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle ve emsal taşınmazların bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, değerlendirmenin yapıldığı yıl itibari ile dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazların Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden araştırılıp, bilirkişi raporu denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Dava konusu taşınmaz üzerinde TEDAŞ ile BOTAŞ lehine irtifak hakkı bulunduğundan, bu şerhlerin taşınmazda oluşturacağı değer kaybının toplam kamulaştırma bedelinden indirilmesi gerektiği nazara alınmadan fazla bedel tespiti,
3)Dava konusu taşınmazın yol olarak terkini yerine yol vasfı kayıt ve tesciline şeklinde hüküm kurulması,
4)Davacı idare harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedilmesi,
5)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
6)Davanın niteliği gereğince davalı vekili lehine matu vekilet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile davalı Ö.. A.. vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalı Ö.. A.. vd."den peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.