Esas No: 2021/9792
Karar No: 2022/3826
Karar Tarihi: 29.03.2022
Danıştay 6. Daire 2021/9792 Esas 2022/3826 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/9792 E. , 2022/3826 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/9792
Karar No : 2022/3826
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI): ...Bakanlığı ...
VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA): ...Kimya A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, ...ve ...pafta sayılı taşınmazlarda davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "RN:...(ER:...) Numaralı Krom Ocağı Alansal ve Üretimsel Kapasite Artışı" projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi ve harita mühendisinden oluşan bilirkişi heyetiyle mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenenen ve 26/10/2020 tarihinde Mahkeme kaydına giren bilirkişi raporu ile 24/02/2021 ve 11/08/2021 tarihlerinde kayda giren bilirkişi ek raporlarında özetle; "harita mühendisliği yönünden değerlendirilmesinden: ...Keşif ve bilirkişi incelemesi sırasında kontrol amaçlı ruhsat alanı içinde 3 noktada (N1, N2 ve N3) el GPS’i ile koordinat ölçümü yapıldığı, bu noktalara ait koordinat değerleri Çizelge 1.1’de gösterildiği, ruhsat alanı Google Earth görüntüsü üzerine yaklaşık olarak yerleştirilmiş olup GPS noktaları (N1, N2, N3) ile birlikte Şekil 1.1’de gösterildiği, şekilde görüldüğü üzere kontrol amaçlı arazide ölçülen GPS noktaları ruhsat alanı içinde kaldığı, bu noktalardan N1 nolu noktanın, ruhsat alanı içinde birinci ocak olarak belirtilen alanın girişinde yer aldığı(Şekil 1.2), N2 nolu noktanın, N1 nolu noktanın kuş uçuşu yaklaşık 1160 m kuzey doğusunda tepelik alanda yol kenarında yer aldığı, N3 nolu noktanın, N2 nolu noktanın kuş uçuşu yaklaşık 150 m kuzey doğusunda yol kenarında yer aldığı, N3 nolu noktanın yaklaşık 120 m doğusunda bir pasa alanı olduğunun firma yetkililerince ifade edildiği, söz konusu pasa alanının şekil 1.2’de mavi ile gösterildiği, ruhsat alanına en yakın yerleşim alanı olan Beyazaltın'ın kuşuçuşu yaklaşık 3500 m, sahaya en yakın tarım alanının ise 2850 m mesafede olduğu, ... jeoloji mühendisliği yönünden değerlendirilmesinden:... Ruhsat sahalarının güney doğusunda ve yaklaşık 2 km mesafede doğrultu atımlı Taycılar fay hattının yer aldığı, (Şekil 2.4). ocak şev tasarımlarında fay varlığının hesaplamalara dahil edilmesi gerektiği ... Proje sınırları dahilinde veya yakınında sadece yaklaşık 3,1 km DSİ'ye ait Gündüzler Baraj göleti projesinin mevcut olduğu, DSİ verilerine göre Gündüzler Barajı inşaat halinde olup 8,3 milyon metreküp depolama hacmine sahip olduğu, proje sınırından barajın membasına ulaşana dek iki adet derenin görüldüğü, bunlardan birisinin proje sınırında Kızılçukur Deresi, diğerinin de baraj membasının içinde bulunacağı Değirmen Deresi olduğu, baraj göletinin membasına dere üzerinden proje alanına olan mesafenin yaklaşık 6300 m, proje sınır ile baraj gövdesi arasındaki kuş uçumu mesafenin 4360 m olduğu, Kızılçukur Deresinin proje sınırındaki kot seviyesinin 1135 m, baraj göletinin de içinde bulunduğu Değirmen Deresinin bu noktadaki kot seviyesinin de 875 m, aradaki kot farkının 260 m olduğu, Gündüzler Göleti memba alanı ile proje sınırları arasındaki uzaklığa göre, yapılacak olan madencilik faaliyetlerinden, baraj göletini besleyen kaynak ve derelere müdahale edilmedikçe etkileşim beklenmediğinin raporda belirtildiği, ... Proje alanının yaklaşık 11 km kuzey doğusunda Sakarya Nehrinin, 12,50 km kuzey doğusunda Yenice Barajının, 20 km kuzey doğusunda Gökçekaya Barajının, 19,70 km güneyinde Porsuk Çayının, 3,1 km güneyinde Gündüzler Barajının ve yaklaşık olarak 18 km güneyinde sulama kanalının bulunduğu, ruhsat alanı içerisinde mevsimsel akış gösteren kuru derenin ve dere yataklarının bulunduğu, 5 nolu ruhsat alanını, tam ortadan ikiye bölen bir akarsu yatağının yer aldığı, akarsu yatağının akış yönünün güney batı yönüne doğru olduğu, 3 nolu ruhsat alanının güney doğu kısmında ise bir adet akarsu yatağının yer aldığı, bu akarsuyun da boşalım yönünün güney batı olduğu, siyah oklarla gösterilen yüzeysuyunun akış yönlerinin ve su havzalarının şekil 2.6’da verildiği ... Ruhsat sahasının 4 ve 5 nolu alanları içinde akarsu yatağının yer aldığı, ocak faaliyetleri sonucu yüzey suyu kirliliği olma ihtimalinin bulunduğu, ...ÇED raporunda yeralan pasa miktarı tablosu burada tekrar sunulduğu, raporda yılda 1.620.000 ton pasa çıkacağının yazıldığı, pasa malzemesinin yoğunluğunun 2 t/m3 olarak alındığında, yılda 1.620.000 ton/2 t/m3=810.000 m3 pasa çıkacağı, pasa kazıldıktan sonra hacminin yaklaşık %30 kadar artacağı, bunun, her türlü katı malzemede görülen olağan bir durum olduğu, pasa hacmi artış oranının %30 kabul edilerek hesaplamalara katıldığında, 810.000 m3 (toplam pasa hacmi) *1,3 (kabarma katsayısı) / 89996,1 m2 (toplam pasa alanı) = 11,7 metre senelik pasa yüksekliği ortaya çıkacağı, bu değerin aslında mevcut ve kullanılan 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nolu pasa alanlarının dolu olduğu da düşünülürse, senelik pasa yüksekliğinin 11,7 m daha fazla olma ihtimalinin çok yüksek olduğu, 10 sene sonunda alanda minimum 11,7 m x 10 sene = 117 m pasa yüksekliğine ulaşılacağı, bu pasa yüksekliğinin minimum değer olduğu, tekrar belirtmek isteriz, mevcut ve dolu pasa alanları, hesaplamalarda boşmuş gibi kabul edildiği, ... İtiraz dilekçesinde ocak sahasında üretimi sona eren alanların pasa döküm alanı olarak kullanılacağının belirtildiği, bu itirazın ÇED raporunun bir eksikliğine de itiraf ettiğini, bu hususun (içe döküm) ÇED raporunda dört yerde belirtilmesine rağmen ilgili hesaplamalarının olmadığı, içe döküm planlamasının, ÇED raporunda detaylı olarak hesaplamasının ve değerlendirmesinin yer almadığı, sadece, yukarıda sunulan ÇED raporundaki tabloda “oluşacak pasa malzemesinin ocak sahasında üretimi sona eren alanlarda geri dolgu malzemesi olarak kullanılması öngörülmektedir.” şeklinde bir ifadenin yer aldığı, ocak içine bir senede ne kadarlık bir hacimde pasa dökülebileceğinin belirtilmesi ve tahmine dayalı bir analizin yapılması gerektiği ... maden mühendisliği yönünden değerlendirilmesinden:... Keşif yapılan maden sahasının IV. grup işletme ruhsatını (bitiş tarihi: 09/05/2028) uhdesinde bulunduran şirketin (......Kimya A.Ş.) mevcut ÇED Gerekli Değildir kararı bulunan 48,59 ha alana, ruhsatta kalan 1134,79 ha alanı da ekleyerek yıllık cevher üretimini 180.000 ton’a, buna karşın pasa miktarını da 1.620.000 ton’a çıkarmayı planladığı, tüvenan cevher içerisinden triyaj yapılmak suretiyle satış amaçlı yaklaşık 2000 ton/yıl parça cevher elde edeceği ... Rapor Ek-15’te “Rehabilitasyon Projesi” başlığı altında sahadaki üretim faaliyetlerinin tamamlandıktan sonra alanın yeniden doğaya kazandırılması için yapılması taahhüt edilen işlerden söz edildiği, yazılanların şekline ve içeriğine bakıldığında başlığında geçen “proje” kelimesi ile uyuşmadığının görüldüğü, örneğin, birebir aynı ifadeler tekrar edildiği, “Yangına karşı güvenlik önlemleri alınacaktır.” cümlesi genel bir ifade olduğu, hangi önlemlerin alınacağı konusunda bilgi verilmediği ... Yakın geçmişte sahada faaliyet yapılmadığı, ancak daha öncesinde mevcut işletme izni ile üretim yapıldığı, yapılan bu üretim sonucu oluşan ocak çukuruna su dolarak gölet haline geldiğinin keşif günü görüldüğü (Şekil 3.1), canlılar için tehlike oluşturan bu duruma karşı tel koruma gibi herhangi bir önlem alınmamış olduğu ... orman mühendisliği yönünden değerlendirilmesinden:... Keşif alanı içerisinde inceleme noktalarında mera arazilerine rastlandığı, bu alanların kötü ve orta mera durumuna sahip oldukları, iklim ve toprak özellikleri ile otlatma baskısı sonucu mera vejetasyonunun oldukça bozuk durumda olduğu, keşif alanı, kalıntı orman parçalarının (indikatör ağaçlar) incelenmesine göre, geçmişte ormanlık arazi olduğunu işaret ettiği, diğer taraftan keşif alanının yakın arazilerinde verimli ve blok ormanlar yer aldığı, ancak aktüel arazi ve bitki örtüsüne bakıldığında keşif alanının bozuk orman ve kötü mera özelliğinde olduğunun anlaşıldığı, sahanın jeolojik özelliklerinden dolayı çok taşlı ve kayalı olması, sahanın bitki örtüsünün zayıflamasına neden olduğu, ayrıca aşırı ve yanlış otlatma sonucu mevcut bitki örtüsünün oldukça kötüleştiği, keşif alanı içerisinde orta yamaç ve vadi tabanlarında nemliliğin artması ile vejetasyonun iyileştiği, otlatma kapasitesinin yükseldiği, mevcut hali ile mera olarak kullanılan ve keşif alanı içerisinde kalan sahaların mera kapasitesinin ve ot kapasitesinin düşük olduğu, aktüel mera kapasitesinin düşük, potansiyel mera kapasitesinin ise yüksek olduğu ... Keşif alanında yer alan bozuk ormanların karaçam, meşe, ardıç ve badem ağaç bireylerinden oluştuğu, blok halinde orman olmadığı, geçmişten günümüze otlatma baskısından kurutulabilen ağaç bireylerinin olduğu, ağaçların seyrek ve çok seyrek olarak alan içerisinde dağılmış durumda olduğu, keşif alanı içerisinde ağaçların bodurlaştığı, bunun temel nedeninin ise aşırı otlatma olduğu, ana kayanın yüzeye çıktığı alanlarda bitki örtüsünün çok zayıf olduğu, sahanın otlatma kapasitesinin de oldukça düşük olduğu, aktüel durumda keşif alanı bozuk orman ve bozuk mera alanlarından oluştuğu, potansiyel olarak gerekli rehabilitasyon ve ıslah çalışmaları yürütülmesi halinde orman ve mera bitki örtüsünün geliştirilebileceğinin düşünüldüğü ... Sonuç olarak nihai ÇED raporu alanı içerisinde kalan arazilerin çok bozuk orman ve bozuk mera alanlarından oluştuğu, toprak derinliğinin yetersiz, iskeletli ve yer yer kayalık alanlardan oluştuğu, mevcut hali ile orman vasfını yitirmiş bir alan olduğu, ancak ağaçlandırma ve rehabilitasyon (mevcut bitki örtüsünün geliştirilmesi) çalışmaları ile bitki örtüsü yenilenebilir potansiyele sahip olduğu, ... nihai ÇED raporu alanı kapsamında yürütülecek madencilik faaliyetleri çok bozuk orman ve mera arazilerini kapsadığı, ekosistemde çok büyük zararlar oluşturmayacağı ... çevre mühendisliği yönünden değerlendirilmesinden: ... dava konusu olan ÇED Olumlu belgesine sahip alandan çıkartılacak krom madeni, daha önce (...) ÇED Gerekli Değildir kararı bulunan alanda kırılacak/elenecek ve (... ve ...) zenginleştirileceği ... ÇED raporunda krom madeninin çıkarılması, taşınması sırasında ne kadar toz oluşacağı ortaya konulduğu, belirtilmeyen konunun, “toz” olarak tanımlanan malzemenin krom ve farklı metalleri içerdiği, tozumaya neden olan malzemenin insan sağlığı üzerinde çok olumsuz etkisi olan krom bileşiklerini ve diğer metalleri içerdiği, bu malzemenin inert veya insan sağlığına çok etkisi olmayan toz türleri gibi tanımlanması ve ele alınmasının yanlış olduğu, davalı idarenin ÇED başvurusuna bilimsel birikimi ve teknik konuları değerlendirme sürecinin merkezine koyarak karar vermediği ... ÇED raporu sayfa 36’da verilen iş akım şeması (ÇED raporunda Şekil 3) incelendiğinde toz ve gürültü çevresel etki olarak tanımlandığı, bu şekilde tozda bulunma olasılığı olan kromdan bahsedilmediği, bu şekilde pasa ve cevher bir anda birbirinden ayrıldığı “ayrıştırma süreci”nin ve atık özelliklerinin belirtilmediği (şekil 5.2), şekil 5.2. ÇED raporu iş akış şeması (sayfa 36), arazi hazırlanması 5 aşamalı olarak detaylandırılırken maden ayrıştırma ve zenginleştirme sürecinin iki kutu ile sınırlı tanımlandığı, davalı idarenin bu akım şeması üzerinde çevresel etkileri belirlemesi, onaylaması ve uygun çevre koruma yöntemlerinin seçilip seçilmediğine karar vermesi beklenmemesi gerektiği, “pasa içinde krom dahil diğer ağır metallerin olup olmadığı nasıl kontrol edileceğinin belli olmadığı ... çıkarılacak olan maden, krom, insan sağlığı ve çevre sağlığı açısından tehlikeli olduğu, bu nedenle sadece dere yataklarını bozmamanın veya dere yataklarına pasa hafriyatı dökmemenin yeterli bir çözüm olmadığı ... bilirkişi heyetinin bu akım şemasında; 1. pasa ve cevher ayrıştırmasının nasıl yapıldığını bu süreçte oluşan atıkların olup olmadığını ve atık varsa nasıl yönetildiğinin ÇED raporunda yer alması gerektiğini düşündüğü, 2. cevherin ayrıştırma aşamasından sonra nereye gittiğinin belli olmadığı, (gitmekten kasıt akım şemasında bir çıkış hattının olmasıdır; yoksa fiilen gideceği adresin bilinmesi gerekli değildir), olması gerekenin, öncelikle mevcut durumu belirlemek için su ve toprak analizlerinin yapılacağını, faaliyetler sırasında oluşacak tozun izleneceğini, krom türlerinin veya toplam kromun da tozla birlikte izleneceğinin belirtmesi gerektiği ... ÇED raporunda EK-26’da Maden Atıkları Yönetim Planının verildiği, Maden Atıkları Yönetim Planı kapsamında, maden atıkları için analiz yaptırıldığı ve bu analiz sonuçlarına göre dava konusu krom madeni atığının “inert” özellikler taşıdığı için tehlikesiz atık sınıfında yer aldığının belirtildiği, “inert Atık”ın çevreye zarar verme olasılığı düşük atıklar için kullanılan bir sınıflama olduğu, yani inert atık özelliği taşıyan bir atığın, çözünüp bozunarak hareketlenmesi sonucu suyu, toprağı veya havayı kirletme olasılığının düşük olduğunun düşünüldüğü, o nedenle atık analizinin yapıldığı, ancak, dava konusu krom atığı madeni için yapılan analizde sadece kükürtlü bileşiklerin konsantrasyonlarına bakıldığı, atık içindeki krom ve diğer ağır metal konsantrasyonlarının analiz edilmediği, açık ocak uygulaması ile krom üretilecekse havada/suda ve toprakta krom konsantrasyonun nasıl değiştiği (artma veya azalma) baştan itibaren izlenmesi gerektiği ... teknik değerlendirme sonucunda ortaya çıkan durumun; açık ocak işletmesi sırasında oluşan pasa krom veya diğer ağır metalleri içeriyor ise oluşan maden atıklarını“inert pasa” olarak tanımlamak doğru olamayabileceği, bu durumda sıradan toz önleme tedbirlerinin (düzgün iletişim hatları/yol, sulama ile toz sönümleme vb.) yetersiz kalacağı ... ÇED alanında bulunan yüzey sularının akış hatlarının ve toprağın periyodik olarak krom ve metal kirlenmesi açısından incelenmesi gerektiği, ÇED raporunda her hangi bir yer üstü, yer altı su izleme protokolünün olmadığı, ÇED raporunda kullanılacak fosseptik çukur planlarının olduğu, ancak çıkarılacak ve işlenecek olan krom metalinin tesiste çalışan ve çevredeki insanlar (ve ekosistem) üzerindeki olası etkileri yer almadığı, ÇED raporunda tarım alanlarının sayfa 56’da harita üzerinde gösterildiği, bu gösterimde kapasite bilgisinin olmadığı, (hangi ürünler yetişmektedir, kaç kişi üretmektedir vb.), krom madeni atıklarının bu ürünler üzerinde olumsuz bir etki yapıp yapmayacağının değerlendirilmediği, tarımda kullanılacak suyun (kar erimesi, yağmur ve kuyu suyu) bu bölgelere bugüne kadar taşınmış mıdır? sorusunun cevabının dikkate alınması gerektiği, çünkü bu bölgede madencilik faaliyetlerinin olduğu, arazi çalışması ve örnekleme ile izlemenin mümkün olduğu" yönünde görüş ve tespitlerine yer verilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporlarının taraflara ve müdahile tebliğ edildiği, davalı idare ve müdahil tarafından yapılan itirazların bilirkişi raporlarını kusurlandırmadığı kanaatine varılarak bilirkişi raporları Mahkemece hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte bulunmuştur.
Bakılan davada, dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile yukarıda özeti verilen bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporlarında yer verilen tespitler birlikte değerlendirildiğinde; nihai ÇED raporunda üretimi sona eren alanların pasa döküm alanı olarak kullanılacağı belirtilmiş ise de, ocak içine bir senede ne kadarlık bir hacim de pasa dökülebileceğinin belirtilmediği ve tahmine dayalı bir analiz yapılmadığı, diğer yandan, ÇED raporu sayfa 36’da verilen iş akım şeması incelendiğinde toz ve gürültü çevresel etki olarak tanımlandığı, bu şekilde tozda bulunma olasılığı olan kromdan bahsedilmediği, bu şekilde pasa ve cevherin bir anda birbirinden ayrıldığı “ayrıştırma süreci” ve atık özelliklerinin belirtilmediği, yapılan atık analizinin sadece faaliyet sırasında oluşacak pasalara ilişkin olduğu, krom atığı madeni için yapılan analizde sadece kükürtlü bileşiklerin konsantrasyonlarına bakıldığı, atık içindeki krom ve diğer ağır metal konsantrasyonların analiz edilmediği ve bu durumun sıradan toz önleme tedbirlerinin yeterli olup olmayacağını etkileyeceği, yangına karşı güvenlik önlemleri alınacaktır ifadesine yer verilmiş ise de hangi önlemlerin alınacağı konusunda ÇED raporunda bilgi verilmediği, keşif günü mevcut işletme izni ile üretim yapıldığı ve yapılan bu üretim sonucu oluşan ocak çukuruna su dolarak gölet haline geldiği, ancak canlılar için tehlike oluşturan bu duruma karşı tel koruma gibi herhangi bir önlem alınmadığı, ÇED raporunda kullanılacak fosseptik çukur planları olmasına karşın çıkarılacak ve işlenecek olan krom metalinin tesiste çalışan ve çevredeki insanlar (ve ekosistem) üzerindeki olası etkilerinin ÇED raporunda yer almadığı, ÇED raporunda tarım alanları sayfa 56’da harita üzerinde gösterilmiş ise de, bu gösterimde kapasite bilgisinin (hangi ürünler yetişmektedir, kaç kişi üretmektedir vb.) olmadığı hususlarının bilirkişi raporları ile ortaya konulduğu anlaşıldığından, belirtilen yönlerde eksiklikler içeren Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun yeterli görülerek tesis olunan dava konusu "ÇED Olumlu" kararında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan, her ne kadar, bilirkişi raporlarında, faaliyet alanı içerisinde akarsu yatakları bulunduğu ve yapılacak üretim faaliyetleri sonucu yüzey suyu kirliliği olma ihtimalinin bulunduğu görüşüne yer verilmiş ise de; anılan bilirkişi raporlarında sadece 4 ve 5 nolu ruhsat alanları içinde akarsu yatağı bulunduğu yönünde tespit yapıldığı ve bu tespite istinaden yüzey suyu kirliliği olma ihtimalinden bahsedildiği, bir başka ifade ile çevre açısından yüzey suyu kirliliğinin meydana gelmesinin kesin olmadığı anlaşıldığından, söz konusu husus dava konusu işlemde bir eksiklik olarak kabul edilmemiştir.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idare tarafından, Mahkemece ek bilirkişi raporları alınmasına karar verilmiş ise de, ek bilirkişi raporlarının, Mahkemenin ara kararında açıklığa kavuşturulması istenilen hususları karşılar mahiyette olmadığı, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümü bakımından yeterli olmayan bilirkişi ve ek raporları esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, jeoloji mühendisinin tespitinin aksine, ÇED raporunda yapılan hesaplamalar dikkate alındığında, içe döküm yapılacağından pasa alanlarının yeterli olacağı, dolayısıyla jeoloji mühendisi tarafından ÇED raporunda yer alan rezerv durumunu gösterir ölçüm tablosunda yer alan bilgilerin değerlendirilmediğinin anlaşıldığı, çevre mühendisinin tespitinin aksine, kapasite artışı kapsamında açığa çıkan pasa malzemesinin analizinin yaptırıldığı ve Maden Atıkları Yönetmeliğinin Ek-4/C'de yer alan şartları sağladığı için inert atık kategorisinde olduğu ve faaliyet alanı jeolojik durumu açısından değerlendirildiğinde kayaç dayanım durumu maden atığı depolamak için uygun olduğu, orman mühendisinin tespitinin aksine, yangına karşı alınacak önlemlerin ÇED raporunda yer aldığı, içi su dolduğu belirtilen çukurun mevcut ÇED kararları kapsamında faaliyet gösterilen sahada olduğu, dava konusu alanla ilgisinin bulunmadığı, kaldı ki taahhüt edilen önlemlere uyulmamasının dava konusu işlemin iptalini gerektiren bir durum olmadığı, krom metalinin tesiste çalışanlar ile çevre üzerindeki olası etkilerinin yer almadığı yönündeki tespitin de soyut nitelikte olduğu, kararda tarım alanlarında hangi ürünlerin yetiştirildiği, kapasite bilgisinin ÇED raporunda yer almadığı yönündeki gerekçeye de yer verilmiş ise de, bu bilginin ÇED raporunda neden yer alması gerektiğinin ortaya konulamadığı, ÇED raporunda muhtemel çevresel etkilerle alınması gerekli önlemlere yer verildiğinin anlaşılması nedeniyle ÇED raporu yeterli bulunduğundan, tesis edilen dava konusu işlemin de hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı yanında müdahil tarafından, bilirkişilerce proje kapsamında hiç içe döküm yapılmayacakmış gibi hesap yapıldığı, oysaki içe döküm yapılması planlandığından pasa alanlarının yeterli olduğu, jeoloji mühendisinin tespitinin aksine Taycılar fay hattı dikkate alınarak basamak yükseklikleri, genişlikleri ve şev açılarının ona göre belirlendiği, açık ocak işletmeciliğinin yapıldığı alanda hiçbir ayrıştırma yapılmayacağından atık oluşumunun söz konusu olmadığı, bu alanda pasa malzemenin döküm sahasına ve cevherin de zenginleştirme tesisine gönderildiği, pasa malzemesinin ise inert atık kapsamında olduğu, nitekim bu konuda gerekli analizlerin de yaptırıldığı, maden atığının ise cevher zenginleştirme sonucunda meydana geleceği ve zenginleştirme tesisi ile ilgili 24/02/2012 tarih ve 491 sayılı ÇED Gerekli Değildir kararının bulunduğu, üretim aşamasında patlatma işleminden sonra triyaj yapılarak cevher ve pasanın ayrılacağı, bu aşamaya kadar olan faaliyetlerin herbir aşamasının tabloda detaylı verildiği, cevherin nakliyesinden sonraki süreç (kırma eleme- zenginleştirme) dava konusu işlemin süreçleri olmadığından detaylandırılmadığı, ayrıca tozun içeriğiyle ilgili mevzuatta bir düzenlemenin bulunmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporundaki toz değerlendirmesinin hatalı olduğu, ayrıca davacı haricinde tüm kurumların olumlu görüşlerinin bulunduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye ...'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, ...ruhsat numaralı sahada davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "krom ocağı ve kırma eleme tesisi" projesi ile ilgili olarak ...tarih ve ...sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı, "krom ocağı genişleme, kapasite artışı ve kırma-eleme-sınıflandırma ve zenginleştirme tesisi" projesi ile ilgili olarak da ...tarih ...sayılı "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiştir.
Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, (ÇED raporunda yer alan bilgiye göre) 200801935 numaralı ruhsat sahası dışında davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan "krom zenginleştirme tesisi ve atık depolama sahası" projesi ile ilgili olarak ...tarih ...sayılı ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiştir.
Son olarak Eskişehir İli, Tepebaşı İlçesi, ...ruhsat numaralı sahada (1183,38 ha) mevcut çed gerekli değildir alanlarına ilave alan olarak 1134,79 ha’lık alanda (180.000 ton/ yıl cevher + 1.620.000 ton/ yıl pasa) kapasiteli krom ocağı alansal ve üretimsel kapasite artışının planlanması üzerine, ÇED raporu hazırlanarak davalı idareye sunulmuş, ilgili kurumlardan alınan görüşler çerçevesinde ...tarih ve ...sayılı "ÇED Olumlu" kararı verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ''Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) (Değişik:RG-26/5/2017-30077) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Ancak bu durum söz konusu teşvik, onay, izin ve ruhsat süreçlerine başvurulmasına engel teşkil etmez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." kuralına, 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına yer verilmiştir. Aynı Yönetmeliğin Ek-III bölümünde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Genel Formatının ihtiva etmesi gereken hususlar düzenlenmiş, Bölüm I: Projenin tanımı ve özellikleri; a) Proje konusu yatırımın tanımı, özellikleri, ömrü, hizmet maksatları, önem ve gerekliliği, b) Projenin yer ve teknoloji alternatifleri, proje için seçilen yerin koordinatları Bölüm II: Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri; Proje alanının ve önerilen proje nedeniyle etkilenmesi muhtemel olan çevrenin; nüfus, fauna, flora, jeolojik ve hidrojeolojik özellikler, doğal afet durumu, toprak, su, hava, atmosferik koşullar, iklimsel faktörler, mülkiyet durumu, kültür varlığı ve sit özellikleri, peyzaj özellikleri, arazi kullanım durumu, hassasiyet derecesi (Ek-5’deki Duyarlı Yöreler Listesi de dikkate alınarak) benzeri özellikleri Bölüm III: Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler, Projenin; a) Çevreyi etkileyebilecek olası sorunların belirlenmesi, kirleticilerin miktarı, alıcı ortamla etkileşimi, kümülatif etkilerin belirlenmesi, b) Sera gazı emisyon miktarının belirlenmesi ve emisyonların azaltılması için alınacak önlemler, c) Projenin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin azaltılması için alınacak önlemler, ç) İzleme Planı (inşaat dönemi), Bölüm IV: Halkın Katılımı; a) Projeden etkilenmesi muhtemel ilgili halkın belirlenmesi ve halkın görüşlerinin çevresel etki değerlendirmesi çalışmasına yansıtılması için önerilen yöntemler, b) Görüşlerine başvurulması öngörülen diğer taraflar, Notlar ve Kaynaklar; Ekler: Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası hazırlanmasında kullanılan bilgi ve belgeler ile raporda kullanılan tekniklerden rapor metninde sunulamayan belgeler, Proje için seçilen yerin koordinatları, Proje için belirlenen yer ve alternatiflerinin varsa; çevre düzeni, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, Proje ile ilgili olarak daha önceden ilgili kurumlardan alınmış belgeler şeklinde düzenlemeler yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Çevresel etki değerlendirmesi ile, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, Yönetmelik kapsamında yer alan bir faaliyet nedeniyle hazırlanacak ÇED raporunda özel format uyarınca, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır.
Çevresel etki değerlendirmesi; gerçekleştirilmesi planlanan projenin, çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek değerlendirilmesi amacıyla yapıldığından, ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin Ek III. maddesindeki unsurlar yönünden, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar İdare Mahkemesince kararda; nihai ÇED raporunda üretimi sona eren alanların pasa döküm alanı olarak kullanılacağının belirtildiği ancak ocak içine bir senede ne kadarlık bir hacimde pasa dökülebileceğinin belirtilmediği ve tahmine dayalı bir analiz yapılmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, ÇED raporunda yer alan verilerden yararlanılarak içe döküm yapılacağı da dikkate alınarak yapılan hesaba göre pasa döküm alanının yeterli olacağı yönünde davalı idare ile davalı yanında müdahil tarafından itirazda bulunulduğu, kararda; tozda bulunma olasılığı olan kromdan bahsedilmediği, bu şekilde pasa ve cevherin bir anda birbirinden ayrıldığı “ayrıştırma süreci” ve atık özelliklerinin belirtilmediği, yapılan atık analizinin sadece faaliyet sırasında oluşacak pasalara ilişkin olduğu, krom atığı madeni için yapılan analizde sadece kükürtlü bileşiklerin konsantrasyonlarına bakıldığı, atık içindeki krom ve diğer ağır metal konsantrasyonların analiz edilmediği ve bu durumun sıradan toz önleme tedbirlerinin yeterli olup olmayacağını etkileyeceği gerekçesine yer verilmiş ise de, davalı idare ile davalı yanında müdahil tarafından Atık Yönetimi Yönetmeliği gereği inert atık olup olmadığının anlaşılabilmesi için analiz yaptırıldığı ve asit üretme potansiyelinin olmaması nedeniyle inert atık olarak kabul edildiğinin belirtildiği, davalı yanında müdahil tarafından ayrıca üretim aşamasında patlatma işleminden sonra triyaj yapılarak cevher ve pasanın ayrılacağı, bu aşamaya kadar olan faaliyetlerin her bir aşamasının tabloda detaylı verildiği, cevherin nakliyesinden sonraki süreç (kırma eleme- zenginleştirme) dava konusu işlemin süreçleri olmadığından detaylandırılmadığının ileri sürüldüğü, Mahkemece kararda; yangına karşı güvenlik önlemleri alınacaktır ifadesine yer verildiği ancak hangi önlemlerin alınacağı konusunda ÇED raporunda bilgi verilmediği gerekçesine yer verilmiş ise de, yangına karşı alınacak önlemlerin ÇED raporunda yer aldığı yönünde itiraz edildiği, kararda; mevcut işletme izni ile üretim yapıldığı ve yapılan bu üretim sonucu oluşan ocak çukuruna su dolarak gölet haline geldiği ancak canlılar için tehlike oluşturan bu duruma karşı tel koruma gibi herhangi bir önlem alınmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, üretimin mevcut ÇED kararına ve işletme iznine istinaden yapıldığı ve ocak çukuruna suyun bu üretim nedeniyle dolduğunun belirtildiği dikkate alındığında, bu konuda bir önlem öngörülmemiş olması ve herhangi bir önlem taahhüt edilmiş olsa dahi önlemin yetersiz olması hususu (dava konusu olmayan) mevcut ÇED kararının dayanağı proje tanıtım dosyası incelenerek değerlendirilecek bir husus olduğu, bu konunun dava konusu işlemin dayanağı ÇED raporu kapsamında ele alınamayacağı yönünde itiraz edildiği, kararda; çıkarılacak ve işlenecek olan krom metalinin tesiste çalışan ve çevredeki insanlar (ve ekosistem) üzerindeki olası etkilerinin ÇED raporunda yer almadığı gerekçesine de yer verilmiş ise de, projenin krom ocağı alansal ve üretimsel kapasite artışı olması nedeniyle ÇED raporu kapsamında "işleme faaliyetinin" söz konusu olmayacağına yönelik itiraz edildiği, Mahkemece kararda; ÇED raporunda tarım alanları sayfa 56’da harita üzerinde gösterilmiş ise de, bu gösterimde kapasite bilgisinin (hangi ürünler yetişmektedir, kaç kişi üretmektedir vb.) olmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de, ÇED raporunda bu hususa ayrıntılı yer verilmesi gerekliliğinin bilirkişilerce ortaya konulamadığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.
Olayda; söz konusu projenin krom ocağı alansal ve üretimsel kapasite artışı olduğu, kırma-eleme veya zenginleştirme işlemlerinin dava konusu ÇED olumlu kararının dayanağı ÇED raporu kapsamında olmadığı dikkate alındığında, bu yönde değerlendirmelerin yapıldığı bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı, ayrıca diğer hususlara ilişkin davalı idare ile davalı yanında müdahilin itirazlarının da uyuşmazlığın esasını etkileyebilecek nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlığın tereddüte mahal vermeyecek şekilde çözümlenebilmesi amacıyla, dava dilekçesindeki iddialar ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların yukarıda yer verilen hususlar da dikkate alınarak, dava konusu projenin gerçekleştirilmesinin, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek çevresel açıdan oluşturabileceği muhtemel zararlar ile bu zararların alınacak önlemlerle giderilebilmesinin mümkün olup olmadığının ve yapılacak inceleme neticesinde eksik hususlar görülmesi halinde ÇED raporunun tamamını kusurlandırıp kusurlandırmadığının aralarında çevre mühendisi, maden mühendisi, orman mühendisi ve jeoloji/hidrojeoloji mühendisi bilirkişiler olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 29/03/2022 tarihinde usulde oyçokluğuyla, esasta oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.