14. Hukuk Dairesi 2018/4951 E. , 2019/4489 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.05.2017 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.05.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 136 ada 1, 137 ada 1, 135 ada 9 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Davalılar, birleşen dosya davacıları vekili ortaklığın giderilmesi davasında davacı olan...’in davaya konu 136 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaşlıktan çıkartılmasını ve asıl davaya cevabında taşınmazların fiilen taksim edilmiş şekilde kullanıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Muhdesat sahipleri ... ve ... 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazda muhdesatları bulunduğunu belirterek davaya müdahil olmuşlardır.
Mahkemece, ilk kararda davanın kabulü ile paydaş olmayan muhdesat sahiplerine muhdesata düşen bedelin ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21.03.2017 tarih, 2015/9698 Esas, 2017/2169 Karar sayılı ilamı ile davaya müdahillikleri kabul edilen ... ve ...’ın dava konusu taşınmazda paydaş olmadığı ve taşınmazda paydaş ya da ortak olmayan muhdesat sahibi üçüncü kişiye satış bedelinden pay verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece; dava konusu 135 ada 9 parsel ve 136 ada 1 parsel hakkında verilen hükümle birleşen davanın reddine ilişkin hükmün, ayrıca yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretine dair hükümlerin bozma ilamı kapsamına alınmadığından bu hususlarda yeniden hüküm verilmesine yer olmadığına, dava konusu, 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi talebinin kabulü ile, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar vermiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK"nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür ve hüküm bir bütündür. Mahkemece; dava konusu 135 ada 9 parsel ve 136 ada 1 parsel hakkında verilen hükümle birleşen davanın reddine ilişkin hükmün, ayrıca yargılama harç ve giderleriyle vekalet ücretine dair hükümlerin kesinleştiği gerekçesiyle, Dairemizin bozma kararından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu durum HMK"nın 297. maddesine aykırı görülmüş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemeye yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 16.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.