Esas No: 2022/5148
Karar No: 2022/7075
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5148 Esas 2022/7075 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İşçinin prime esas kazançlarının tespiti istemiyle açılan davanın birinci derece mahkeme kararı kısmen kabul edilerek, Adıyaman İş Mahkemesi kararı gereği ilave tevdi ödemelerinin SPEK içine dahil edilmesi reddedilmiş, prime esas kazançlarının tespitinde ise eksik araştırma yapılarak karar verilmiştir. Temyiz edilen kararda ise ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dahil edilmesi gerektiği belirtilerek, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında yapılan ödemeden düşülmesinin işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığına dikkat çekilmiştir. Kararda, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesi olarak belirtilmiştir. Ücretin ispatında yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmakta ve ücret miktarı sınırı aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücret yazılı delillerle veya tanık dinletilmesi yoluyla belirlenebilmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 37. İş Mahkemesi
Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı TPAO genel müdürlüğünden emekli olduğunu, prime esas kazançların gerçek ücretten düşük bildirildiğini, Adıyaman iş mahkemesinde 2008/862 esas 2010/218 karar sayılı dosyada son günlük kazancın karar tarihi itibarı ile 52,91 TL olduğunun saptandığını ve karar gereği ücret farklarının ödendiğini, ancak bunların SPEK içerisine dahil edilip kuruma yatırılmadığını, gerekli tahsilatın yapılması için Adıyaman SGK ya başvurulduğunu, ancak işlem yapılmadığını, verilen cevapta kararda bahsi geçen ücretin SPEK içerisine dahil olup olmadığının ve dönem bilgisinin de olmaması sebebiyle işlem yapılmadığının bildirildiğini belirterek, belirtilen mahkeme kararına göre ödenen ücret farklarının SPEK niteliğinde olduğunun tespitini ve bu miktarın SGK ya ödemenin yapıldığı son ay primine esas kazanca dahil edilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı T. Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müd. vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunduklarını, yapılan ödemelerin SPEK dahilinde olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki süre husumet itirazında bulunduklarını, dayanak kararda açıklık bulunmadığından işlem yapılmadığı belirterek, davanın reddi istenilmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davacının davasının kısmen kabulü ile davacının Adıyaman İş Mahkemesi 2008/862 Esas 2010/218 Karar gereği davalıdan tahsil edilen ilave tevdi ödemelerinin SPEK içine dahil edilmesi gerektiğinin tespitine ilişkin talebin reddine, aynı karara konu ücretler için bu ödemelerin prime esas kazanca dahil edilmesi gerektiğinin tespiti ile Aralık 2004 için ek olarak 10.40 TL, 2005 yılının tamamı için ek olarak 312.00'şer TL, 2006 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları için 321.30 ar TL, Temmuz Ağustos Eylül ayları için 335.70 şer TL, Kasım ayı için 302.13 TL, Aralık için 268.56 TL, 2007 yılının tamamı için her ay 341.10 ar TL, 2008 yılının Ocak Şubat Mart Nisan ayları için 351.30 ar TL daha ek prime esas kazanç bildirilmesi gerektiğinin tespitine," şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b.1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı kurum vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece yeterli inceleme yapılmadığını, davanın sübut bulmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 79/10. maddesidir.
Bu kapsamda hizmet tespitine yönelik davalarda davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ...’na (Devredilen SSK) davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir. Hizmet akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, 2. Bası, Beta Yayınları, Sy:287).
Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-409 E., 2005/413 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 288. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) maddesindeki yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288.(6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları gibi delillerle sigortalının imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek suretiyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir. Meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmeleri gerekir.
Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için yine HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK’nun 289. maddesi gereğince tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinletilmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, 1.12.2004-30.4.2008 tarihleri arasındaki dönemde prime esas kazançlarının belirlenmesini talep etmiş, Mahkemece davacının anılan dönemde aylık prime esas kazancının alacak dosyası üzerinde belirlenen miktar üzerinden tespitine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece, tespitine karar verilen sürede aldığı aylığın tespitinde işçilik alacakları dosyasından hareketle sonuca gidilmiş ise de, yukarıdaki esaslar dahilinde deliller celp edilip, değerlendirildikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
İdare veya yargı makamları tarafından belirlenen ücretlerin prim hesabına esas alınabilmesi için bu tür kazançlara hak kazanmak yeterli olmamakta, işçilik alacaklarına ilişkin taraflar arasında çıkan uyuşmazlıkta mahkemece verilen karar sonrasında işçiye (sigortalıya) ödeme yapılmış olması aranmakta, bu durumda, yargı kararı ile hak kazanılan ücret niteliğindeki kazançların primlerinin sigortalı payının infaz sırasında sigortalıya yapılan ödemeden düşülmesi işverenin Kuruma karşı prim yükümlülüğünü kaldırmadığı da dikkate alınmak suretiyle, ödemenin yapıldığı ayın prime esas kazanç matrahına dâhil edilmesi, hizmet akdi daha önceki bir tarihte sona erdiği takdirde ise yapılan ödemelerin çalışmanın geçtiği son ayın prime esas kazancında gözetilmesi gerekmektedir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/05/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.