Esas No: 2022/3187
Karar No: 2022/7042
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3187 Esas 2022/7042 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi, davacının dava konusu ettiği tarihlerde kesintisiz çalışma yaptığının ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz eden davalı ve feri müdahil Kurum vekillerinin temyiz itirazları kabul edilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı bozulmuştur. Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Mersin 1. İş Mahkemesi
Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının 26/05/2014 tarihinde davalı şirkette aşçı/usta olarak çalışmaya başlayıp, davalı işveren tarafından hiç bir haklı gerekçe gösterilmeyerek çalışmasının 28/06/2015 tarihinde sonlandırıldığını, 26/05/2014 tarihinde davalı iş yerinde çalışmaya başlamış olmasına rağmen davalı işverence sigorta girişinin 27/01/2015 olarak bildirilmiş olduğunu, buna göre davacının 26/05/2014- 27/01/2015 tarihleri arasında davalı iş yerinde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Feri müdahil Kurum vekili, kurum kayıtlarının tetkikinden davacının tespit talep ettiği dönemde davalı işveren nezdinde iddia ettiği sürede sigortalı çalışmasının bulunmadığının tespit edildiğini, işyeri ve işe giriş bildirgelerine göre tutulmakta olan kurum kayıtlarının aksinin ancak aynı değerde yazılı delillerle ispatının mümkün olacağını, bu haliyle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı işveren vekili, davacının 27/01/2015 tarihinde müvekkili şirkette çalışmaya başlayıp, 28/06/2015 tarihinde iş akdini kendisinin fesh ederek, işten ayrıldığını, davacının iddia ettiği gibi aşçı/usta olmayıp, aşçı yardımcısı, mutfak elemanı olarak vasıfsız personel olarak çalıştığını, davacının 27/01/2015-28/06/2015 tarihleri arasında müvekkili şirkette çalıştığını ve çalıştığı sürelerin tam ve eksiksiz olarak bildirildiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacının dava konusu ettiği tarihlerde kesintisiz çalışma yaptığının ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince; “1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,
2- Davanın kabulü ile; davacının 26.05.2014 - 26.01.2015 tarihleri arasında davalı Ceylanlar Lokantacılık Yemekçilik Gıda Turizm, Unlu Mamuller İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. işyerinde hizmet akdine tabi olarak çalıştığının tespitine, ” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme yapıldığını belirterek temyiz incelemesi sonucu kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, Mahkemece, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece tespiti istenilen dönemde davacının çalıştığı şube belirlenip bordro tanıkları resen seçilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bordro tanıklarının da beyanlarının alınmasından sonra varılacak sonuca göre fiili çalışma olgusunun varlığı hakkında bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne dair kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.