19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/25267 Karar No: 2020/3282 Karar Tarihi: 05.05.2020
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/25267 Esas 2020/3282 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, 5607 sayılı Kanuna aykırılıktan sanık mahkum edildi. Ancak gümrük idaresinin davaa katılma talebi reddedildiği için temyize başvuruldu. Yerel mahkemenin verdiği kararın sanık lehine olan düzenlemeler nedeniyle bozulduğu ve yerel mahkemenin yeniden inceleme yapması gerektiği belirtildi. Kararda, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen \"eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir\" şeklindeki düzenleme ve kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ifade edildi. Ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrasına göre, ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin yerel mahkemeye ait olduğu belirtildi. Bu nedenlerle, hükmün bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi, 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesi ve 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gösterildi.
19. Ceza Dairesi 2019/25267 E. , 2020/3282 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Suçtan doğrudan zarar gören şikayetçi gümrük idaresi vekilinin davaya katılma talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş ise de, şikayetçi gümrük idaresinin 5607 sayılı Kanun"un 18. maddesine göre davaya katılma ve temyiz hakkına sahip olması nedeniyle CMK"nin 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ; Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete" de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "" Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir."" şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun" un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun" un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulanmasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.