23. Hukuk Dairesi 2016/988 E. , 2018/5120 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında 30.10.2013 tarihli temizlik hizmet alımı sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 31.12.2013 tarihinde davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin kâr kaybından dolayı düzenlenen fatura bedelinin davalı tarafça iade edilerek ödenmediğini ileri sürerek sözleşmenin erken feshinden kaynaklanan 32.139,00 TL’nin 22.01.2014 tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 30.10.2013 tarihinde sona erecek olması nedeniyle davacıdan alınan yeni fiyat teklifinin yüksek olması hasebiyle sözleşmenin yenilenmeyeceğinin, 01.01.2014 tarihi itibariyle sözleşmenin sonlandırılmak istenildiğinin davacıya bildirildiğini, davacının sözleşmenin 30.10.2013 tarihinde sona ereceğinden bahisle, resmi kurumlar ve yasalar karşısında sıkıntıya düşmemek bakımından sözleşmenin yenilenmesi gerektiğini belirterek müvekkil şirketi temsile ve imzaya yetkisi dahi bulunmayan şirket çalışanı Seda Yaprak"tan imza almak suretiyle sözleşmenin oluşturulduğunu, davacının sözleşmenin feshi ile nasıl bir zarar meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, sözleşmenin 9-d maddesi davacının tazminat talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 9/d maddesinde "Sözleşmenin hizmet alan tarafından tek yanlı olarak feshi halinde yüklenici herhangi bir ad altında hiçbir hak ve tazminat talep etmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder "Hükmünün düzenlendiğini, anılan hükme göre davacının tek yanlı fesih halinde hiçbir tazminat talep etmeyeceğini açıkça kabul ettiği, dolayısıyla davacının sözleşmenin davalı tarafından tazminatsız olarak tek yanlı feshini kabul ettiği, davacının tacir olduğu, basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünün bulunduğu, davacının tacir olarak bu sözleşmeyi kendi serbest iradesi ile imzaladığı, iradesini sakatlayan bir halin varlığının iddia ve ispat edilmediği, dolayısıyla davacının kâr kaybı adı altında tazminat talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 9-d maddesine göre davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisinin bulunduğundan bahisle davanın reddine
karar verilmiş ise de, 30.10.2013 ile 31.12.2013 tarihleri arasında sözleşmenin uygulandığı mahkemenin kabulünde olduğu gibi, geçerli hale gelen sözleşmenin 9-d maddesindeki tek taraflı feshin, aynı maddenin a, b ve c bentleriyle bağlantılı olduğu, yani tek taraflı fesih yetkisinin a, b ve c bentlerinde yazılı şartların gerçekleşmesi halinde kullanılabileceğinin de kabulü gerekir. Bu durumda taraflar arasında geçerli olarak kurulmuş olan sözleşmenin haklı veya haksız feshi üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin 9. maddesi yanlış yorumlanarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.