Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/1645
Karar No: 2022/1277
Karar Tarihi: 29.03.2022

Danıştay 13. Daire 2020/1645 Esas 2022/1277 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/1645 E.  ,  2022/1277 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/1645
    Karar No : 2022/1277

    DAVACI : ... Enerji Üretim A.Ş.
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVALILAR : 1. ...Kurumu
    VEKİLİ : Av. ...

    2. ...Elektrik Dağıtım A.Ş. (...)
    VEKİLİ : Av. ...

    DAVANIN KONUSU :
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) kararının ...tarih ve ...sayılı (a) ve (c) bentleri ile anılan Kurul kararına dayalı olarak ...Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ve söz konusu enerji bedellerinin ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Üretilen enerjinin sisteme bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına dayanak gösterilen Kurul kararının zımnen 12/05/2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırıldığı, bahse konu kuralların normlar hiyerarşisine aykırı olduğu, gerek 6446 sayılı Kanun’da gerekse 4628 sayılı Kanun'da enerjinin bedelsiz olarak sisteme verileceğine dair herhangi bir düzenleme olmadığı, Kurul kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın mülkiyet hakkına ilişkin kararlarına aykırı olduğu, lisanslı üretim yapanlar ile lisanssız üretim yapanlar arasında eşitsizliğe yol açıldığı, bir an için Kurul kararının geçerli olduğu kabul edilse dahi uygulama işlemlerinin hukuka aykırı olduğu, zira bir saat içerisinde üretilecek enerji esas alınarak söz konusu tesislerin kapasitesinin belirlenmesi gerektiği, uyuşmazlığa konu üretim tesisinde bir saatlik üretim düzeyleri incelendiğinde aşımın olmadığının görüleceği, 26/03/2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun ile Covid-19 salgını nedeniyle bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13/03/2020 tarihinden 30/04/2020 tarihine kadar durdurulduğu, 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile sürelerin yeniden başlayacağı tarihin 15/06/2020 tarihine kadar uzatıldığı, bu nedenle taahhütname verilmesine ilişkin sürenin durduğu ileri sürülmüştür.

    DAVALILARIN SAVUNMALARI :
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından; usûle ilişkin olarak, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, davacının üretim tesisinin 6446 sayılı Kanun’un 14. maddesinin (b) bendinde tanımlanan, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisi kapsamında yer aldığı, lisanssız elektrik üretim şirketlerinin kendi tüketimlerini karşılamak üzere üretim yapmak yerine ticarî amaçlarla üretim yapan tacirler hâline geldiği, bu durumun lisanssız elektrik üretimi amacıyla tamamen çeliştiği, 6446 sayılı Kanun'da azami güç 1 MW olarak belirlenirken herhangi bir mekaniksel, elektriksel ya da fotovoltaik güç ayrımına gidilmediği, lisanssız elektrik üretim tesisi sahiplerince daha fazla gelir elde etmek amacıyla güç olarak yüksek türbinler seçildiği ya da paneller kullanıldığı, YEK Destekleme Mekanizması (YEKDEM) maliyetleri tüketiciler tarafından elektrik faturaları üzerinden karşılandığından bu katkının yalnızca 6446 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren lisanssız üreticilere sağlanması gerektiği, dava konusu Kurul kararının uygulamada esnekliği sağlamak ve piyasa işleyişini kolaylaştırmak amacıyla tesis edildiği, yapılacak güç tespitlerinde yeknesaklığın sağlanması adına demand değerler üzerinden 1 MW ve üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespit edilmesi hâlinde dava konusu Kurul kararı kapsamındaki yükümlülüklerin uygulanması gerektiğinin değerlendirildiği, bu çerçevede 1 MW’ın üzerinde güç ile enerji verilmesi durumunun anlık değil, düzenli süren bir eylem olduğu, bağlantı anlaşmasında öngörülen yaptırım, ilgili şebeke işletmecisi ile lisanssız elektrik üreticisi arasındaki anlaşmaya yönelikken, dava konusu Kurul kararının ihtiyaç fazlası enerjinin değerlendirilmesine ilişkin olduğu, lisanssız elektrik üreticilerinin mevzuata uygun davranma zorunluluklarının olduğu, üretim tesislerinin inverterlerini ayarlayarak sisteme 1 MW üzerinde güç verilmeyecek şekilde tesisi çalıştırma zorunlulukları olduğu, sisteme verilen gücün inverterler ile saniyeler içinde ayarlanabildiği, Kurul kararı kapsamında uygulamanın güç üzerinden yürütüldüğü, üretim tesisinde ise gücün üreticinin inisiyatifinde olduğu, 7262-3 sayılı Kurul kararında işlem başlatılan tesislerin tamamının peak gücünün 1 MW’den yüksek olduğu, peak gücü 1 MW'den az olan tesislerde ölçümlerde 1 MW’nin aşılması hâlinde ancak teknik bir hatanın gündeme gelebileceği, dava konusu Kurul kararı ile getirilen düzenlemenin bir yaptırım olmadığı, ihtiyaç fazlası enerjinin değerlendirilmesine ilişkin bir düzenleme olduğu, nitekim dava konusu Kurul kararının iptali istemiyle açılmış olan bir başka davada, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 17/03/2020 tarih ve E:2017/2627, K:2020/909 sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği;
    ... Elektrik Dağıtım A.Ş. Tarafından ise; usûle ilişkin olarak, enerji bedelinin ödenmemesi konusunda herhangi bir işlemlerinin bulunmadığı, bu nedenle hasım mevkiinden çıkarılmaları gerektiği; esasa ilişkin olarak ise, ödemeye ilişkin muhatabın kendileri olmadıkları, davacının lisanssız elektrik üretimi kapsamında 1 MW üzerinde elektrik üretemeyeceği, Elektrik Piyasasında Kullanılacak Sayaçlar Hakkında Tebliğ’in 6. maddesi uyarınca demand periyodu 15 dakika olarak belirlendiğinden davacının güç aşımının tespitine ilişkin iddialarının yerinde olmadığı belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ :
    Dava konusu işlemlerden ... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından davacı şirkete sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin Nisan/2020 dönemi için ödeme yapılmamasına ilişkin kısmının iptaline, diğer işlemler yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI ...DÜŞÜNCESİ :
    Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) ...tarih ve ...sayılı kararının (a) ve (c) bentleri ve anılan Kurul kararına dayalı olarak ... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından davacı şirkete sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin iptali ile söz konusu enerji bedellerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    Dava dilekçesinde, ...tarih ve ...sayılı Kurul kararının tümünün iptali istenilmiş ise de, dava dilekçesi içeriği, öne sürülen hukuka aykırılık sebepleri ve uygulama işlemi dikkate alınarak anılan Karar’ın (a) ve (c) bentleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
    6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, üretim faaliyetinin, lisans almak koşuluyla yürütülebilecek elektrik piyasası faaliyetlerinden biri olduğu; 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf faaliyet kapsamında olduğu; üçüncü fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisinin son kaynak tedarik şirketince, 10/05/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınacağı; dördüncü fıkrasında, bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
    4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinde, Kurul’un, bu Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek için gerekli olan ve piyasada rekabeti geliştirmeye yönelik olarak gerçek ve tüzel kişilerin uymaları gereken talimatları ve tebliğleri, şebeke yönetmeliğini, dağıtım yönetmeliğini, müşteri hizmetleri yönetmeliğini ve dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğini onaylama yetkisine sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, kurulu gücü 1 MW veya Kanun'un 14. maddesi çerçevesinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiş kurulu güç üst sınırına kadar olan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin önlisans ve lisans alma ile şirket kurma yükümlülüğünden muaf oldukları; 31. maddesinin dördüncü fıkrasında, Kurum'un, lisanssız üretim tesislerinin sisteme bağlantısı, sistem kullanımı, lisanssız elektrik üretimi yapmaktan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri ile şebekenin ilgili mevzuatta öngörülen güvenlik, teknik ve kalite esaslarına göre işletilmesine dair bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin alt düzenleyici işlemler yapmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.
    Aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, elektrik üretim faaliyetinin lisans alma şartıyla gerçekleştirilmesinin esas olduğu, kurulu gücü azami 1 MW'lık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin ise lisans hükümlerinden muaf tutulduğu ve söz konusu tesislerin kendi ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektriği sisteme vermeleri hȃlinde 5346 sayılı Kanun kapsamındaki fiyatlardan yararlanma imkȃnlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'un 6/A maddesinde, "4628 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kurulacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için başvuru yapılması, izin verilmesi, denetim yapılması ile teknik ve mali usul ve esaslar, Bakanlık, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve DSİ’nin görüşleri alınarak EPDK tarafından çıkartılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Hidroelektrik üretim tesisleri için su kullanım hakkının verilmesine, DSİ’nin ilgili taşra teşkilatının su rejimi açısından üretim tesisinin yapımında sakınca bulunmadığına ve bağlantının yapılacağı dağıtım şirketinden dağıtım sistemine bağlantı yapılabileceğine dair görüş alınmak kaydıyla, tesisin kurulacağı yerdeki il özel idareleri yetkilidir. Bu madde kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten gerçek ve tüzel kişiler; ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini dağıtım sistemine vermeleri hâlinde, I sayılı Cetveldeki fiyatlardan on yıl süre ile faydalanabilir. Bu kapsamda dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin perakende satış lisansını haiz ilgili dağıtım şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin bu madde gereğince satın aldıkları elektrik enerjisi, söz konusu dağıtım şirketlerince YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir." düzenlemesine; 10. maddesinde ise, "Bu Kanun'un 6 ve 6/A maddelerine aykırı faaliyet gösterdiği tespit edilenler hakkında, 4628 sayılı Kanun'un 11'inci maddesi hükümleri uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
    Görüldüğü üzere, 5346 sayılı Kanun'un 6/A maddesinde uyuşmazlık konusuna ilişkin düzenleme yer almakta ise de, daha sonra yürürlüğe giren ve daha özel nitelikli olan 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin işbu davada öncelikle uygulanması gerekmektedir.
    Dava konusu Kurul kararının (a) bendi ile, "01/08/2017 tarihinden itibaren sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde ilgili aya ilişkin üretilen enerjinin görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olduğu kabul edilerek bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmamasına, bu kapsamda sisteme verilen enerjinin ise YEKDEM'e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına..."; (c) bendi ile de, "(a) bendi kapsamında işlem tesis edilen üretim tesislerinde demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespitinin yapıldığı ay sonuna kadar lisanssız üretim tesisi sahibi kişi ya da bu kişiyi temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişiler tarafından 'sistemde gerekli düzenlemeler yapılarak demand olarak sisteme 1 MW ve üzerinde güç verilemeyeceğine dair' bir taahhütname sunulması halinde üretilen ihtiyaç fazlası enerjiye istinaden, tespitin yapıldığı ayı izleyen ayda yeniden (a) bendi kapsamında aykırılık tespit edilmemesi halinde Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik'in 18 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işlem tesis edilmesine" karar verilmiştir.
    Anılan kararın, kurulu gücü 1 MW'ın üzerinde bulunan tesisleri kapsadığı ve ilgili şirketlerin 1 MW'ın altında lisanssız üretim faaliyetinde bulunabilecekleri, 1 MW'ın üzerinde kurulu gücü bulunan tesisler için ise lisans alınması gerektiği hususunda uyarıcı nitelikte bir düzenleme olduğu anlaşılmaktadır.
    Başka bir anlatımla, dava konusu düzenleme, idarȋ düzeni ihlȃl eden gerçekleşmiş bir fiile ilişkin olmayıp, lisanssız elektrik üretim şirketlerince ileriye dönük bir ihlȃl yapılmaması amacına matuf uyarıcı bir işlem olduğundan, bir idarî yaptırım düzenlemesi olarak değerlendirilemez. Bu nedenle Kanun'un idarî yaptırımlara ilişkin hükümlerine aykırılıktan da söz edilemez.
    Öte yandan, 6446 sayılı Kanun'un lisans alma yükümlülüğünden muaf olarak faaliyette bulunulmasına izin verdiği tesislerin kurulu gücü 1 MW'ı aşmayan tesisler olması ve en uygun tabiat şartlarında dahi kurulu gücü 1 MW'ı aşmayan tesislerin 1 MW'tan fazla elektrik üretmelerinin teknik olarak imkân dâhilinde bulunmaması nedeniyle, 1 MW'ın üzerinde elektrik üreten tesislerin aslında lisanslı olması gerekirken, lisans almadan faaliyette bulunan yani kurulu güçleri 1 MW'ın üzerinde olduğu için 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesi kapsamında kabul edilemeyecek tesis niteliğinde olduklarının kabulü gerekir.
    Kurul’un lisans alma zorunluluğu bulunan bu tesislerin faaliyetini lisans alıncaya kadar durdurma yetkisinin bulunduğu dikkate alındığında, ilgili şirketleri Kanuna uymaya zorlama amacıyla demand olarak 1 MW'tan fazla elektrik üretilmesi hâlinde bu üretimin 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kabul edilmeyerek ödeme yapılmaması ve bu elektriğin YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak verilmesine yönelik düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu itibarla, Kurul’un elektrik piyasasını düzenleme yetkisi çerçevesinde lisanssız elektrik üretim şirketlerine ait tesislerin 6446 sayılı Kanuna uygun olarak faaliyetlerini sürdürmeleri, aksi hâlde 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında alım yapılamayacağını açıklama ve uyarma mahiyetindeki 7150-3 sayılı Kurul kararı çerçevesinde tesis edilen dava konusu Kurul kararının (a) bendinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Üretim tesislerinde gücün üreticinin inisiyatifinde olduğu, üretim tesislerinin inverterlerini ayarlayarak sisteme 1 MW üzerinde güç verilmeyecek şekilde çalıştırmalarının mevzuattan kaynaklı bir zorunluluk olduğu dikkate alındığında, daha önce sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verdiği saptanan üretim tesislerinin 1 MW'tan fazla üretim yapmalarının önlenmesine yönelik dava konusu Kurul kararının (c) bendinde hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Dava konusu ... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından davacı şirkete sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin iptali istemine gelince;
    Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirkete ait lisanssız üretim tesisinde Mart 2020 döneminde sisteme 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespit edilmesi nedeniyle dava konusu Kurul kararının (a) bendi uyarınca Mart 2020 döneminde sisteme verilen enerji bedelinin ödenmediği, öte yandan, aynı Kurul kararının (c) bendi uyarınca, anılan tespitin yapıldığı Mart ayı sonuna kadar verilmesi gereken taahhütnemenin Nisan ayında gecikmeli olarak verilmesi nedeniyle de Nisan 2020 dönemine ilişkin enerji bedelinin ödenmediği anlaşılmaktadır.
    Dava konusu ödememe işlemi hukuka uygunluğu belirlenen 7262-3 sayılı Kurul kararı uyarınca tesis edildiğinden anılan işlemde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 29/03/2022 tarihinde, davacı vekili Av. ...ile davalı idare Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekili Av. ...'ın ve davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili Av. ......'un geldiği, Danıştay Savcısı'nın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısı'nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkimi'nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    Davacı lisanssız elektrik üretimi yapmaktadır.
    10/03/2020 tarihinde saat 13:30'da sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiği tespit edildiğinden, ...tarih ve ...sayılı Kurul kararının (a) bendi uyarınca, aşımın olduğu Mart/2020 ayı elektrik üretimi karşılığında; Kurul kararının (c) bendi uyarınca Mart ayı içerisinde taahhütte bulunulmadığından bahisle Nisan/2020 ayı elektrik üretimi karşılığında ödeme yapılmayarak sisteme verilen enerji YEKDEM’e bedelsiz kaydedilmiştir.
    Davacı tarafından 09/04/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile taahhütte bulunulmuş, bu taahhütte, salgın nedeniyle gerekli düzenlemelerin yapılmasının geciktiği, bu nedenle ilgili ay başvuru yapılamadığı vurgulanmıştır. Bunun üzerine OEDAŞ tarafından EPDK’dan görüş talep edilmiş, EPDK tarafından verilen 30/04/2020 tarihli görüşte, mevcut durumda Mart ayında taahhütte bulunulmadığından, Nisan ayı ödemesinin de yapılamayacağı belirtilmiştir. OEDAŞ tarafından da davacıya 21/05/2020 tarihli yazı ile ödemenin yapılamayacağı bildirilmiştir.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    USUL YÖNÜNDEN:
    Davalıların usûle yönelik itirazları geçerli görülmemiştir.
    Öte yandan, dava dilekçesinde, ...tarih ve ...sayılı Kurul kararının tümünün iptali istenilmiş ise de, bakılan davanın uygulama işlemi tesis edilmesi üzerine açıldığı görüldüğünden, dava dilekçesi içeriği, öne sürülen hukuka aykırılık sebepleri ve uygulama işlemi dikkate alınarak anılan Kurul kararının (a) ve (c) bentleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmak suretiyle esasın incelenmesine geçildi.

    ESAS YÖNÜNDEN:
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, üretim faaliyetinin, lisans almak koşuluyla yürütülebilecek elektrik piyasası faaliyetlerinden biri olduğu; 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf faaliyet kapsamında olduğu; üçüncü fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik şirketince, 10/05/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınacağı; dördüncü fıkrasında, bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
    4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinde, Kurul’un, bu Kanun hükümlerinin uygulanması ve bu Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek için gerekli olan ve piyasada rekabeti geliştirmeye yönelik olarak gerçek ve tüzel kişilerin uymaları gereken talimatları ve tebliğleri, şebeke yönetmeliğini, dağıtım yönetmeliğini, müşteri hizmetleri yönetmeliğini ve dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğini onaylama yetkisine sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
    Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 5. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, kurulu gücü 1 MW veya Kanun'un 14. maddesi çerçevesinde Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmiş kurulu güç üst sınırına kadar olan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin önlisans ve lisans alma ile şirket kurma yükümlülüğünden muaf oldukları; 37. maddesinin birinci fıkrasında, Kurum'un, lisanssız üretim tesislerinin sisteme bağlantısı, sistem kullanımı, lisanssız elektrik üretimi yapmaktan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri ile şebekenin ilgili mevzuatta öngörülen güvenlik, teknik ve kalite esaslarına göre işletilmesine dair bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin alt düzenleyici işlemler yapmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.
    Elektrik Piyasasında Kullanılacak Sayaçlar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde, "(...) demand periyodu onbeş dakika olup, sayaçlar, demand ölçüm periyodunun beş, on, onbeş, yirmi, otuz ve altmış dakikaya ayarlanabilmesi özelliğini taşır." kuralına yer verilmiştir.
    Dava konusu Kurul kararının (a) bendi ile, "01/08/2017 tarihinden itibaren sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde ilgili aya ilişkin üretilen enerjinin görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olduğu kabul edilerek bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmamasına, bu kapsamda sisteme verilen enerjinin ise YEKDEM'e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına..."; (c) bendi ile de, "(a) bendi kapsamında işlem tesis edilen üretim tesislerinde demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespitinin yapıldığı ay sonuna kadar lisanssız üretim tesisi sahibi kişi ya da bu kişiyi temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişiler tarafından 'sistemde gerekli düzenlemeler yapılarak demand olarak sisteme 1 MW ve üzerinde güç verilemeyeceğine dair' bir taahhütname sunulması hâlinde üretilen ihtiyaç fazlası enerjiye istinaden, tespitin yapıldığı ayı izleyen ayda yeniden (a) bendi kapsamında aykırılık tespit edilmemesi hâlinde Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik'in 18'inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işlem tesis edilmesine" karar verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    24/08/2017 tarih ve 7262-3 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının (a) ve (c) bentleri ile, sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesine yönelik tesis edilen işlemin 2020/Mart dönemine ilişkin kısmının iptali istemi yönünden:
    Aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, elektrik üretim faaliyetinin lisans alma şartıyla gerçekleştirilmesinin esas olduğu, kurulu gücü azami 1 MW'lık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin ise lisans hükümlerinden müstesna olduğu ve söz konusu tesislerin kendi ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektriği sisteme vermeleri hȃlinde 5346 sayılı Kanun kapsamındaki fiyatlardan yararlanma imkȃnlarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
    5346 sayılı Kanun'un 6/A maddesinde dava konusuna ilişkin düzenleme yer almakta ise de, daha sonra yürürlüğe giren ve daha özel nitelikli olan 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin işbu davada öncelikle uygulanması gerekmektedir.
    Dava konusu Kurul kararının da 7150-3 sayılı Kurul kararı gibi, kurulu gücü 1 MW'ın üzerinde bulunan tesisleri kapsadığı ve ilgili şirketlerin 1 MW'ın altında lisanssız üretim faaliyetinde bulunabilecekleri, 1 MW'ın üzerinde kurulu gücü bulunan tesisler için ise lisans alınması gerektiği hususunda öncül (ex-ante) ve uyarıcı nitelikte bir düzenleme olduğu anlaşılmaktadır.
    Başka bir anlatımla, dava konusu düzenleme, idarȋ düzeni ihlȃl eden gerçekleşmiş bir fiile ilişkin olmayıp, lisanssız elektrik üretim şirketlerince ileriye dönük bir ihlȃl yapılmaması amacına matuf uyarıcı bir işlem olduğundan, bir idarî yaptırım düzenlemesi olarak değerlendirilemez. Bu nedenle Kanun'un idarî yaptırımlara ilişkin hükümlerine aykırılıktan da söz edilemez.
    Öte yandan, 6446 sayılı Kanun'un lisans alma yükümlülüğünden muaf olarak faaliyette bulunulmasına izin verdiği tesislerin kurulu gücü 1 MW'ı aşmayan tesisler olması ve en uygun tabiat şartlarında dâhi kurulu gücü 1 MW'ı aşmayan tesislerin 1 MW'tan fazla elektrik üretmelerinin teknik olarak imkân dâhilinde bulunmaması nedeniyle, 1 MW'ın üzerinde elektrik üreten tesislerin aslında lisanslı olması gerekirken, lisans almadan faaliyette bulunan yani kurulu güçleri 1 MW'ın üzerinde olduğu için 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesi kapsamında kabul edilemeyecek tesis niteliğinde olduklarının kabulü gerekir.
    Kurul’un, lisans alma zorunluluğu bulunan bu tesislerin faaliyetini lisans alıncaya kadar durdurma yetkisinin bulunduğu dikkate alındığında, ilgili şirketleri Kanuna uymaya zorlama amacıyla demand olarak 1 MW'tan fazla elektrik üretilmesi hâlinde bu üretimin 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kabul edilmeyerek ödeme yapılmaması ve bu elektriğin YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak verilmesine yönelik düzenlemenin ölçülülük ilkesine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu itibarla, Kurul’un elektrik piyasasını düzenleme yetkisi çerçevesinde lisanssız elektrik üretim şirketlerine ait tesislerin 6446 sayılı Kanuna uygun olarak faaliyetlerini sürdürmeleri, aksi hâlde 6446 sayılı Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında alım yapılamayacağını açıklama ve uyarma mahiyetinde olan dava konusu Kurul kararının (a) ve (c) bendinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesine yönelik tesis edilen işlemin 2020/Mart dönemine ilişkin kısmı yönünden:
    Davacı şirkete ait lisanssız elektrik üretimi yapan tesiste 10/03/2020 tarihinde demand olarak 1 MW üzerinde güç ile sisteme enerji verildiği, demand ölçüm periyodunun Elektrik Piyasasında Kullanılacak Sayaçlar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer verilen kurala uygun olarak onbeş dakika olarak alındığı görülmektedir.
    Bu durumda, dava konusu Kurul kararının (a) bendi uyarınca, sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Mart dönemine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
    Nitekim, ...tarih ve ...sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararı ile anılan kararın uygulanmasına yönelik Temmuz 2017 dönemine ait üretilen enerji miktarının YEK Destekleme Mekanizması'na (YEKDEM) bedelsiz katkı olarak dikkate alınacağına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine yönelik Dairemizin 17/03/2020 tarih ve E:2017/2007, K:2020/914 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04/11/2021 tarih ve E:2020/2151, K:2021/2199 sayılı kararı ile; ...tarih ve ...sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine yönelik Dairemizin 17/03/2020 tarih ve E:2017/2301, K:2020/898 sayılı kararı ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 04/11/2021 tarih ve E:2020/2186, K:2021/2192 sayılı kararı ile onanmıştır.
    Sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesine yönelik tesis edilen işlemin 2020/Nisan dönemine ilişkin kısmı yönünden:
    Dava konusu Kurul kararının (c) bendi ile, "(a) bendi kapsamında işlem tesis edilen üretim tesislerinde demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespitinin yapıldığı ay sonuna kadar lisanssız üretim tesisi sahibi kişi ya da bu kişiyi temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişiler tarafından 'sistemde gerekli düzenlemeler yapılarak demand olarak sisteme 1 MW ve üzerinde güç verilemeyeceğine dair' bir taahhütname sunulması hâlinde üretilen ihtiyaç fazlası enerjiye istinaden, tespitin yapıldığı ayı izleyen ayda yeniden (a) bendi kapsamında aykırılık tespit edilmemesi hâlinde Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik'in 18'inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işlem tesis edilmesine" karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, 10/03/2020 tarihinde saat 13:30'da sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiği tespit edildiğinden, 7262-3 sayılı Kurul kararının (c) bendi uyarınca Mart ayı içerisinde taahhütte bulunulmadığından bahisle Nisan/2020 ayı elektrik üretimleri karşılığında ödeme yapılmayarak YEKDEM’e bedelsiz kaydedildiği, davacı tarafından 09/04/2020 tarihinde kayıtlara giren dilekçe ile taahhütte bulunulduğu görülmektedir.
    Davacı tarafından, 26/03/2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun ile Covid-19 salgını nedeniyle bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm sürelerin 13/03/2020 tarihinden 30/04/2020 tarihine kadar durdurulduğu, 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile sürelerin yeniden başlayacağı tarihin 15/06/2020 tarihine kadar uzatıldığı, bu nedenle taahhütname verilmesine ilişkin sürenin durduğu ileri sürülmektedir.
    26/03/2020 tarih ve 31080 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 1. maddesinde, "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır." kuralı getirilmiştir.
    Covid-19 salgını nedeniyle düzenlenen 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 1. maddesinde belirtilen sürelerin "yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla durdurulduğu, taahhütte bulunmak için, sisteme demand olarak 1 MW’ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespitinin yapıldığı ay sonuna kadar verilen sürenin ise yargılamaya yönelik bir süre olmadığı, dolayısıyla taahhütte bulunma için verilen sürenin anılan Kanun kapsamında duran sürelerden olmadığı anlaşıldığından, davacının Covid-19 salgını nedeniyle idareye taahhütte bulunma süresinin durduğuna ilişkin iddiası geçerli görülmemiştir.
    Davalılar tarafından, davacının 10/03/2020 tarihinde saat 13:30'da sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiği tespitinin ne zaman yapıldığına ilişkin herhangi bir tarih ileri sürülmemekle birlikte, dosya içerisine davacı tarafından sunulan, davalılardan dağıtım şirketince davacıya gönderilen e-posta ekinde yer alan çizelgede endeks tarihi olarak 31/03/2020 tarihinin olduğu görülmüştür.
    Bu durumda, davacıdan, tespitin yapıldığı ay sonuna kadar taahhütte bulunmasını beklemenin ölçülü olduğu söylenemeyeceğinden, sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Nisan dönemine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Öte yandan, davacı tarafından, kendisine ödeme yapılmasının talep edildiği, davacının talep etmiş olduğu ödemenin iptal davasının bir sonucu olduğu, iptal davası ile birlikte ileri sürülen nedenlerle ödeme talebinde bulunulduğu, ödeme talebinin iptali istenen işlemden kaynaklandığı görülmektedir. Bu itibarla, davacının ödeme istemi açısından, sisteme demand olarak 1 MW’ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespitinin yapıldığı ay sonuna kadar taahhütte bulunulmadığından dolayı ödenmeyen elektrik enerjisi bedelinin dayanak işlem iptal edildiğinden, davacının Nisan/2020 döneminde sisteme verdiği elektrik enerjisi karşılığına ilişkin bedelin diğer şartların da varlığı hâlinde hesaplanarak ödenmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Nisan dönemine ilişkin kısmının İPTALİNE,
    2. Dava konusu diğer işlemler yönünden ise davanın REDDİNE;
    3. Dava kısmen iptal, kısmen ret kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...-TL yargılama giderinin yarısı olan ...-TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan ...-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına,
    4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ...-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ...-TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
    5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
    6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 29/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :

    6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kurulu gücü azami 1 MW yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinin lisans alma ve şirket kurma yükümlülüğünden muaf olduğu; üçüncü fıkrasında, lisans alma yükümlülüğünden muaf olan yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten kişilerin ihtiyacının üzerinde ürettiği elektrik enerjisinin sisteme verilmesi hâlinde elektrik enerjisi son kaynak tedarik şirketince, 10/05/2005 tarihli ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'da kaynak türü bazında belirlenen fiyatlardan alınacağı; dördüncü fıkrasında, bu kişilerin sisteme bağlanmasına ilişkin teknik usul ve esaslar ile satışa, başvuru yapılmasına ve denetim yapılmasına ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
    Aynı Kanun'un 16. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, "Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına ve talimatlara aykırı hareket edildiğinin saptanması hâlinde, aykırılığın niteliğine göre aykırılığın otuz gün içinde giderilmesi veya tekrarlanmaması ihtar edilir ve yapılan yazılı ihtara rağmen aykırı durumlarını devam ettiren veya tekrar edenlere beşyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir."; (c) bendinde, "Bu Kanun, ikincil mevzuat veya lisans hükümlerine aykırılık yapılmış olduktan sonra niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olmayacak şekilde aykırı davranılması durumunda ihtara gerek kalmaksızın beşyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir."; 31. maddesinin birinci fıkrasında ise, "Diğer mevzuatta, 4628 sayılı Kanun'un bu Kanunla yürürlükten kaldırılan maddelerine yapılan atıflar, bu Kanun'un ilgili hükümlerine yapılmış sayılır." kuralına yer verilmiştir.
    5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'un 6/A maddesinde, "4628 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında kurulacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için başvuru yapılması, izin verilmesi, denetim yapılması ile teknik ve mali usul ve esaslar, Bakanlık, İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve DSİ’nin görüşleri alınarak EPDK tarafından çıkartılacak bir yönetmelikle düzenlenir. Hidroelektrik üretim tesisleri için su kullanım hakkının verilmesine, DSİ’nin ilgili taşra teşkilatının su rejimi açısından üretim tesisinin yapımında sakınca bulunmadığına ve bağlantının yapılacağı dağıtım şirketinden dağıtım sistemine bağlantı yapılabileceğine dair görüş alınmak kaydıyla, tesisin kurulacağı yerdeki il özel idareleri yetkilidir. Bu madde kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten gerçek ve tüzel kişiler; ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini dağıtım sistemine vermeleri hâlinde, I sayılı Cetveldeki fiyatlardan on yıl süre ile faydalanabilir. Bu kapsamda dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin perakende satış lisansını haiz ilgili dağıtım şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin bu madde gereğince satın aldıkları elektrik enerjisi, söz konusu dağıtım şirketlerce YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir."; 10. maddesinde, "Bu Kanun'un 6 ve 6/A maddelerine aykırı faaliyet gösterdiği tespit edilenler hakkında, 4628 sayılı Kanun'un 11'inci maddesi hükümleri uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
    5346 sayılı Kanun'un 10. maddesinin gerekçesinde, elektrik enerjisi üretimi faaliyetinde bulunanların Kanunlarda öngörülen yükümlülüklerini ihlâl etmeleri hâlinde 4628 sayılı Kanun'da düzenlenen aynı nitelikteki yaptırımlara tâbi tutulması gerektiğinin belirtildiği, 4628 sayılı Kanun'un yaptırımlara ve yaptırımların uygulanma usulüne ilişkin 11. maddesi ile 5346 sayılı Kanun'un 6. ve 6/A maddesi arasında atıf yoluyla bağlantı kurulmasının amaçlandığı görülmektedir.
    İşlemin tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde, "İlgili mevzuat: Elektrik piyasasına ilişkin kanun, yönetmelik, tebliğ, genelge ve Kurul kararlarını ... ifade eder."; 28. maddesinin beşinci fıkrasında, "Lisanssız üretim faaliyeti gösteren kişilerin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı davranması durumunda, Kurul tarafından Kanun'un 16'ncı maddesinde öngörülen yaptırımlar uygulanır." kuralına yer verilmiştir.
    Aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, 6446 sayılı Kanun'da kurulu gücü azami 1 MW'lık üretim tesislerinin lisans alma yükümlülüğünden muaf olduğu, 1 MW'ın üzerinde faaliyette bulunulmasının ise Kanunun tanımış olduğu istisnaî duruma aykırılık teşkil edeceği, bu durumda söz konusu ihlâlin müeyyidesi olarak gerek 6446 sayılı Kanun'da gerekse anılan Kanuna atıf yapmak suretiyle 5346 sayılı Kanun'da idarî yaptırımların düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu çerçevede "01/08/2017 tarihinden itibaren sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde ilgili aya ilişkin üretilen enerjinin görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olduğu kabul edilerek bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmamasına, bu kapsamda sisteme verilen enerjinin ise YEKDEM'e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına..." şeklinde mülkiyetin kamuya geçirilmesi sonucunu doğuran bir yaptırım türünün Kurul kararı ile düzenleyici işlemlerle belirlenip belirlenemeyeceğinin ortaya konulması gerekmektedir.
    Bağımsız idarî otoritelerin görev ve yetkileri belli bir alanla veya sektörle sınırlandığından ve ayrıca bunların görev ve yetkileri kuruluş kanunlarında somut olarak belirlendiğinden, görev ve yetkilerine dair belirlenen bu sınırlar aynı zamanda bunların ceza verebilecekleri fiillerin de bir tür çerçevesini oluşturacağından, verebilecekleri idarî ceza türü, süresi ve miktarının kanunla düzenlenmesi yeterlidir. (ULUSOY, Ali D., İdari Yaptırımlar, 2013, İstanbul, s. 86-87).
    Görüldüğü üzere, çerçeve kanunlarda kapsam ve koşulları gösterilmek suretiyle kabahatin tipe dâhil unsurlarının idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle düzenlenmesine olanak tanınmışken, kabahat karşılığında uygulanacak idarî yaptırımlar bakımından aynı imkân mevcut değildir. Çünkü 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci fıkrasında idarî yaptırımların türünün, süresinin ve miktarının sadece kanunla belirlenebileceği açıkça vurgulanarak, bu konuda idareye hiçbir şekilde yetki verilmemiştir. (KANGAL, Zeynel T., Kabahatler Hukuku, 2019, İstanbul, s. 94-95).
    Öte yandan, elektrik piyasasını düzenleme yetkisiyle donatılan Kurul'un ilgili şirketleri Kanuna uymaya zorlama amacıyla gerekli idari tedbirleri alabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Ancak alınacak bu tedbirin, hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesine uygun olması gerekmektedir. İdari tedbirin temel amacı cezalandırmak değil, mevzuatın öngördüğü bir kuralın uygulanmasının sağlanması ve yasakladığı bir eylemin yani mevzuat ihlâlinin önlenmesi veya engellenmesidir.
    İdari tedbirler, idari yaptırımların idari cezalar dışında kalan kısmını içermekte olup, esas olarak, cezalandırmak, tedip etmek amacı yerine, kamu hizmetlerinin ve diğer idari faaliyetlerin aksamasını önlemek ve düzgün işlemesini sağlamak, ayrıca kamu düzeninin bozulmasını engellemek amaçlı olarak öngörülen idari yaptırımları ifade etmektedir. (Ali D. Ulusoy, 2013, İdari Yaptırımlar, 1. Bası, s.175)
    Dava konusu Kurul kararı incelendiğinde, sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde 1 MW'a kadar üretilen elektrik bedelinin de ödenmeyeceğine ilişkin getirilen düzenlemenin mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin, idarî tedbiri aşan, ölçülü olmayan, muhatapları üzerinde ağır bir etki doğurması nedeniyle cezalandırma sonucunu doğuran bir "idarî yaptırım" olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Dolayısıyla Kurul'un, Kanunda öngörülmeyen bir yaptırım türü ihdas etmesi mümkün bulunmadığından, sisteme demand olarak 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde ilgili işletmeye 6446 sayılı Kanun’un 16. maddesinde yer alan idarî yaptırımların uygulanması gerekirken, idari tedbir adı altında davalı idarenin yeni bir idarî yaptırım türü ihdas ederek sisteme verilen elektriğin tamamının YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak verileceğine yönelik getirilen düzenlemede ölçülülük ilkesine ve hukuka uygunluk bulunmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin tümünün yukarıda yer verilen gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

    (XX) KARŞI OY :
    Dava konusu Kurul kararıyla, sisteme 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verildiğinin tespiti hâlinde, üretim tesisi ile ilgili iş ve işlemler tamamlanarak Bağlantı Anlaşmasına Çağrı Mektubunda yer alan 1 MW ve altında bir değere ulaşılana dek üretim tesisinde üretilen enerjiye herhangi bir ödeme yapılmaması ve bu kapsamda sisteme verilen enerjinin YEKDEM'e bedelsiz katkı olarak dikkate alınmasına karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, dava konusu Kurul kararı uyarınca davacı şirkete ait lisanssız elektrik üretimi yapan tesiste 10/03/2020 tarihinde sisteme demand olarak 1 MW üzerinde güç ile enerji verildiğinden bahisle, herhangi bir ödeme yapılmamasına karar verildiği görülmektedir.
    Oysa davalı EPDK'nın Dairemizin E:2017/2003 sayısında kayıtlı dosyaya sunduğu savunma dilekçesinde, inverterler ile kontrol edilebilecek güç 1020 kW, peak güç 1166 kW iken bunun sayaçtaki toleranstan mı, kişilerden mi kaynaklandığının tespit edilemeyecek bir husus olduğu belirtilmiştir.
    Somut olayda, davacı şirketin 1 MW'ın (1000 kW) üzerinde 1000,5 kW olarak sisteme enerji verdiğinin tespit edildiği, bu tespite istinaden sisteme verilen enerjinin YEKDEM'e bedelsiz katkı olarak dikkate alındığı, ancak 1 MW'ın üzerindeki aşım miktarının ölçüm toleransı kapsamında olup olmadığına veya ölçüm hata payı bulunup bulunmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, sisteme 1 MW'ın üzerinde güç ile enerji verilmesi hâlinde bu gücü aşan kısmın ne kadarının tolerans sınırları içerisinde kalacağı, ne kadarının ölçüm hata payı olarak değerlendirileceğinin objektif kriterlerle belirlenmediği, 21 elektrik dağıtım şirketi için de aynı uygulamanın geçerli olacağı ve uygulamaya süreklilik kazandırılacağı göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu uygulama işlemi olan enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Mart dönemine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Öte yandan, sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Mart dönemine ilişkin kısmının hukuka aykırı olması nedeniyle davacının süresinde taahhütte bulunmadığı söylenemeyeceğinden, enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen işlemin 2020/Nisan dönemine ilişkin kısmında da hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle, dava konusu Kurul kararı uyarınca tesis edilen sisteme verilen enerjinin bedelinin ödenmemesi yönünde tesis edilen uygulama işleminin tamamının (2020/Mart-2020/Nisan) iptaline karar verilmesi gerektiği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi