Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4894
Karar No: 2021/3229
Karar Tarihi: 10.06.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4894 Esas 2021/3229 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2019/4894 E.  ,  2021/3229 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilinin istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10.06.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 539, 544, 563, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ayrıca davalının da imzasının bulunduğu mirasçılar arasında düzenlenen 05.11.2015 tarihli protokol ile davalının miras hakkından fazlasını aldığı payları devretmeyi kabul ettiğini, tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu 539, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarda hem mirasbırakan annesinin hem davacı kardeşlerinin paylarını bedelini ödeyerek satın aldığını, 563 parsel sayılı taşınmazın ise yine bedeli karşılığında mirasbırakana vekaleten davacı ... tarafından kendisine devredildiğini, dava konusu 544 parseldeki payının ise dava dışı bir taşınmazda davacı kardeşleri ... payları ile aralarında haricen takas ettiklerini, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece Mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescil isteğinin, üçüncü kişiye devredilen 563 ve 544 parseller yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinafı üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1916 doğumlu mirasbırakan ...’ın 26.09.2014 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacı çocukları ..., ...in kaldığı, mirasbırakan ...nin 539 parseldeki 2/8 payını ve 563 parseldeki 70/2304 payının tamamını 18.12.1984 tarihli aynı akitle, 544 parsel sayılı taşınmazdaki 2/8 payının tamamını 03.01.1986 tarihinde, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlardaki 2/8 payının tamamını da 14.06.2000 tarihli aynı akitle davalı oğlu ...e satış suretiyle temlik ettiği, davalının 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı kardeşleri ...’in paylarını da satın aldığı, davalının daha sonra 563 parsel sayılı taşınmazdaki payını 19.10.1989 tarihinde 3. kişi ...’a devrettiği, ayrıca davalının 544 parseldeki bir kısım paylarını ise muhtelif tarihlerde davacılar ...’ye satış yoluyla devredip en son uhdesinde tuttuğu 69/2400 payını ise 29.01.2004 tarihinde dava dışı 3. kişi...’a satış yoluyla devrettiği, bir kısım davacının ve davalının imzasını taşıyan 05.11.2015 tarihli “Protokol ve Antlaşma” başlıklı belgenin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hâl böyle olunca, mirasbırakanın temlikteki amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi amacıyla tarafların bildirdiği tanıklar çağrılarak yeniden dinlenmesi, davacı tarafça ibraz edilen 05.11.2015 tarihli “Protokol ve Antlaşma” başlıklı belgenin değerlendirilmesi, davalının savunmaları üzerinde de durularak, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373. maddesi uyarınca Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne, kararın bir örneğininAdana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi