Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2146
Karar No: 2022/7204
Karar Tarihi: 16.05.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2146 Esas 2022/7204 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/2146 E.  ,  2022/7204 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 37. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının 01/08/2010 tarihinden itibaren davalı ...'in yanında ev hizmetlisi olarak işe başladığını, ev hizmetlerinin yanında davalının babası ...'e de hasta bakıcılığı yaptığını, ayrıca davalının kardeşi ...'in de nörolojik hastalığı bulunmasından dolayı bakımı ile ilgilendiğini, 01/11/2015 tarihinde kadar bu çalışma süresinin sürdüğünü, çalışma saatlerinin 1 yıl boyunca haftada 6 gün 08,00-17,00 arası olduğunu, davacının eşinden boşanmasından sonra çalışmanın haftanın 7 günü aynı saatler arasında devam ettiğini ve son 4 yıl yatılı çalışan olarak devam ettiğini, yıllık izinlerini kullanmadığını, milli ve dini bayramlarda yalnızca ilk gün izin kullandığını, belirtilen tarihler arasında sürekli ve kesintisiz olarak çalıştığını, ... İnş. Ltd. Şti.’nden eve gönderilen davacıya teslim edilen ... marka bir notebook un davacının elden teslim aldığının belli olduğunu, bu durumun çalışmanın varlığını gösterdiğini, evde çalışması sebebiyle işverene kesilen trafik cezalarının da davacıya tebliğ edildiğini, aynı iş yerinde 4 yıldan fazla fiili kıdemi olan bir ev hizmetlisi olduğunu, en son aldığı maaşın 1.500 TL olduğunu, eksik hizmet bildirimi yapıldığını belirterek davacının 01/08/2010 -01/11/2015 tarihleri arası çalıştığının tespitini, SGK primlerinin geriye dönük olarak davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP
    Feri müdahil Kurum vekili, yetki, hak düşürücü süre, zaman aşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
    Davalı vekili ise; husumet itirazında bulunmuş, davacı ile davalı arasında hizmet akdi olmadığını belirterek davacının eşinden şiddet gördüğünü ve boşanma davası açtıklarını, dava sırasında eşinin hayatını tehdit etmesi sebebiyle evinden ayrılmak zorunda kaldığını, bu dönemde davalının amcasının çocuklarının davacı ile ilgilendiğini ve davacının eşi ile bir araya gelme imkanının olmadığı anlaşılınca kalacak bir yer arandığını, davalının babası ... 'un eski Maltepe Cami imamı olup hayırsever olduğunu, Neyzen Tevfik sokakta oturduğunu, davalının amcası ve çocuklarının davacının mağdur olması sebebiyle kalacak yer aradığını belirtip yardım istediklerini davalının babasının da davacının evde kalmasına izin verdiğini, 2011 yılının son ayında bu şekilde davacının davalının babasının yanına geldiğini ve davalının babası ölene kadar da evde kaldığını, 2015 yılının 10. ayı sonuna kadar da kalmayı sürdürdüğünü, aralarında iş ilişkisi bulunmadığını, Kurum tarafından durumun incelendiğini, bizzat davacının davalının babasının yanında çalışmadığını, barınma amacı ile davalının babasının yanında kaldığını söylediğini, bu beyanla da durumun sabit olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davacının davasının kısmen kabulüne,
    1/11/2011-1/8/2015 dönemi davacının davalının babasına bakmak suretiyle hizmet akdi ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, artan kısma ilişkin isteğin reddine, tespitine karar verildi.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili temyiz başvurusunda; dinlenen tanıkların hiçbir şekilde davanın müvekkil davalı ile ne gibi bir bağlantısı olduğunu ortaya koyamadıklarını, eşiyle sorun yaşayan davacının bir müddet babası tarafından evde kalmasına müsaade edildiğini ileri sürmüştür.
    Feri müdahil SGK vekili; yöntemince araştırma yapılmadığını ayrıca davada feri müdahil sıfatını taşıdıklarından aleyhlerine yargılama gideri yüklenemeyeceğini ileri sürmüştür.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar, sonuç itibariyle sigorta primlerinin işverenden tahsilini ve kurum kayıtlarının düzeltilmesini de gerektireceğinden gerçek işveren ve kurum kayıtlarında işveren olarak görünen kişilerin de belirlenerek davaya katılmaları sağlanmalı, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılması, bir başka anlatımla, davanın sübutu, kanıtlama yükümlülüğü ve verilen kararın infazı açısından, husumetin tüm işverenlere birlikte yöneltilmesi zorunludur.
    Dava arkadaşlığının hangi hallerde zorunlu (mecburi) olduğu, maddi hukuka göre belirlenir. Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hallerde mecburi dava arkadaşlığı olacaktır.
    Davacılar arasında (aktif) mecburi dava arkadaşlığı bulunması halinde, bütün davacılar davayı birlikte açmak zorundadırlar. Dava mecburi dava arkadaşları tarafından biri veya bazıları tarafından açılmış ise, dava sıfat yokluğundan dolayı hemen reddedilmez. Mahkeme, diğer mecburi dava arkadaşlarının davaya katılmasını vefa muvafakat etmelerini sağlaması için davacıya veya davacılara süre verir. Diğer dava arkadaşları davaya katılır veya muvafakat ederse davaya devam edilir. Davayı açan davacı kendisine verilen süre içinde diğer mecburi dava arkadaşlarının katılmasını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ise, dava sıfat yokluğundan reddedilir.
    Davalılar arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı var ise, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır. Dava, bütün dava arkadaşlarına karşı değilde, bunlardan birine veya birkaçına karşı açılmış ise, bu halde davalı durumundaki kişinin yada kişilerin, bu davada yalnız başına taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yoktur; davalı sıfatı mecburi dava arkadaşlarının tümüne aittir. Ancak bu halde dava sıfat yokluğundan reddedilmez. Mahkemenin, davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil etmesi için davacıya süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir. Davacı kendisine verilen kesin süre içinde davasını diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil etmez ise o zaman dava sıfat yokluğundan reddedilir.
    Mecburi dava arkadaşlığı halleri dışında dava arkadaşlığı ihtiyaridir. Birlikte dava açma hakkına sahip olanlar birlikte dava açmak zorunda değildir. Bunlardan her biri ayrı ayrı dava açabilecekleri gibi dilerlerse birlikte de dava açabilirler. Davalılar arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı bakımından da örneğin alacaklı müteselsil borçlulardan her birine karşı ayrı ayrı dava açabileceği gibi, isterse, müteselsil borçluların bir kaçına veya tümüne karşı birlikte dava açabilir. İşte bu iki halde de ihtiyari dava arkadaşlığı doğar.
    Davada taraf değişikliği ıslah yoluyla yapılamaz.
    HMK.'nın 61 (HUMK 49) ve devamı maddelerinde düzenlendiği gibi, kendisine dava ihbar edilen veya yargılama sırasında davaya dahil edilen kişi hakkında usulüne uygun dava açılmadığı için davada taraf sıfatını kazanamaz. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14/12/2005 2005/17-736 Esas, 2005/722 Kararı).
    Somut olayda; davacı, işveren olarak davalı ...’in yanında ev hizmetlisi olarak, 01.08.2010-01.11.2015 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini talep etmişse de, davacı yanın talep içeriğinde, iddia olunan çalışmanın, davalının babası müteveffa ... ile davalının kız kardeşi ...’in birlikte ikamet ettikleri evde, ev hizmetlerinin yanında, davalının babası ve kız kardeşine hasta bakıcılığı yapmak suretiyle gerçekleştiğinin belirtilmesi karşısında, Mahkemece taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
    Mahkemece, 02.07.2014 tarihinde vefat ettiği anlaşılan davalının babası ...’ in başkaca mirasçısı olup olmadığı araştırılmak suretiyle başkaca mirasçıların tespiti halinde yukarıda anılan yasal düzenlemelere göre taraf teşkili sağlandıktan sonra yapılacak araştırma, inceleme ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
    Diğer yandan, dosya içeriğinde davalı ...’in kız kardeşi ...’ e ait tedavi kayıtları dikkate alınarak, Türk Medeni Kanunu’nun 405 ve 462’nci maddeleri gereğince vesayet altına alınıp alınamayacağı hususu araştırılmalı, bu konunun bekletici mesele yapılması, vasi tayini halinde ise, yasal kısıtlılık altında bulunduğundan hakkındaki davanın anılan Kanun’un 462/8’inci maddesi uyarınca husumete izin verilmiş vasi huzuru ile yürütülmesi gereği nazara alınarak, bu yönde husumete izin verildiğine dair ilgili Mahkeme kararı da eklenerek vasinin huzurunda davaya devam olunması gereği gözetilmelidir
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararı sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi