Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2234
Karar No: 2018/8041
Karar Tarihi: 08.11.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/2234 Esas 2018/8041 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, çalıştığı işyerindeki bildirilmeyen çalışmalarının tespit edilmesini istemiş ancak hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ancak istinaf başvurusu da reddedilmiştir. Temyiz isteği üzerine yapılan incelemede, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğru bulunarak davacının temyiz itirazları reddedilmiş, hüküm onanmıştır.
Kararda, davacının çalıştığını iddia ettiği aracın çalındığı tarih itibariyle çalışmasının sona erdiği, davanın açıldığı tarihte hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilmiş, ancak bordro tanıklarının ifadeleri ve ceza tutanaklarına ilişkin araştırmalar yapılmadan hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi kararı verildiğinden bahsedilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- 506 sayılı Yasanın 79. Maddesi: 5 yıllık hak düşürücü süreyi düzenlemektedir.
21. Hukuk Dairesi         2017/2234 E.  ,  2018/8041 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesince, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
    KARAR
    Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
    08/11/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi
    MUHALEFET ŞERHİ

    Davacı, davalılara ait işyerlerinde 1994 ile 20/06/2008 yılları arasında çalıştığının tespiti talebiyle dava açmış, yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece davacının çalıştığını iddia ettiği ...plakalı aracın 04/11/2007 tarihinde çalınması nedeniyle iddia ettiği çalışma olgusunun bu tarih itibariyle sona erdiği, davanın ise 26/03/2013 tarihinde açıldığı ve 506 sayılı

    Yasanın 79. Maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahis ile davanın reddine karar vermiş, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine ... 33. Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçelerle davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın temyizi üzerine katılmadığımız Dairemiz çoğunluk görüşünce verilen karar onanmıştır. Tüm dosya kapsamına göre, ...plaka sayılı aracın 04/11/2007 tarihinde çalındığı tartışmasızdır. Ancak , davacı yanın iddia ettiği hizmet ilişkisinin aracın çalındığı tarih itibariyle aynı gün sona erdiğinin kabulü hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca, yargılama sırasında 10/03/2016 tarihli celsede dinlenen bordro tanıklarından ... ve ..., davacının 2008 yılında çalıştığını belirtmiş, yine bordro tanığı ... aynı tarihli celsede davacıyı 2007 yılına kadar gördüğünü ancak en son ne zaman çıktığını bilemediğini belirtmiştir.Dosya içerisindeki bordrolarda adı geçen diğer tanıklar ve gerekirse başkaca komşu işyeri tanıkları dinlenmeden ve dinlenen iki tanık çalışma olgusunu doğrularken bir tanığın en son ayrıldığı tarihi bilememe şeklindeki beyanına ve diğer celselerde dinlenen tanık beyanlarına itibar edilerek tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde; davacı taraf 2008 yılında ... plakalı araçta davacının daha önce çalıştığı araçta ...plakalı aracın çalınmasından sonra çalışmaya başladığını iddia etmiş ve mahkemece söz konusu araca ilişkin trafik ceza tutanakları celbedilmiş ve 04/05/2016 tarihli cevabi yazıda söz konusu araca ilişkin 07/06/2008 tarihli ceza tutanağının bulunduğu ve tutanağın ... adına tanzim edildiği görülmüştür. Davacı bu araçta 2008 yılında çalıştığını iddia etmekte ve ayrıca 2008 yılında bu aracı ... sınır kapısında ... isimli bir şahsa teslim ettiğini belirtmesi karşısında yine dosya kapsamında davalı taraflarca davacıya 2008 yılında yapılan bir kısım ödemelerin mahiyetinin ne olduğu tam araştırılmadan, hizmet tespiti davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi ve resen delil toplama ilkesi gereğince mahkemece ... adlı kişinin dinlenilerek söz konusu aracı kimin adına ve kiminle birlikte kullandığı sorulmadan, 2008 yılına ilişkin olarak davacının adına düzenlenmiş trafik ceza tutanağının bulunup bulunmadığı sorgulanmadan ve yapılan ödemelerin niteliği tam olarak açıklığa kavuşturulmadan hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi sonucuna gidilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hak düşürücü sürenin geçip geçmediği yukarıda belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra belirlenmeli ve hak düşürücü sürenin geçmediği belirlenir ise taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenerek sonuca gidilmesi gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılamamaktayız.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi