Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1788
Karar No: 2022/1073
Karar Tarihi: 30.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1788 Esas 2022/1073 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1788 E.  ,  2022/1073 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/1788
    Karar No : 2022/1073


    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 11/03/2021 tarih ve E:2017/765, K:2021/629 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ve bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin aynı Kurulun … tarih ve … sayılı kararının iptali ile bu kararlar nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 11/03/2021 tarih ve E:2017/765, K:2021/629 sayılı kararıyla;
    Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde, davacının Anayasaya aykırılık iddiasının ciddi görülmediği,
    "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
    Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
    Davacının, ceza yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
    ByLock delili yönünden, davacı tarafından … GSM numarasından, … IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiği ve anılan uygulamayla bağlantı kurulduğu, davacının "… " ID numarasıyla bu ağa dâhil olduğunun anlaşıldığı,
    Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına, örgüt toplantılarına katıldığına, sınavlara örgütün hakim-savcı sınav çalışma evlerinde hazırlandığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
    YARSAV üyeliği yönünden, YARSAV Derneğine üyelik şeklinin FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğunun değerlendirildiği belirtilerek,
    Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anayasa'ya göre, olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinin, yalnızca olağanüstü hal ilanını gerektiren nedenler gözetilerek ve bu nedenlerin ortadan kaldırılması amacıyla çıkarılabileceği, ayrıca bu Kanun Hükmünde Kararnamelerin ölçülülük ilkesine uygun olması gerektiği, oysa dava konusu kararların dayanağını teşkil eden 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/1. maddesinin, olağanüstü hali gerektiren durumla ilgisi bulunmayan kalıcı nitelikte düzenlemeler içerdiği, bu haliyle anılan hükmün, Anayasa'ya aykırı olduğu, olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinin iptal davasına konu edilemeyeceğini öngören Anayasa'nın 148. maddesindeki düzenlemenin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına engel teşkil etmediği; bir daha başka bir kamu görevinde çalıştırılmamak üzere meslekten ihraç edildiği gözetildiğinde, olağanüstü hal döneminde alınan tedbirlerin kalıcı olmamasını öngören Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulunun E:1988/6, K:1989/4 sayılı kararı ile AİHM'in yerleşik içtihatlarına göre, dava konusu kararların iptaline karar verilmesi gerektiği; dava konusu kararlar tesis edilmeden önce Anayasa'nın 129. maddesi ve 2802 sayılı Kanun'un 71. maddesine aykırı bir biçimde savunma hakkının tanınmadığı, yargılama devam ederken sunulan delillere yönelik beyanın alınması ile savunma hakkının tanındığından söz edilemeyeceği, nitekim yerleşik içtihatlara göre, idari işlemlerin uygulandığı an itibarıyla hukuka uygun olmasının gerektiği; isnat edilen fiilin niteliği ve uygulanan cezanın ağırlığı dikkate alındığında, dava konusu kararların tesisi sırasında adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelere riayet edilmesinin hukuken zorunluluk arz ettiği, AİHM'nin yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğu, bu çerçevede savunma hakkı kullandırılmadan tesis edilen dava konusu kararlar ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, öte yandan dava konusu kararlarda öngörülen cezanın ağırlığı, şahsı ve aile fertleri üzerinde doğurduğu etkinin büyüklüğü gözetildiğinde, savunma hakkının kullandırılmamasının, ölçülü ve orantılı olduğunun kabul edilemeyeceği; uyuşmazlıkta, dava konusu kararlara dayanak olarak gösterilen tüm delil ve iddiaların 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten çok öncesine ait olduğu, bu durumun yasaların ve idari işlemlerin geriye yürümezliği ilkeleri ile bağdaşmadığı; iptali istenen kararlara dayanak olarak gösterilen hiçbir bilgi ve belgenin tarafına tebliğ edilmediği; yargılama devam ederken davalı idarece dosyaya sunulan ve iptali istenen kararlara dayanak olarak gösterilen delil ve iddiaların anılan kararların verildiği tarihten sonra elde edildiği, Dairece temyize konu kararda bu delillerin dikkate alınacağının kabul edildiği, tesis edildiği tarih itibarıyla var olmayan delillere dayanılmasının hukuken olanaklı olmadığı; dava konusu kararlar tesis edilirken, Anayasa ve 2802 sayılı Kanun'da öngörülen güvencelerin hiçbirisine riayet edilmediği, dolayısıyla yetkide ve usulde paralellik ilkesine uyulmadan tesis edilen kararların sakat olduğu, ayrıca bu yöndeki iddialarının Dairece karşılanmayarak, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği; dava konusu kararların tesis edildiği tarihte, hakkında terör örgütü üyeliği yönünden kesinleşen mahkumiyet kararının bulunmadığı, bu bağlamda, dava konusu kararlarla, Anayasa'nın 15. maddesi uyarınca, olağanüstü hallerde dahi korunacağı kabul edilen masumiyet karinesinin ihlal edildiği, öte yandan, Dairece, henüz kesinleşmemiş olan mahkumiyet kararında belirtilen delillere dayanıldığından, temyize konu kararda da masumiyet karinesinin ihlal edildiği; somut yargılamada makul sürede yargılanma hakkına riayet edilmediği; meslekten çıkarma kararına karşı yapılan yeniden inceleme talebinin ilk kararı veren Kurulca reddedildiği, bu suretle yeterli hukuki korumanın temin edilmeyerek, tarafsızlık ilkesinin çiğnendiği, ayrıca bu hususa ilişkin iddialarının Dairece karşılanmayarak, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği; şahsının demokratik Anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair hiçbir somut delilin bulunmadığı; hukuka aykırı şekilde tesis edilen kararlarla mahrum kaldığı parasal ve özlük hakları nedeniyle, mülkiyet hakkının da ihlal edildiği; temyize konu kararda, meslekten çıkarma kararının "olağanüstü tedbir" olarak nitelendirildiği, bu nitelendirmenin işlemin pek çok yönden sakat olduğu gerçeğinin görmezden gelinmesi amacıyla yapılmış olabileceği, ancak bu yaklaşıma, hukuk devleti ilkesi karşısında itibar edilemeyeceği; yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, bir kimsenin sadece CGNAT kayıtlarının esas alınarak ByLock programını kullandığının ispat edilemeyeceği, nitekim yalnızca CGNAT kayıtlarına dayanılarak yapılan tespitlerin teknik olarak anılan programın kullanıldığı anlamını taşımadığı, bu çerçevede hakkında User-ID eşleştirmesi ile mesaj, mail, ID tespiti yapılmaksızın anılan delile dayanılamayacağı, ayrıca ByLock uygulamasına ilişkin verilerin, hukuka aykırı şekilde elde edildiği, bu nedenle bahse konu verilerin delil olarak kullanılamayacağı; aleyhindeki tanık beyanlarının çürütülmesi yönündeki hukuki girişimlerinin ceza yargılamasında ilgili mahkemece karşılanmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre tanık beyanlarının, ancak, anlatımlarda geçen tarih ve maddi vakaların uygunluğunun araştırılmasından sonra hükme esas alınabileceği; YARSAV'a hukuki dayanışma ve bilgi paylaşımı amacıyla üye olduğu, YARSAV'a üye seçimleri sırasında doğuda görev yaptığı, seçimlere katılmadığı; Anayasa Mahkemesinin E:2018/73, K:2019/65 sayılı kararında belirtildiği üzere, bireylerin mesleki ve profesyonel hayatlarının özel hayata saygı kapsamında korunduğu, bu nedenle, salt kanaat ve değerlendirme içeren bir yaklaşımla şahsı ve ailesi üzerinde önemli sonuçlar doğuran meslekten ihraç kararlarının temel insan haklarına ve Anayasa'ya aykırı olduğu, bu durumun suç ve cezaların kanuniliği ve geriye yürümezliği ilkeleri ile de bağdaşmadığı belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 11/03/2021 tarih ve E:2017/765, K:2021/629 sayılı kararının ONANMASINA,
    3.Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
    4.Kesin olarak, 30/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi